İsrail'in karşısında dimdik durabilmiş, Müslümanlara kan kusturan bu ülkeye İslam coğrafyasında 'dur' diyebilmiş tek oluşum olan Lübnan'daki Hizbullah'ın kendinden önceki ve sonraki liderleri gibi Seyyid Muhammed Hüseyin Fadlallah da Ortadoğu'daki gelişmeleri çok iyi okuyabilen bir liderdi.
Ortadoğu'da kurgulanan planların merkezin İsrail olduğunu bilen bir isimdi.
Batılıların hangi plan ve programı olursa olsun İslam coğrafyasına fayda değil, kan ve kaos getireceğinin farkındaydı.
Can düşmanı olan MOSSAD ve CIA tarafından sayısız suikast girişiminden Allah'ın yardımıyla kurtulan Fadlallah, Temmuz 2010'da vefat edene kadar, başta İsrail olmak üzere birçok düşmanla mücadelesini yılmadan sürdürdü.
"Hiçbir Şii lider, hatta Humeyni bile, hakikat üzerinde tekel sahibi değildir" dediği için İran'ın da haz etmediği Lübnan'daki en etkili meşru siyasi hareket olan Hizbullah'ın o dönemki lideri olan Seyyid Muhammed Hüseyin Fadlallah'la 2005 yılında Lübnan'a giden bir grup Türk gazeteci görüştü.
Bu gazetecilerle görüşmesinde Muhammed Hüseyin Fadlallah onlara şu tavsiyede bulunmuştur:
"Türkiye'deki İslamcılara söyleyin, Türk ordusuyla uğraşmasınlar. Bu topraklar bir günde cehenneme döner. Bu cehennemden kurtuluş için tek şans, Türk Ordusu'nun gölgesidir."
İsrail'le mücadelenin bayraktarı olmuş Hizbullah'ın lideri Fadlallah'a göre 'İslam coğrafyasında yaşanacak cehennemi ancak Türk ordusunun gölgesi söndürebilirdi.'
Aslında bu tavsiye, petrol zengini onlarca ülkenin bulunduğu kan gölüne dönmüş İslam coğrafyasında, Müslümanlar için tek umudun ordusu ve milletiyle Türkiye olduğunu da ortaya koymaktadır.
Ama ne hazin tecellidir ki, Büyük Ortadoğu Projesi ve Arap Baharı gibi İslam coğrafyasını Fadlallah'ın dile getirdiği cehenneme çevirecek planlarda gönüllü görev almış olan Türkiye, bütün bu umutları maalesef boşa çıkarmıştır.
Libya ve Suriye'de yaptıklarımız ortadadır.
Geçmişte ve bugün Irak'ta yaptıklarımızın da çok vahim neticeleri oldu.
İslam ülkelerindeki feraset ehli Müslümanları umutlandıracak potansiyelin Türk milleti ve Türk askerinde varlığından şüphemiz yok.
Peki, sorun ne?
Neden umutlar boşa çıkıyor?
Çünkü emanet ehil ellerde değil.
Acı ama gerçek bu.
Yıllardan beridir takip ettiği politikalarıyla Ortadoğu'daki cehenneme odun taşıyan Türkiye, milletimiz Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ı iş başına getirme dirayetini göstermiş olsaydı, yakılan fitne ateşini söndüren, silahların ve bombaların hedefi olan Müslümanların umudu olacaktı.
Tüm umutları boşa çıkarmayacak bir Türkiye'nin var olduğu günleri hasretle bekliyoruz.
Ortadoğu'da kurgulanan planların merkezin İsrail olduğunu bilen bir isimdi.
Batılıların hangi plan ve programı olursa olsun İslam coğrafyasına fayda değil, kan ve kaos getireceğinin farkındaydı.
Can düşmanı olan MOSSAD ve CIA tarafından sayısız suikast girişiminden Allah'ın yardımıyla kurtulan Fadlallah, Temmuz 2010'da vefat edene kadar, başta İsrail olmak üzere birçok düşmanla mücadelesini yılmadan sürdürdü.
"Hiçbir Şii lider, hatta Humeyni bile, hakikat üzerinde tekel sahibi değildir" dediği için İran'ın da haz etmediği Lübnan'daki en etkili meşru siyasi hareket olan Hizbullah'ın o dönemki lideri olan Seyyid Muhammed Hüseyin Fadlallah'la 2005 yılında Lübnan'a giden bir grup Türk gazeteci görüştü.
Bu gazetecilerle görüşmesinde Muhammed Hüseyin Fadlallah onlara şu tavsiyede bulunmuştur:
"Türkiye'deki İslamcılara söyleyin, Türk ordusuyla uğraşmasınlar. Bu topraklar bir günde cehenneme döner. Bu cehennemden kurtuluş için tek şans, Türk Ordusu'nun gölgesidir."
İsrail'le mücadelenin bayraktarı olmuş Hizbullah'ın lideri Fadlallah'a göre 'İslam coğrafyasında yaşanacak cehennemi ancak Türk ordusunun gölgesi söndürebilirdi.'
Aslında bu tavsiye, petrol zengini onlarca ülkenin bulunduğu kan gölüne dönmüş İslam coğrafyasında, Müslümanlar için tek umudun ordusu ve milletiyle Türkiye olduğunu da ortaya koymaktadır.
Ama ne hazin tecellidir ki, Büyük Ortadoğu Projesi ve Arap Baharı gibi İslam coğrafyasını Fadlallah'ın dile getirdiği cehenneme çevirecek planlarda gönüllü görev almış olan Türkiye, bütün bu umutları maalesef boşa çıkarmıştır.
Libya ve Suriye'de yaptıklarımız ortadadır.
Geçmişte ve bugün Irak'ta yaptıklarımızın da çok vahim neticeleri oldu.
İslam ülkelerindeki feraset ehli Müslümanları umutlandıracak potansiyelin Türk milleti ve Türk askerinde varlığından şüphemiz yok.
Peki, sorun ne?
Neden umutlar boşa çıkıyor?
Çünkü emanet ehil ellerde değil.
Acı ama gerçek bu.
Yıllardan beridir takip ettiği politikalarıyla Ortadoğu'daki cehenneme odun taşıyan Türkiye, milletimiz Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ı iş başına getirme dirayetini göstermiş olsaydı, yakılan fitne ateşini söndüren, silahların ve bombaların hedefi olan Müslümanların umudu olacaktı.
Tüm umutları boşa çıkarmayacak bir Türkiye'nin var olduğu günleri hasretle bekliyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024