'Devleti borca batırdılar, borçtan fazla borç faizi ödediler. Borç alan emir alır. Artık emir alıyorlar' dedik. Bize inanmadınız.
Hazine ve Maliye Bakanlığı borç stokunu 30 Haziran 2024 tarihi itibarıyla 512 milyar ABD Dolar olarak açıkladı.
Buna da mı inanmadınız?
Bunlar faize karşı filan değil. Faizcileri besliyorlar, aldanmayın, dedik. İnanmadınız.
Oysa 20 yılda (2003-2023) faize 563 milyar dolar ödeyen Erdoğan hükümeti bu yıl (2024) bütçeden 11 trilyon 89 milyar lirayı faiz ödemek için ayırdı.
AKP iktidarı yandaşlarını besliyor, dedik. İnanmadınız.
'Cebimizden bir kuruş çıkmadan yaptık, biz yaptık' dedikleri 'Yap-İşlet-Devret' projeleri için 2024 yılının ilk yarısında hazineden 36 milyar TL daha ödeme yapılmış.
O dilden düşürmedikleri yol, köprü, havalimanı projeleri için uzmanlar, 'devlet, kendi imkanlarıyla yapsaydı 22 milyar dolara mal olurdu' derken, yandaşların bu projeleri 59 milyar dolara yani 37 milyar dolar daha pahalıya mal edip, parasını ve karını hazineden tahsil ettiklerini açıklıyorlar.
Dr. Ozan Bingöl ve Dr. Buğra Gökce, 'Türkiye'nin israf karnesi' başlığıyla araştırma yapıyorlar ve sonuçları rapor olarak yayımladılar.
Raporda 2 yılda Kur Korumalı Mevduat sistemi ile 1 trilyon 58 milyar lira zarara uğratılmış.
Aynı zaman diliminde kamu harcamaları ise 1 trilyon 200 milyar TL.
Yani yandaşa verilen para, kamuya harcanan para ile neredeyse eşit!
Yine medyaya yansıyan bilgilere göre AKP iktidarı son üç yılda (Ocak 2021-Haziran 2024) danışmanlık hizmeti adı altında yandaşlarına toplam 8 milyar lira ödemiş.
Sadece 2023 yılında Hazine garantili dış kredi kullanan kamu kurum ve kuruluşlarının ödediği kur farkı tutarı 17.887.301.403 TL oldu. (Kaynak: Sayıştay Genel Uygunluk Bildirim Raporu)
Yine mi inanmıyorsunuz?
Evet, bir kesim inanmadığı için servet ve skandallarıyla gündeme gelen AKP Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu;"Biz, kimseden bir şey almadık, Allah veriyor. Allah'ın verdiğine biz asla yok, anlamayız, diyemeyiz" sözlerini anlamadınız.
Milli tokatçımız Dilan Polat: "Cezaevindeki kahve çok farklıydı. Türk kahvesi yok. Bardağın içine döküyorsun tozu, üzerine su döküp karıştırıyorsun kahve oluyor" sözlerini alkışladınız.
Türk Telekom Genel Müdürü Ümit Önal: "4 kişilik bir ailenin ayda 5-8 damacana su tükettiğini düşünürsek Türkiye'de internet tarifeleri sudan ucuz' sözlerini, 'Allah'ın suyu bu kadar pahalı mı olur, diyecek yerde adam haklı, internet sudan ucuz' dediniz.
Mehmet Şimşek'i de mi anlamadınız?
Çıkıp dedi ki; "Vatandaş diyor ki 'Enflasyon düşüyor diyorsunuz ama fiyatlar artıyor' haklı. Ancak enflasyonun düşmesi demek fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor."
Anlamadınız mı?
Enerjide dışa bağımlıyız. Daha vahimi ise artık tarım ve hayvancılıkta ithalatçı durumuna düşürüldük. Dolar-euro ile alıyoruz.
Her kur artışı, anında fiyatlara yansıyor ve sana, bana ödettiriliyor.
Diğer taraftan atıyorum! Devlet 200 dolar borç ödemesi için 10 kişiyi çalıştırırken, kur artışıyla (atıyorum) 13 kişiyi çalıştırıyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ne diyor?
"Açık veya örtülü bir kur hedefimiz bulunmamaktadır. Ülke tecrübeleri, başarılı dezenflasyon programlarında kurun reel olarak değerlendiğini gösteriyor".
Anlamadınız mı?
Kendinizi de mi anlamadınız?
Free Web Turkey'nin "108 milyon yurttaşın tüm kişisel verileri çalındı, BTK verileri koruyamadığını kabul ederek Google'dan yardım istedi" başlıklı haber yaptı.
9 Eylül'de Konu Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'na soruldu.
Bakan, "Pandemi sürecinde bazı bilgilerin maalesef belli şekliyle elde edilmiş olduğu doğru. O süreçte o maalesef önlenemedi"
T.C. İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi ise haberi yalanlayarak, herhangi bir veri sızıntısı olmadığını belirtti.
Ardından Adalet Bakanı Tunç: "Kişisel veriler ele geçirilmişse bu konuda gerekli başvuru yapılır. Kişisel verilerin korunmasıyla ilgili kanun var. İsteyen dava açabilir" dedi.
19 Eylül'de Bakan Uraloğlu: "Böyle bir çalınma olayı olmamıştır" dedi.
Ardından Beyret'ta yaşanan siber saldırılar gündeme geldi ve Bakan Uraloğlu: Siber güvenlik anlamında dünyadaki en güvenli ülkelerden biriyiz."
Gerçeği ise Hakan Fidan, "Müstakil bir siber güvenlik teşkilatı kurulması hükümetimizin gündemine getirildi. Cumhurbaşkanımız bunun artık olması gerektiğine dair bir irade koydular" dedi.
Yani devleti yönetenlerin, birbirinden haberi yok. Senden, benden nasıl haberleri olsun…
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025