Bir önceki makalemizde Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın laiklik hakkındaki tespitlerini aktarmaya başlamıştık. Kaldığımız yerden devam edelim. Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın laiklik kavramını istismar edenlere "Laiklik bir taraftan dini koruyor bir taraftan da devleti koruyor" diyor ve bu tespitine yaptığı televizyon konuşmasında şu şekilde açıklık getiriyor.
"Şimdi dinde yalan, haram olan, yasak olan birtakım eylemler vardır. Haa bu insanlık ahlakında, insanlığın örfünde, insanlığın geleneğinde de bunlar yasaktır. Mesela insan öldürmek; dine göre de yanlıştır, bizim beşerî idrakimize göre, beşerî ahlakımıza göre, beşerî hukukumuza göre de yasak yasaktır. Yalan konuşmak; dine göre de yasaktır, beşerî hukuka göre de yasaktır. Artı, gasp etmek, adam kaçırmak; dine göre de yasaktır, beşerî hukuka göre de yasaktır. Bunu çoğaltabilirsiniz.
Şimdi, din bunu emretti diye siz adam öldürmenin yasak olmadığını mı iddia edeceksiniz? Gasp etmenin yasak olmadığını mı iddia edeceksin, din bunu böyle emrediyor diye? Ha bunun laikliğe aykırı olabilmesi için; din emretti diye, devletin bir emri, devlet adına bu işi yapmış olmanız lazım. Anlatabildim mi? Devlet adına değil, siz eğer bunu millet adına aynı kuralları hayatınıza geçerseniz; laikliği uzaktan yakından ilgilendirmez, zerre kadar da zarar görmez laiklik. İfade edebildim mi?
Ha şimdi durum bu olunca, bakınız; laiklik bir taraftan dini koruyor, bir taraftan da devleti koruyor. Ha yanlış anlama veya anlatma suretiyle din üzerine gelenlere de "Yok" diyor "sen dindara da karışamazsın".
Şimdi, uzun yıllardan beri bu maalesef ters çarkı döndürenler olduğu için işin hep bu zararlı, dinlere karşı zararlı boyutu gösterilmiş; ama dini koruyan boyutu gösterilmemiştir. Siyasi iktidarların görevi de meseleyi temelinden kavrayıp neyin yanlış, neyin doğru olduğunu göstererek mevcut hukuku teminat altına almasıdır; yani iktidarların muhalefetlerin görevi de budur." (23 Nisan 2006'daki Meltem Televizyon konuşmasından)
Laiklik ilkesi uygulamaları üzerinden Gazi Mustafa Kemal Atatürk hakkında iftiralarda bulunanlara Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı resmî sitesinden Atatürk Ansiklopedisinden bir bilgi paylaşarak saçma ve kasıtlı davranış sergileyenlere cevap verelim:
Atatürk "Din, bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyoruz; kaste ve fiile dayanan taassupkâr hareketlerden sakınıyoruz. Gericilere asla fırsat vermeyeceğiz." demektedir. Atatürk'e göre din önemlidir ve gereklidir. "Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur. Yalnız şurası var ki din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır."
(Devam edecek…)
- Laiklik kavramını istismar edenler -1- / 26.11.2024
- Milli Eğitim Bakanı ne yapmak istiyor? / 25.11.2024
- Tebliğ ve sâlih amel ilişkisi / 23.11.2024
- Ehl-i Beyt’in tebliğ anlayışı / 22.11.2024
- Güzel ahlak ve tebliğ ilişkisi / 21.11.2024
- Tebliğin en etkili yolu lisanıhâldir / 20.11.2024
- Tebliğ metodu hakkında bilinmesi gerekenler / 19.11.2024
- Abese suresinden alınacak dersler / 18.11.2024
- Atatürk sevgisinin önünde kimse duramayacaktır / 16.11.2024