Günümüzde her insan az veya çok unutkanlık yaşmaktadır. Bu unutkanlığın miktarı ve şekline göre kendini unutkan diye addetmektedir. İnsan için unutmak bir özür gibi olsa da bazen de lütuftur. Aslında insan, öğrendiği bilgileri halen tam olarak çözülememiş bir şekilde öyle bir kayıt ediyor ki unutulduğu veya kaybolduğu zannedilen bu bilgilerin uygun bir çağrışımla geri getirildiği deneysel olarak gösterilmiş. Hatta bunamış yaşlı bireylerin bakıcıları, hastaların dünü hatırlamazken 40-50 önceki olayların ayrıntılarını vererek anlatmakta olduklarından sıkça söz ederler. Bu durum, insan hafızasının özel bir şekilde kayıt tuttuğunu, ilk öğrenilen ve sık tekrar edilen bilgilerin eski olsa bile uzun zaman sonra da hatırlanabildiğini göstermektedir. Bu becerinin demans hastalarında bile tam olarak yok olmadığı, hafızanın beyinin birçok bölgelerinin kullanılarak oluşturulmuş bir işlev olduğu anlaşılmaktadır.
Ama yaşı ne olursa olsun kendisinden önceki nesle göre hem daha zeki ve donanımlı hem de imkanları sonsuza yakın görülen günümüz insanı, neden unutkanım demekte ve ileriki hayatı için kaygılanmaktadır.
Nöroloji alanının meşhur tanımlaması olarak demans (bunama), erişkin merkezi sinir sisteminin hasarlanması sonucu, bilinç bulanıklığı olmaksızın birden fazla kognitif alanın (dikkat, bellek, dil kullanma ve anlama, öğrenme, değerlendirme, sorun çözme ve karar verme gibi zihinsel yetiler) bozulması, bununla ilintili olarak günlük yaşam aktivitelerinin eski düzeyinde sürdürülememesine neden olan, doğal seyri açısından kalıcı, sıklıkla da ilerleyici bir klinik tablodur.
Aslında günümüz insanın unutkanlığı bu tanımın kenarından bile geçmemekte. O zaman neden insanlar unutkanlıktan yakınmaktalar? Belleğimizi anlık, kısa süreli ve kalıcı şeklinde kabaca ayırırsak insan beyni aldığı bilgiyi kendi sağlık durumu, duygusu, bulunduğu mekân, zaman, olayın şiddeti, zihnin meşguliyeti, bilginin gerekliliği, tekrar edilmesi, istek ve motivasyonumuz gibi çok fazla etmenin karmaşası içinde öğrenmektedir. Bu karmaşa bir kaos gibi görülse de çok mükemmel çalışmaktadır. Erişkin sağlıklı bir birey bilgilerin hatırlanması için öncelikle bilgilerin öğrenilmiş olması ve bellekte yerini almış olması gerekir.
Bugün insan belleğinin ne kadar kapasitesi olduğu hala bilinmezken, günümüz unutkanlığında öncelikli olarak öğrenme ve öğrenilmiş bilginin geri çağırılmasında sorunla karşılaşılmaktadır.
İnsan, çevresindeki "akıllı" teknolojilerle o kadar kuşatılmış ki kendi belleğini kullanmakta beceriksiz kalmaktadır. Ya da çok da gerekli olmadığını düşünmekte veya ihtiyacı olamadığı düşündürülmektedir. Çok da eski olmayan bir zamanda insanlar sayısını bilmedikleri kadar şarkı, türkü, deyiş, hikâye veya anıyı yani bilgiyi hafızalarında tutup ihtiyacı olduğunda kullanırken şimdi teknoloji, ihtiyacı olduğunda yardım etmezse insan yetersiz, çaresiz ve aciz kalmaktadır.
Aslında üretilen dijital bilginin miktarı göz önünde bulundurulursa depolama açısından bakıldığında insan hafızasının bunu kaldırması mümkün görünmüyor. Hatta yalnızca evimizde kullandığımız teknolojik aletlerin depolama kapasiteleri bile günümüzde kullanılan veya kullanması planlanan bilginin insani kapasiteler ile karşılaması beklenemez. Artan ürettiğimiz dijital bilgi miktarı, daha fazla depolama alanı ve enerjiye ihtiyacımız olduğu anlamına gelir. Günümüzde bu sorunu çözmek için evrensel bellek olarak tanımlanmış, mevcut bellek teknolojisinin en iyi unsurlarını birleştiren yeni bir elektronik bellek hücresi türü de geliştirilmiştir. Bu aslında insan hayatı için büyük ve önemli iken beynimiz ve hafızamız için soru işaretleri ile dolu bir haberdir. Gelecekte dijital belleklerin öyle bir noktaya gelmesi beklenmektedir ki bugün bile kendi hafızasını yeterli kullanamayan insana hafıza hizmeti sunularak GSM, televizyon, internet ücreti gibi bir ödeme bekleyecek şirketleri olacaktır.
Zaten bilgi depolaması "bulut depolama" hizmetleri ile başka bir boyuta da taşınmıştır. Google ve Microsoft gibi önemli şirketlerin de işin içinde olduğu bulut sistemleri verilerinizin kaybolmaması için oldukça avantajlı ve ücreti mukabili dilediğiniz kadar depolama alanını kullanmanızı mümkün kılmakta. Hatta biraz da cüretle bulut depolama alanının yetersiz kalabilmesi gibi bir sorun ile karşılaşmanız mümkün değildir gibi bir meydan okuma bile konuşulmaktadır. İlk dezavantajı internetin olmadığı durumlarda kullanılamıyor olması ikinci ama daha sorunlu olan servis sağlayıcının hizmetin sunumun bir sebeple durdurulması sorunudur.
- Teknolojik bunama-I / 15.02.2021
- Teknolojik bozukluklar-III / 27.01.2021
- Teknolojik bozukluklar-II / 26.01.2021
- Teknolojik bozukluklar-I / 25.01.2021
- Covid-19 sonrası (hastalıklar)-II / 19.01.2021
- Covid-19 sonrası (hastalıklar)-I / 18.01.2021
- Yeni Covid-19: Yeni canlı mezarlıklar / 23.12.2020
- Karanlık dönem / 10.05.2017
- Demarkasyon hattı / 09.05.2017