İnsan ne yaparsa kendine yaparmış.
İnsanın kendine yaptığını, dünya bir araya gelse yapamazmış. Onun için de, kendi düşen ağlamaz demişlerdir.
Elbette ben her konuda yazı yazıyorum ama uşaklık düzeyinde ipleri başkalarının elinde olanlar gibi, talimatlı ve kapalı zarflı mektuplara bakarak yazmıyoruz.
Biz, Atatürk'ün ülküleri doğrultusunda ne gerekiyorsa onu köşemize taşıyoruz.
Biliyoruz ki bu ülküler; tam bağımsızlıktır.
Hürriyettir.
Akıl ve bilimdir.
Milletimizin üstün çıkarlarıdır.
Bizim yazılarımızın hiç birisinde ve katiyen bir müdahale veya yönlendirme yoktur ve olamaz.
Ne yazıyorsak, Türk milleti ve geleceği içindir.
Atatürk Cumhuriyeti'nin payidar olması içindir.
İşte bizim cesaret ve özgürlüğümüz, tam da buralardan gelmektedir.
Ne diyorduk?
Vatandaşımız devletten umudunu kesmiştir tespitini yapmıştık.
Bu tespit masa başı oturarak yapılan bir analiz değildir. Sokak her şeyi en yalın olarak size sunar. Siz de alır ve süzersiniz.
Nerede olursak olalım.
Nerede oturup birileriyle bir hasbihal yaparsak yapalım, konu hep aynı; ne olacak bu gidişin sonu!
Devlet diye bir şey kalmamış.
Bu kadar büyük rezillik olur mu?
Oy verdik ama bin tövbe bi daha asla oy vermem.
Kardeşim her gün zam mı olur!
Bu gidişe kim dur diyecek?
Bunları söyleyeni en başta tarif etmiştim.
Yandı gülüm keten helva yani.
Önemli bir kısmının şu sözü söylemesinden birilerinin halen daha utanmıyor olmasına pes doğrusu.
Ne diyor kimileri...
"Erdoğan'a vermeyecektim. Ama Kılıçdaroğlu o kadar yetersiz ve güven vermekten uzak ki, bu mu ülkeyi idare edecek diye yine aynı adama oy verdik" diyen böylesi bir kesim de var.
Şimdi en fazla, "Yandım Allah" diyen de onlar.
Bu çıkmaz yolun ülkeyi daha da bir zifiri karanlığa götüreceğini haykıran bir yiğit adam vardı.
Haydar Baş Bey.
"Yeminle konuşuyorum, bu adamlar bu işi bilmezler. Bunlara bu yetkiyi vererek, onlara da haksızlık ediyorsunuz. Bu işi dünyada bilen tek adam benim. Ben bu işin kitabını yazdım. Benden başka bir satır ekonomi üzerine makalesi olan kimse var mı? Gelin bir ve beraber olalım ve bu işi bu sefer bitirelim" derdi Haydar Baş Bey.
Ne dedi de çıkmadı.
Ne olacak dedi de olmadı.
Hangi konuda uyardı da, o konuda tepetakla gitmedik.
Ne geçti elimize 21 yıldır!
Köprü, tünel, yol, hastane ve biraz da pastane. Bu mudur Haydar Baş Bey'in tarif ettiği "Kâinat devleti Türkiye" modeli.
Allah aşkına elin insanı farklı gezegenlere tatile gidiyor, biz halen daha yol-köprü ile mi avunacağız.
Bütün devletlerin turistleri bize tatile geliyor, biz ise bunlara ne iyi hizmette bulunduk ile mi övüneceğiz!
Bizim yaptığımız hamallık kardeşim neden anlamak istemiyorsunuz!
Bakın geçende partisinin Bolu kampından Hüseyin Baş'ı dinliyorum.
Adam nelerden bahsediyor.
40 yıllık kadrolu siyasilerin ağzından bir kere bile böyle şeyler duymadık.
Bu iş kumaş işi kardeşim.
Varsa çeşmende su, alttan doldurursun testini.
Yok ki...
Çeşme tık.
Ta ki 1938'den bu tarafa gelen bütün iktidar ve muhalefetin çeşmeleri tam takır, kuru bakır.
Vallahi Hüseyin Baş gibisi yok.
Billahi de yok.
Bırakın takım tutar gibi parti tutma hastalığını.
Hangisi babamızın oğlu?
Sana ve senin geleceğine ışık tutan adam, Türkiye'nin kurtuluşu olacak kişi, Atatürk'ün gerçek aşığı insan, bugün sadece ve sadece Hüseyin Baş'tır.
Ben inanmadığım hiç bir şeyi yazmam.
Hüseyin Baş, başta gençlerin ve geleceğin tek umudu olan lider kumaşı taşıyan isimdir.
Bu arada her partinin Genel Başkanı lider falan da değildir bu da böyle biline.
Liderlik doğrudan doğruya, kumaş işidir.
Bu kumaş da öyle terzilerde satılmaz!
- İslam düşmanı Muaviye, ABD’ye ilham oldu! / 15.04.2025
- Haydar Baş’ı anmak ve anlamak / 14.04.2025
- Kıbrıs Türk’ün tapulu malıdır / 13.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 10.04.2025
- Boykotu bırak satılanlara bak! / 08.04.2025
- ‘Selçuklu ve Osmanlı’yı tarikatlar batırdı’ / 07.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 06.04.2025
- “Kürt sorunu” ifadesi ‘SEVR’ in ürünüdür! / 02.04.2025
- TÜRK milletine ters kelepçe! / 01.04.2025