Yaklaşık çeyrek asır içinde ülkenin ve milletin getirilip bırakıldığı uçurum, bundan sonra götürüleceği istikamet hakkında yeterince bir fikir veriyor aslında.
Hemen her konuda halktan yükselen feryad-u figanlar karşısında, başka söyleyecek sözü kalmamış olan iktidar çevreleri; 'evet haklısınız, dedikleriniz doğru ama, o eğrileri ve eğrilikleri düzeltecek olan da yine bizleriz' deyip geçiyor, kendince savunmaya geçiyor.
Ne münasebet efendim?
Devletlerin ve milletlerin hayatında çok kısa sayılabilecek bir çeyrek asır içinde, bu kadar derin yıkımlara, bu kadar yıkıcı ve yakıcı tahribatlara, tarihte eşi görülmemiş talan ve soygunlara imza atmış bir kadrodan çözüm beklemeye, çare ummaya mecbur mu bu millet?
Geride kalan yıllar, sizin yönetiminizde geçen yıllar, devasa yolsuzluklara sahne olmuşken, yoksulluğun devasa boyutlara ulaşmasına şahit olmuşken, millet her konuda ve sayısız aldatılmalara muhatap olmuşken, bu saatten sonra siz hangi yüzle çare olabileceğinizi iddia ediyorsunuz?
Dış politikada imza attığınız dönüşleri ölçmede mevcut ölçü birimleri aciz kalıyor, doksan dereceler, yüz seksen dereceler anlamlarını yitirmiş durumda, içerde yaşadığınız ve yaşattığınız zikzakları saymada rakamlar yetersiz kalıyor, kaçıncı dönüş ve kaçıncı zikzak belli değil.
Bilinçli olarak oluşturduğunuz bir avuç mutlu azınlığa, ısrarla servet aktarmaya devam etmeniz yüzünden, altüst ettiğiniz, tepetaklak ettiğiniz ekonomiye paralel olarak, sosyal dokudaki çürüme bütün ülkeleri sollamışken, hangi hakla çözümün merkezi ve çarenin adresi olarak ortalarda caka satıyorsunuz?
Ülke sınırları kevgire dönmüş, sabah erken kalkan her milletten kafileler ülkemizin yolunu tutuyor, ülke kaynaklarının büyük bir bölümü sığınmacılara harcanırken, ülke insanı açlığın, sefaletin bin beterini yaşıyor.
Özellikle büyük şehirlerin cadde ve sokakları, sakinleri için güvenilir olmaktan çıkmış vaziyette iken, kırmızı bültenle aranan ne kadar uyuşturucu baronu ve çete reisleri varsa, bizim şehirlerimizde gece-gündüz demeden atış talimleri yapıyorlar, birbirleri ile hesaplaşıyorlar.
Yapılan güvenilir anketlerde bu ülkede adalete güven yerlerde sürünüyor.
Ülke bu halde iken, millet perperişan bir durumda iken ve bu durumun tek sorumluları sizler iken, 'yine de biz düzeltiriz' lafları ile milleti oyalamaya devam ediyorsunuz.
Bu millet size mecbur mu?
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025