Hazırlıklı olmadığımız sadece deprem mi?

Malatya ilimiz, Kale ilçesi merkezli 5.9 şiddetinde bir depremle bir kez daha sallandı.

Günün erken saatlerinde meydana gelmiş olması, Malatya'da ve depremi ciddi şekilde hisseden çevre illerde pek fazla sıkıntı olmadan atlatıldı diyebiliriz, yani, Maraş depreminde olduğu gibi uykuda yakalanmadılar.

Dünya gezegeni, gezegenimizin bizim bulunduğumuz tarafı olan Anadolu köşeleri, orasından burasından, kıyısından köşesinden kırılmalarla ve çatlamalarla, arada bir 'kendinize gelin' uyarısında bulunuyor.

Bulunmasında bulunuyor da, bu uyarılara hazırda bulunan, hazırlıklı olan, 'sen keyfince sallan, biz her türlüsüne hazırız' diyebilecek rahatlık ve hazırlıkta olan yöneticilerimiz var mı?

Depremler, tüm ülkeyi, tüm bölgeyi ara ara gezer de, mesuliyetini müdrik yöneticiler ne gezer?

Hem gezegenimiz depremleri ile, hem de konunun uzmanları, ilim adamları sözlü ve yazılı uyarıları ile 'yakın, çok yakın tehlike geliyor' demelerine rağmen, yöneticilerde de yönetilenlerde de vurdum duymazlık tüm ağırlığı ile devam ediyor.

Hayatı hep hazırlıksız, hep tedbirsiz yaşadığımız, sadece depremlerle ortaya çıkmıyor ki, hemen hemen her alanda kabak gibi kendini gösteriyor.

Çeyrek asırdır ülkeyi yöneten siyasi iktidar, en yetkili ağızdan etrafımızın ateş çemberi olduğunu seslendirip duruyor ama, daha yeni aklı başına gelmiş, savunma sanayisini güçlendireceğim bahanesi ileyeni vergi kalemleri ihdas ediyor.

Ülkenin yer altı ve yer üstü kaynaklarını 'oğlan yiyip oyuna giderken, çoban da yiyip koyuna giderken' seyretmiş, hayır seyretmemiş, onlara rastgele pay etmiş, babasının malı gibi yandaşlara bol keseden dağıtmış, şimdi de dönmüş, on yıllardır soyup soğana çevirdiği halktan savunma sanayisi için yardım bekliyor.

Gerçekten, iktidarın sürekli tekrarladığı yanlışlar sebebi ile ülkenin geleceğinden kaygılı bir vatandaş olarak soruyorum; sizler ülkeyi ve milleti, hangi zaman ve hangi tehlikelere karşı hazırladınız?

Ecdadın; 'Hazır ol cenge eğer ister isen sulhu salah' tembihini en iyi anlaması gereken bir kadro olarak yakın ve uzak tehlikelere karşı hangi hazırlıkları yaptınız?

Bu yoksul milletin milyarlarca dolarını vererek almışsın S-400'leri kilitlemişsin depoya, F-35'ler için yine vermişsin milyarlarca dolar, ne uçakları ne de verdiğin dolarları geri alabilmişsin, F-16'ların ise akibetleri meçhul…

Çeyrek asırdan beri yönettiğin halkın ise açlıktan nefesi kokuyor, hak-hukuk adalet ise hak getire…

Depremler başta olmak üzere gerçekten biz hangi şeylere ve ne kadar hazırız?