Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde 05.12.2014 tarihli yayımlanan yazısıdır
Seçim barajının kaldırılmasını tartışıyoruz. AK Partisi ve MHP'nin dışındaki diğer partiler, temsilin tam manasıyla Meclis'e yansımasına engel olan bu kotayı kaldırma konusunda görüş birliğine varmış durumdalar.
Sandığa atılan her oyun Meclis çatısı altında temsili kimi neden rahatsız etmektedir acaba?
Oysa sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde yüzde 10'luk baraj aslında Anayasada yer alan seçme ve seçilme hakkına engel olduğu için zaten yok hükmündedir.
Darbe anayasasını eleştiren ve iktidarları döneminde seçim barajı dışındaki maddelerin neredeyse tamamını değiştirenler, barajın altında kalan partilerin oyları kendilerine eklendiği için mi bu baraj konusuna dokunmamışlardır? Eğer böyleyse ortada büyük bir hak ihlali vardır.
İmam Ali Efendimiz, dünya ve ahiret hayatını şöyle özetler: "Şüphesiz, önünde çok zor bir engel var. Yükü hafif olanın durumu, ağır olandan daha iyidir. Oraya doğru yavaş hareket edenlerin durumu, hızlı gidenlerden daha kötüdür. Eğer ahiretin esenliğini ve ikramını diliyorsanız, geçici dünyadan kalıcı âlem için yararlanın."
Hayatın kendisi başlı başına bir imtihandır. Ayet-i Kerimede, "O, hanginizin daha güzel iş yapacağınızı denemek için ölümü ve hayatı yarattı" buyrulmuştur. (Mülk, 2)
Hayatın kendisi bir imtihan olunca, "insan ömrü imtihanın süresidir" demektir.
Öyleyse, yaşanan her an, karşılaşılan her olay, bu ömür boyu süren imtihanın bir parçası oluyor.
İşte imtihan sırrı, karşısına çıkan hadiselerde takınacağın tavırdır aslında? Cenab-ı Hakk, "Andolsun, sizi korku, açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme gibi şeylerle deneriz; sabredenleri müjdele" buyurmaktadır. (Bakara, 155)
Adalete riayet de, adaletle hükmetme de imtihanı kazanma vesilesidir.
Hz. Ali Efendimiz, Ahidname'sinde devleti idare edenlerde olması gereken vasıfları şöyle anlatır: "Toplumun her kesimine sevgi beslemek ve onlara şefkat ve merhamet duyguları ile yaklaşmak gerekir."
Hz. Ali için 'devlet halk için' vardır. Şunu der: "Halkın sıkıntılarını azaltmak için hiçbir fedakârlık idareciye ağır ve bıktırıcı gelmemelidir." (Ahidname, 15)
Adalet mekanizmasının temeli olan kadıların vasıfları Ahidname'nin 25. ve 26. maddelerinde aktarılır: Kadılar, "Olayları çarpıtmamalı, Hatasında ısrar etmemeli, Hakka teslim olmaktan çekinmemeli, Mahkeme sırasında bir tarafı tutmamalı, Haklıya hakkını vermeli, İki tarafı dinlemeden karar vermemeli, Kavgalı tarafların talepleri konusunda bıkkınlık göstermemeli, Övgü ve dalkavukluklara kulak asmamalıdır."
Hz. Ali, Kadı Şureyh'e "Konuşmadığın sürece dilin senin kölendir. Konuştuğunda sen onun kölesi olursun. Dolayısıyla ne hüküm verdiğine, ne hakkında hüküm verdiğine ve nasıl hüküm verdiğine dikkat et" derdi.
Bunlar, "Yüce Allah, ancak ve ancak siz Ehl-i Beyt'ten her türlü çirkinliği defetmek ve sizi tertemiz yapmak ister" (Ahzab, 33) methiyesine mazhar olmuş Hz. Ali Efendimiz'in bir imtihan vesilesi olan adaletle ilgili nasihatleridir.
Allah her hadiseyi ahiret nimeti haline getirebilmeyi nasip etsin...
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
- İmam Ali'nin Ahidname'sinde adalet / 27.11.2024
- Arayış / 26.11.2024
- Birlikten vazgeçmeyin / 25.11.2024
- Sadece temennilerle hatırlanan öğretmenler / 24.11.2024
- Eğitim başkadır öğretim başka / 23.11.2024
- İmam Ali'nin devlet adamlarına nasihatleri / 22.11.2024
- Hz. Peygamber'in davet mektupları / 21.11.2024
- İslam tarihinde ilk fitne / 20.11.2024
- Önce insan denmedikçe... / 19.11.2024
- İnsan hakları konusu / 18.11.2024
- Arayış / 26.11.2024
- Birlikten vazgeçmeyin / 25.11.2024
- Sadece temennilerle hatırlanan öğretmenler / 24.11.2024
- Eğitim başkadır öğretim başka / 23.11.2024
- İmam Ali'nin devlet adamlarına nasihatleri / 22.11.2024
- Hz. Peygamber'in davet mektupları / 21.11.2024
- İslam tarihinde ilk fitne / 20.11.2024
- Önce insan denmedikçe... / 19.11.2024
- İnsan hakları konusu / 18.11.2024