Sürekli vaat edilen, gündeme getirilen ama bir türlü hayata geçirilemeyen işlerle ilgili olarak Anadolu'da söylenen, nesilden nesile aktarılan güzel bir söz vardır; 'Ben kız idim bu söz idi' der.
Kendimizi bildik bileli, duyduğumuzu ve okuduğumuzu anlamaya başladık başlayalı hep söylenir; 'kamuda tasarruf, kamuda tasarruf...'
Aradan yıllar geçti, nice devirler değişti, büyüdük ihtiyarladık, torun-tosun sahibi olduk bu söz belli aralıklarla gündem olur, dile getirilir ve unutulur gider ve daima kamunun malının da, 'oğlan yemiş oyuna gitmiş ve çoban yemiş koyuna gitmiş' vaziyeti asla değişmez.
Yerel seçimlerin ardından, özellikle el değiştiren belediyelerin battıkları borçların boyutları, gün ağarınca ortaya çıkan felaket çapındaki israf görüntülerinin peşinden bu mesele tekrar ısındı ve iktidar sözcülerinin diline düştü.
Özellikle gıda enflasyonunun artık dayanılmaz hale gelmesinden, insanların semt pazarlarına gidip boş çantalarla eve dönmelerinden ötürü, kamudaki israf görüntüleri, yönetici takımının aşırı lüks ve şatafat içindeki yaşantıları, yoksul kesimin gözüne daha fazla batmaya başladı.
Yokluğun, yoksulluğun ve ne yana dönse imkânsızlığın her çeşidi ile yüzyüze gelen nüfusun yüzde doksanlık kesimi, artık biraz da yüksek sesle;' neden her defasında, kemer sıkmak bize, altın kemerler takmak size düşüyor, niçin bütün zamanlarda, sizlerin aşırı harcamalarınızdan ötürü hazinede oluşan devasa açıkları kapatmak bize, yeni yeni çukurlar oluşturan israflar size düşüyor' diye sormaya başladılar.
Millet bu tepkilerini bir miktar da olsa sandıkta gösterince, iktidar çevreleri de; 'bakın bizler de harcamalarda kısıtlamaya gidiyoruz, şöyle şöyle tasarruf tedbirleri aldık' diyebilmek için, bu meseleyi tekrar gündeme getirdiler.
Her gün bir yenisine, yüzlerce yenisine şahit olduğumuz üzere kamuda da, kamu kaynaklarını tepe tepe kullanan yönetici takımın hayatında da, harcamalarında da, şatafat ve debdebeli görüntülerinde de herhangi bir değişiklik yok.
Halkın hayatı her gün kötüleşme, yoksullaşma ve aşırı zorlaşma istikametinde tavşan hızıyla devam ederken, yönetici takımının hayatındaki güya tasarruf tedbirleri de kaplumbağa hızında ilerliyorsa, haklı olarak; 'ben kız idim bu söz idi' deyip geçiyoruz.
El değiştiren belediyelerdeki rezaletleri görenler, binaların yüzeyinde dalgalanan borç listelerini inceleyenler, bu çok muhterem 'istakoz ve Rolex ashabının' kamu malına nasıl da acımasızca çöktüklerini dudaklarını ısırarak seyrediyorlar.
- Hazırlıklı olmadığımız sadece deprem mi? / 17.10.2024
- Gül derdim güller derdim Derman bulmadı derdim / 16.10.2024
- Duvar saatlerinizi lütfen saklayın! / 15.10.2024
- Meselenin merkezinde siyaset var / 14.10.2024
- Bu millet size mecbur mu? / 13.10.2024
- Bir zincir en zayıf halkasından daha kuvvetli değildir / 11.10.2024
- Ne mızrağı ne çuvalı ne sığması ne sığmaması? / 10.10.2024
- İnsan nasıl dayansın? Onu yakan bin beter yansın / 09.10.2024
- Dünyaya saplanıp kalan insanlar… / 08.10.2024