Tıbbi bir tabir...
Sözlükte "bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark" diye tanımlansa da tıbbi olarak hastalıklı (kangrenli) bölgenin, yaşayan canlı bölgeden en belirgin bir çizgi ile ayrıldığı yere "demarkasyon hattı (atılma çizgisi)" denir. Bu çizgi günümüz Türkiye'sinde çok önem arz eden hayati bir konumdadır.
FETÖ operasyonlarının başlaması ile kafalarda bu iş nerede duracağı sorusu mutlaka sorulmuştur. Ayrıca 40 yıldır (ve fakat kaynak aldığı fikir açısında 100 yıldır) bu ülkenin en hassas noktalarına damarlarda dolaşan mikrop gibi yerleşen nihayetinde 15 Temmuzla dişini gösteren yapının temizlenmesinin zorluğu malumdur.
Kangren olmuş bir dokunun demarkasyon hattını bulup kesip atamazsan gelinecek son gerçekten kötüdür. Parmak ucuysa dibinden, ele yayılmışsa bilek üstünden, bileğe sirayet etmişse dirsek üstünden ya da omuzdan kesmek gerekir. Yoksa tüm vücuda yayılıp ölüme götürecektir.
Ne demek şimdi bu tıbbi mecazlar?
Anadolu'da bir ilde önemli bir daire müdürünün damadı veya oğlu memurluktan FETÖ ile ihraç edilmiş. Tutuklu veya tutuksuz terör örgüt üyeliğinden yargılanmakta... Belki memursa eşi de aynı durumda? Çocuklarını sorma? Bu kişi müdür değil de iktidar milletvekili, il başkanının, belediye başkanı veya muhtar olarak yakınına sahip çıkar mı?
Önemli bir mevkide avukat ama kardeşi FETÖ ile devlet memurluğundan ihraç edilmiş ve örgüt üyeliğinden tutuklu ve yargılanmakta olduğu halde sırtını mı dönsün, yardım etsin mi, savunsun mu? Veya doktor, eczacı mühendis ya da polis memuru? Tabii ki aileleri?
Önce insan vicdanı örseleniyor ama bu noktalara gelene kadar haklarını yedikleri insanları, sınav yolsuzluklarını, himmet soygunlarını, devletin içine ajan gibi sızmalarını veya dış istihbaratla işbirlikçiliğini düşününce bunu cezasız kalamayacağı ve karşılığı tam verilmezse başta devlet ve kurumları, sonra bunlarla ilişkisi olmayan halkı kaybetmek mukadder olacaktır.
Bu suçlardan daha önemli olan; bu örgütün dinler/kültürle arası diyalog yalanı ile İslam itikadında açtığı yara belki de hiç kapanmayacak. İnsanların itikatları, ahretleri inançları, namus ve ahlak duyguları bozuldu. Bu durumun bir telafisi veya cezası olabilir mi?
Şimdi bu durumda ne olacak?
Devleti yöneten zihniyet, FETÖ hastalığına karşı acziyetini görmüş, bu durumu örtbas etmek için çırpınmakta ve hınçlanmakta. Şu da bilinsin ki, aslında hastalık daha vücuda yayılmadan parmaktayken, ona ayağına kadar gelip durumun ciddiyetini anlatan bir hekim olmuştu.
Bu hekim, tüm bilgi birikimi ile hastalığı ve tedavisini anlatmıştı. Kulak asılmadı, itibar edilmedi ama şimdi kolunu feda etmekte tereddütte, nerenden kesip atacağını bilemiyor. Hatta öyle bir şüphecilik sardı ki kendisine yardımcı olacak kimselere de güvenmiyor. "Yalnızım" diyor.
Ama gerçek şu ki hekimi doğru seçmemiş hastaların sonu belli. Yalnız onun değil arkasından gelen ve peşinden sürüklediği kim varsa?
Sözlükte "bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark" diye tanımlansa da tıbbi olarak hastalıklı (kangrenli) bölgenin, yaşayan canlı bölgeden en belirgin bir çizgi ile ayrıldığı yere "demarkasyon hattı (atılma çizgisi)" denir. Bu çizgi günümüz Türkiye'sinde çok önem arz eden hayati bir konumdadır.
FETÖ operasyonlarının başlaması ile kafalarda bu iş nerede duracağı sorusu mutlaka sorulmuştur. Ayrıca 40 yıldır (ve fakat kaynak aldığı fikir açısında 100 yıldır) bu ülkenin en hassas noktalarına damarlarda dolaşan mikrop gibi yerleşen nihayetinde 15 Temmuzla dişini gösteren yapının temizlenmesinin zorluğu malumdur.
Kangren olmuş bir dokunun demarkasyon hattını bulup kesip atamazsan gelinecek son gerçekten kötüdür. Parmak ucuysa dibinden, ele yayılmışsa bilek üstünden, bileğe sirayet etmişse dirsek üstünden ya da omuzdan kesmek gerekir. Yoksa tüm vücuda yayılıp ölüme götürecektir.
Ne demek şimdi bu tıbbi mecazlar?
Anadolu'da bir ilde önemli bir daire müdürünün damadı veya oğlu memurluktan FETÖ ile ihraç edilmiş. Tutuklu veya tutuksuz terör örgüt üyeliğinden yargılanmakta... Belki memursa eşi de aynı durumda? Çocuklarını sorma? Bu kişi müdür değil de iktidar milletvekili, il başkanının, belediye başkanı veya muhtar olarak yakınına sahip çıkar mı?
Önemli bir mevkide avukat ama kardeşi FETÖ ile devlet memurluğundan ihraç edilmiş ve örgüt üyeliğinden tutuklu ve yargılanmakta olduğu halde sırtını mı dönsün, yardım etsin mi, savunsun mu? Veya doktor, eczacı mühendis ya da polis memuru? Tabii ki aileleri?
Önce insan vicdanı örseleniyor ama bu noktalara gelene kadar haklarını yedikleri insanları, sınav yolsuzluklarını, himmet soygunlarını, devletin içine ajan gibi sızmalarını veya dış istihbaratla işbirlikçiliğini düşününce bunu cezasız kalamayacağı ve karşılığı tam verilmezse başta devlet ve kurumları, sonra bunlarla ilişkisi olmayan halkı kaybetmek mukadder olacaktır.
Bu suçlardan daha önemli olan; bu örgütün dinler/kültürle arası diyalog yalanı ile İslam itikadında açtığı yara belki de hiç kapanmayacak. İnsanların itikatları, ahretleri inançları, namus ve ahlak duyguları bozuldu. Bu durumun bir telafisi veya cezası olabilir mi?
Şimdi bu durumda ne olacak?
Devleti yöneten zihniyet, FETÖ hastalığına karşı acziyetini görmüş, bu durumu örtbas etmek için çırpınmakta ve hınçlanmakta. Şu da bilinsin ki, aslında hastalık daha vücuda yayılmadan parmaktayken, ona ayağına kadar gelip durumun ciddiyetini anlatan bir hekim olmuştu.
Bu hekim, tüm bilgi birikimi ile hastalığı ve tedavisini anlatmıştı. Kulak asılmadı, itibar edilmedi ama şimdi kolunu feda etmekte tereddütte, nerenden kesip atacağını bilemiyor. Hatta öyle bir şüphecilik sardı ki kendisine yardımcı olacak kimselere de güvenmiyor. "Yalnızım" diyor.
Ama gerçek şu ki hekimi doğru seçmemiş hastaların sonu belli. Yalnız onun değil arkasından gelen ve peşinden sürüklediği kim varsa?
Dr. İbrahim Mumcuoğlu / diğer yazıları
- Teknolojik bunama-II / 16.02.2021
- Teknolojik bunama-I / 15.02.2021
- Teknolojik bozukluklar-III / 27.01.2021
- Teknolojik bozukluklar-II / 26.01.2021
- Teknolojik bozukluklar-I / 25.01.2021
- Covid-19 sonrası (hastalıklar)-II / 19.01.2021
- Covid-19 sonrası (hastalıklar)-I / 18.01.2021
- Yeni Covid-19: Yeni canlı mezarlıklar / 23.12.2020
- Karanlık dönem / 10.05.2017
- Demarkasyon hattı / 09.05.2017
- Teknolojik bunama-I / 15.02.2021
- Teknolojik bozukluklar-III / 27.01.2021
- Teknolojik bozukluklar-II / 26.01.2021
- Teknolojik bozukluklar-I / 25.01.2021
- Covid-19 sonrası (hastalıklar)-II / 19.01.2021
- Covid-19 sonrası (hastalıklar)-I / 18.01.2021
- Yeni Covid-19: Yeni canlı mezarlıklar / 23.12.2020
- Karanlık dönem / 10.05.2017
- Demarkasyon hattı / 09.05.2017