Üç ilahiyatçı, bir belediye başkanı

Gündem arasında kaybolup giden üç ilahiyatçı ve bir belediye başkanından bahsedeceğim. Bu dört kişi aslında siyaset ve toplumumuzun geldiği noktayı anlatıyor. 

Beledi başkanı AKP'li İyidere Belediye Başkanı. İlahiyatçılardan biri Diyanet'in başında, ikisi ise müftü. 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş her şeyiyle gündemden hiç düşmüyor. Ali Erbaş'ın devamlı gündemde olmasını planlı bir davranış olduğunu düşünüyorum.   

Açıklamalarıyla, gezileriyle, mesajlarıyla, mallarıyla gündeme kalan Erbaş'a, malum kesim ses yükseltiyor. Ama seslerini o kadar yükseltiyorlar ki ses, Ali Erbaş'ı aşıp İslam'ı ve insanımızın hassasiyetlerini hedef haline getiriyor. 

Haliyle insanımız, sesin geldiği yerden kaçıp diğer mahalleye sığınıyor.

Başlığa gelirsek

Ali Erbaş'ın bugünlerdeki gündemi İsrail mallarına boykot ve şöyle diyor Sayın Erbaş; "Tüm alanlarda boykota devam edilmesi insan olmanın asgari bir gereğidir. Zalimlere destek olmak, onların destekçilerine destek olmak da, haramdır."

Demek ki, Selçuk Bayraktar'ın şirketi zalimlerle iş birliği yapıyor, zalimlere destek oluyor. 

Hayfa limanında Bilal Erdoğan'ın gemicikleri görüntülenmişti. Dahası AKP iktidarı döneminde İsrail ile ticaret 10 milyar dolara dayanmıştı. Sayın Erdoğan bizzat coco cola fabrikası açmıştı. Aşağıda detay vereceğin, İsrail'e ihracat tam gaz devam ediyor.

Demek ki Sayın Erbaş'a göre iktidar partisi, İsrail ile iş yapanlar, İsrail markalarına Türkiye'de işletme ruhsatı verenlerde zalime yardımcı oluyor, Allah'ın hududunu aşarak haram işliyor.

Öyle değil mi Sayın Ali Erbaş? Cevap hakkınız saklı…

2. İlahiyatçımız

İstanbul Çatalca'daki Polonez sucuk fabrikasında, Tek gıda-İş Sendikası'na üye oldukları için işten atılan 146 işçi aylarca eylem yaptılar. 

Etrafları polis tarafından ablukaya alındı. Çatalca Emniyet Müdürü, kolluk kuvvetlerine "müdahale" emri verdi. Olaylar medyaya yansıdı.

Polonez fabrikasının önü, emniyet güçleri tarafından kapatılmıştı. İşçiler, eylemlerini Çatalca Kaymakamlığı önüne taşıyarak direnmeye devam etti.

Bir sabah Çatalca Müftüsü olaya müdahil oldu. Nasıl mı? 

Patronlara, İlçe Kaymakamına, emniyet güçlerine, 'durun, siz ne yapıyorsunuz? Alın teri, emek kutsaldır. Peygamber Efendimizin, 'İşçinin hakkını alın teri kurumadan verin' sözlerini hiç mi duymadınız, bu insanlara haklarını verin yoksa kazancınıza haram katarsınız, kul hakkına girersiniz' demedi.  

Ne dedi?

İşçilerin gürültü yaptığını belirterek, "Böyle hak aranmaz" deyip işçilerle tartıştı. Bu tartışmayı görüntülemeye çalışan bir işçiyi de "Benden izin almadan çekemezsin" diye engelledi.

Sayın Müftü! Demedi, deme! Kiramen Kâtibîn melekleri olayları çoktan kaydetti. Münker ve nekir melekleri ise sabırsızca bekliyor. 

3. İlahiyatçımız

O da müftü ve Konya'ya yeni atanmış. Arabasının arka koltuğunda bir kadınla yarı çıplak yakalandı.

Dört şahit olmadığı, kılıç kınında görülmediği için bu müftünün arka koltuktaki olayını arabanın makaslarını test olma olarak değerlendiriyorum ve bana göre üsteki ilahiyatçıların en masumu! Ya sizce?

Belediye başkanı

Sayın Erdoğan'ın memleketinde dünyaca ünlü bir Yahudi markasının şube açılışı vardı. Açılışta validen belediye başkanlarına kadar ne kadar AKP'li varsa hepsi oradaydı.

Açılışı protesto eden ve 'Kahrolsun İsrail' sloganı atan bir kişi darp edildi ve olay medyaya düştü. 

İktidarın, İsrail karşıtı söylemleri ile bu yaşanılanlar sorgulanmaya başlandı. AKP'li İyidere Belediye Başkanı Saffet Mete ise hem iktidarın hem de o meşhur kahveciyi taşlayanların İsrail hassasiyetleri ortaya koydu.

Ne demişti Başkan?

"İşletmenin sahibi, okul arkadaşım. Belediyemize kadar gelip davet etmişti. Davete icabet ettik. Rize'de ve Türkiye'de binlerce Burger King var. Ben orada hiç yemek yemedim. Yeseydim İsrail'e destek vermiş olacaktım… 

Hakkımızda karalama kampanyası düzenleniyor. İsimlerimizi medyaya vererek 3 belediye başkanını da ateşe atıyorlar. Marketlerde de İsrail menşeili ürünler var. O zaman hiçbir şey almayalım marketlerden. Burada bakış açısında sorun var."

AKP Rize İl Başkanı Yılmaz Katmer ise "Mevlâna der ki; suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek bir cevabım var elbet lakin bir lafa bakarım laf mı diye bir de söyleyene bakarım adam mı diye'

Sayın Başkana karşı susma hakkımı kullanıyorum.

BTP lideri Hüseyin Baş ne demişti?

'Din, insanın hayatını şekillendiriyor bunda sorun. Yok, insan, dini şekillendiriyorsa sorun var demektir'.

Demek ki, sorun bakış açısında değil. Sorun Kitab'a uymak yerine işi kitabını uydurmakta!

Bugün iç politikadan dış politikaya, sosyal hayattan özel hayata kadar her alanda geldiğimiz noktanın en kısa özeti bu olsa gerek!

Gündemin sıcak başlıklarından biri İsrail'in Türkiye'ye saldıracağı, iddiası. İddia sahibi bizzat Sayın Erdoğan ve Devlet Bahçeli. 

Diğer bir iddia ise Türkiye'den İsrail'e son bir ayda 88 geminin gittiği. Yani ticaret devam ettiği yönünde.

İddia sahibi gazeteci Metin Cihan, bu konuda TRT Haber'in verdiği 'Çelik sektörünün ihracatı 1.4 milyar doları aştı' habere dikkat çekerek "İsrail ordusunun çelik ihtiyacını karşılamaya devam ediyoruz ama gümrük evrakına yalandan Filistin diye kaydediyoruz. ve TRT "çelik ihracatında en fazla artış Filistin'e" diye utanmadan haber yapıyor" dedi.

Cihan'ın iddiasına göre yolda, İsrail olarak değiştiriliyor. Gemi, İsrail limanına vardığında malzeme İsrailli alıcıya teslim ediliyor. Filistin'de bu iş için kurulu şirkete komisyon ödeniyor. Komisyoncu şirket de ya İsrail'le bağlantısı olan ya da İsraillilerin kurduğu bir şirket…

Türkiye'den, İsrail'e ihracat miktarı resmi kayıtlarımızda tamamen kesilmiş görünüyor ama İsrail'in Türkiye'den ithalatı resmi kayıtlarda kesilmiş görünmüyor. Bu tutarsızlık da aynı dümenden kaynaklanıyor…

Filistin'e gıda ve ilaç göndermemiz bile İsrail tarafından engellenirken/kısıtlanırken yakıt ve endüstriyel hammadde ihracatımızın kağıt üzerinde % bin 214,47 artmış ve yaklaşık 13,14 katına çıkmış olmasının sebebi işte bu' diyor.

Konu TBMM'ye de geldi. Ama şuana kadar iktidardan bir açıklama gelmedi. 

Bir ek bilgide ben vereyim; Filistin Devletinin başkanı Mahmut Abbas, ülkemize geldi ve Gazze'ye gideceğim, dedi.

Filistin'e döndü ve İsrail makamlarından Gazze'ye gitmek için izin istedi.

Böyle bir ortamda başta demir-çelik olmak üzere Filistin'e ihracatımız %1.200 artmış. İnanalım mı?