Teröriste açılım var, partiliye bile yok

Emekli aç ve açılım bekliyor.Tarım köylüsü icralık ve açılım bekliyor.İşçi perişan ve açılım bekliyor.Sanayici, tüccar borç batağında ve açılım bekliyor.İşsizler kara kara düşünüyor ve açılım beliyor.Şehit aileleri mağdur ve açılım bekliyor.Engelli vatandaşlarımız sesini duyuramıyor ve açılım bekliyor.Hatta AKP İl Danışma Meclisi toplantısına gelip Başbakan'a sesini duyurmak isteyen mağdur AKP'liler dahi açılım bekliyor.Bu noktayı biraz açalım.Bu toplantıda bir AKP'li "İki senede iki trilyonum gitti. Böyle mi yöneteceksiniz bu memleketi? Gümrüklerde sıkıntı yaşıyoruz. Sayın Başbakanla, sizinle görüşmek istiyorum" diyor ve yaka paça dışarı atılıyor.Aynı toplantıda AKP'li bir bayan "açız" diye feryat ediyor; bir diğer AKP'li bayan ise "Ülkede ekonomik kriz var. Bu ekonomik kriz ne olacak?" deyince yine aynı kaderi yaşıyorlar apar topar çıkartılıyorlar.Doğru ya, Hükümetimizin bunlarla uğraşacak zamanı yok, o "Kürt açılımı" adı altında dağdakilere, İmralı'dakine, Meclis içinde bölünme sevdası içinde olanlara açılımla meşgul.Çünkü okyanus ötesindeki "abi" böyle istiyor.Bu yoğunluk içinde gece gündüz mücadele eden siyasilerimiz elbetteki sade vatandaşlara zaman ayıramaz.Sırf okyanus ötesi istiyor diye taleplerine silahla, katliamla, evlatlarımızı şehit etmeyle ulaşmaya çalışan dağdakilere, Kuzey Iraktakilere açılım içinde olan ve buna "demokratik açılım projesi", ya da "milli birlik ve bütünlük projesi" diyen siyasilerimiz konu Türk vatandaşlarına gelince demokrasi dersi vermeye kalkıyor.Başbakan AKP toplantısında bu protestolarla karşılaşınca bakın neler diyor:"Bağıranlar, çağıranlar oluyor. Bunlar zaman zaman spekülasyon amaçlı oluyor. Bazıları demokrasi adına bunu değerlendiriyor. Demokrasi bu kadar ucuz değil, kusura bakmayın. Ben provokatöre, spekülatöre, demokrat diyemem" Ne diyor vatandaş, "ben açım" diyor, "mağdurum" diyor, "kriz ne olacak" diyor ve bunları derken gayet medeni bir şekilde söylüyor, silahını doğrultmuyor, küfür etmiyor, hakaret etmiyor...Silah doğrultana "ne pahasına olursa olsun" açılım yapılıyor -hatta şehit denilecek kadar- medeni olarak sorunlarını ifade edene ise kapı gösteriliyor.Üstelik bu sorunları sadece onlar yaşamıyor, toplumun tamamı onların ifade ettiklerini bilfiil yaşıyor ve çözüm bekliyor, açılım bekliyor.Bu durum, yabancılara şirin görüneceğim diye kendi insanına yabancılaşmanın, kendi insanını dışlamanın en bariz göstergesidir.Projenin arkasında olmasına rağmen ABD bile "Kürt açılımı" projesinin kendisiyle bağlantısını reddederek bu açılım neticesinde doğabilecek sıkıntılardan kendisini korumaya çalışırken, siyasilerimizdeki bu kör cesaretine şaşıyorum.Neticede ABD başka piyonlar bulur, ama siz ne yapacaksınız?Bu vatan dışında yaşayabileceğiniz başka yer var mı?Bu gemi batınca, ya da gemidekiler kaptanın rotasının yanlış olduğunu farkedince o gemi dışındakilerin size bağrını açacağını mı zannediyorsunuz?Bu gibilerin başlarına neler geldiğini gösteren tarihte birçok örnek var.Lütfen tarih okuyun ve ondan ders almayı da öğrenin.