Milli Savunma Sanayi himmete muhtaç mı?

Geçtiğimiz günlerde BTP lideri Hüseyin Baş, AKP iktidarının siyaset mantığına vurgu yaparak, 'bu iktidar önce sorun yaratıyor. Sonra sorunu çözmek için çözüm ortaya koyuyor. Sonra sorun daha da, çözülemez hale geliyor' şeklinde bir değerlendirme yapmıştı.

Sayın Baş'ın değerlendirmesini iktidar partisi bir kez daha doğruladı. 23 yıl önce 'İsrail'in varlığını kimsenin tehdit etmesine müsaade etmeyiz' diyen Sayın Erdoğan şimdi İsrail, Türkiye'ye saldırabilir, diyor. Gerçekten de 23 yıldır İsrail'in varlığını hiç kimse tehdit edemedi.

İktidar, bu tehdide karşı ne yapılması gerektiğini de açıkladı: 'Milli savunma sanayisini güçlendirerek, kendi demir kubbemizin oluşturulması lazımmış'. 

Bunun içinde para lazımmış. Para içinde yeni vergi kalemleri bulmak lazımmış. Buldular da! 

Limitine göre kredi kartlarına, parasına göre kol saatlerine, gücüne göre motorlara vs. yeni vergiler koydular.

Mehmet Şimşek bu vergi başlıklarını açıkladığında, insanımız, sosyal medyadan bu vergiler için 'şeytanın aklına bile gelmezdi' paydasında buluştu.

Ama yine yanıldılar. Şeytanın aklına her şey gelir. Bize düşen şeytandan uzak durmaktır. 

Özellikle milli savunma başlığında 22 yıllık iktidarın böyle bir şeye tevessül etmesini BTP Lideri Hüseyin Baş tek cümle ile özetledi; "İflas etmiş olmasalardı böyle hunharca vergi toplamazlardı. Bu kararlar 22 yıllık iktidarın ülkeyi iflas ettirdiğinin itirafıdır."

Dini bütün iktidarımız hazırlık yapmamış mı?

Malum iktidarımız ve küçük ortakları hemen her konuyu imana, vatana, bayrağa bağlar ve kendilerini öne çıkarırlar. Bak! Hala başörtüsünden nemalanmaya çalışıyorlar.

Peki, En fal Suresi 60'cı ayeti hiç mi okumadılar? Ne diyordu Yüce Allah?

"Siz de, gücünüzün yettiği kadar onlara karşı her çeşitten kuvvet biriktirin ve cihad için atlar hazırlayın ki onlarla, hem Allah'ın düşmanlarını, hem de kendi düşmanlarınızı, ayrıca Allah'ın bilip de sizin bilmediğiniz daha başkalarını korkutasınız."

Nisa 71: "Ey iman edenler! Düşmana karşı korunma tedbirinizi alın."

Bu kadar dini hassasiyetleri (!) olan iktidarımız şimdi diyor ki, tehdit altındayız, para verin. Bizler (Türk Milleti) para değil vatan için her şeyi verdik, veririz de ama verdiklerimizi ne yaptınız? Önce onu öğrenelim.

Milli Savunma Sanayi himmete muhtaç mı?

Evet, muhtaç. Daha doğrusu muhtaç hale getirildi. Anlatayım!

Anadolu ajansı haberi: 5 Şubat 2017'de Hazine'nin sahibi olduğu bazı kamu işletmeleri yakın zamanda kurulan Türkiye Varlık Fonu'na (daha fazla) devredildi. 

Buna ek olarak Savunma Sanayi Destekleme Fonu'na ait veya bu fonun tasarrufunda bulunan 3 Milyar Türk Lirası da 3 ay içerisinde geri ödenmek kaydıyla Türkiye Varlık Fonu'na aktarıldı.

Üç ay değil 7 sene geçti. Geri ödendi mi? Hayır. 

Merkez Bankası'nın 7 Şubat 2017'deki döviz kuru 1 dolar 3 lira 70 kuruş. Hadi 4 liraya sabitleyelim.

O zaman 3 milyar TL kaç dolar ederdi? 750 milyon dolar. Şimdi dolar 35 TL. 

O para şimdi kaç TL ediyor? 26 milyar 250 milyon TL.

Birde sırf ABD'ye sözde rest için Rusya'dan 2,5 milyar dolara alınan ve şimdi elde kalan S-400'ler var.

Onlar ne yapıyor? Yaklaşık 85 milyar TL.

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın F-35 başlığında iktidara 'Vatandaşın cebindeki üç kuruşa göz dikeceğinize ABD'nin el koyduğu 1,5 milyar doları alın' önerisini de katalım.

1,5 milyar dolar ne yapıyor? Yaklaşık 50 milyar TL

Genel toplam yaklaşık 170 milyar TL civarında. Vergilerden beklenen para 70-80 milyar TL.

İki katından fazla parayı israf eden iktidar şimdi diyor ki, milli savunma sanayimizi güçlendirmek için bu vergileri koyuyoruz.

Bu yazdıklarımın hepsini unutun! Faize karşı Erdoğan iktidarı sadece Eylül ayında 148.7 milyar TL faiz ödemesi yaptı. Lafın tamamını kime söyleyeyim!

Yandaşa af vatandaşa laf

AKP 22 yılda 14 vergi affı yasası çıkardı. Yani 1 buçuk yılda bir vergi affı çıkarıyor. Bu aflardan en çok kimlerin faydalandığını, kimlerin trilyonları bulan vergilerinin affedildiğini biliyorsunuz.

Sonra kalkıp, 'tehlikeli coğrafyadayız, milli savunma saniyeni güçlendirmemiz lazım, onun için vergi koyuyoruz' diyorlar. 

Bir başka aklıma gelen ise savunma sanayine bu kadar düşkün bir iktidarın tank-palet fabrikasını yabancılara satmasıdır. Kaça sattı? 50 milyon dolara. 

Gelen tepkilere ne dedi? Satmadık, işletmesini devrettik. Başka ne dedi? Tank-palet fabrikasını satarak ekonomimizi 50 milyon dolar yükten kurtardık'.

Şimdi ne diyorlar? 'Tehdit var, güvenliği arttırmamız lazım.'

Sayfayı çevirelim

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz torba yasa teklifinin, "Özellikle Savunma Sanayii Destekleme Fonuna destek amaçlı" olduğunun altını çizdi ve "Burada tek bir kuruş bile bütçeye gitmeyecek" dedi.

Neden bu açıklamayı yapma gereğini hissetti?

'Deprem vergilerine ne oldu' 'işsizlik fonunda biriken paralara ne oldu' gibi sorulara muhatap olmamak için. Sahi o yüzlerce milyar liraya ne oldu?

Günün sonunda gelen tepkiler iktidara bu son vergi paketini erteleme kararı aldırdı. Peki, ülkemize yönelik tehditler ertelendi mi?