Sayın Erdoğan bile Fethullah Gülen'e kılıç kaldırdığında BBP Başkanı Mustafa Destici, Gülen hareketine sahip çıkıyor ve Erdoğan'a ses yükseltiyordu.
"Fethullah Gülen Hocaefendi ve cemaati Türkiye aleyhine ne yaptı? Türk demokrasisi aleyhine ne yaptılar? İslam'ın aleyhine, ahlakın aleyhine, insanlığın aleyhine ne yaptı? …
İnlerine gireceğiz dendiğinde ben, 'İn arıyorsanız PKK'nın inleri var, onlara girin dedim. İn derken, yurtları, evleri kastediyorsanız orada Kur'an-ı Kerim bulursunuz, hadis kitapları bulursunuz. Risaleler bulursunuz, pırıl pırıl öğrenciler, hocalar bulursunuz başka bir şey bulamazsınız" gibi nice cümleler kuruyordu.
Bu cümlelerin sahibi aynen Sayın Bahçeli gibi Erdoğan'ın yanında saf tuttu. Sayın Erdoğan'ın sözlerini daha da ileriye taşımaya başladılar. Sayın Erdoğan'a eleştirileri ilk karşılayanlardan oldular.
Örneğin Sayın Erdoğan halka tasarruf çağrısı yaptı. Desteci hemen, "Ben tasarrufa dikkat ediyorum. Ben gidip, kasaba 100 lira verip et almıyorum. Gidip kuzuyu kestiriyorum" dedi.
Şimdi Erdoğan, ülkemiz tehdit altında' diyor. Destici anında: "Kredi kartı limitine getirilen 750 liralık vergi, savunma sanayiine destek verecek. Eğer bu vergiyi ödemezseniz Türkiye'nin sonu Suriye, Irak, Filistin gibi olur…
Mehmetçik canını veriyor, sen 750 lira vermişsin zor mu' deyip vergilere karşı çıkanları DEM yandaşı, Yunanistan, Ermenistan savunucusu ile etti.
Hızını alamadı bankalara; 'Limitini 99 bin TL'ye düşürenlerin kredi kartlarını lütfen iptal ediniz' çağrısını bile yaptı.
Hükümet vergi kararını erteledi, Destici ortada kaldı, derken AKP'li eski vekil Şamil Tayyar, Mustafa Destici'ye:
"Peki, şimdi ne oldu? Bu kararla Cumhurbaşkanımız da mı vatan haini, Yunan, Ermeni ya da başka bir şey oldu? Büyük lokma yiyeceksin ama büyük laf etmeyeceksin."
Buyur, cevap ver!
Devlet Bahçeli
Sayın Erdoğan, 'İsrail'in hedefi Türkiye' dedi. Sayın Bahçeli anında; "Bugün mesele Beyrut değil, Ankara'dır. Bugün hedef Şam, Tahran, Bağdat değil İstanbul'dur. Atılan bombaların bir sonraki etabı Anadolu'dur" açıklamasını yaptı.
Ama Kürecik'e, Azerbaycan'da İsrail'e giden petrole ve gayri resmi devam eden ticarete hiç değinmedi!
Aynı Bahçeli, TBMM'de demediğini bırakmadığı DEM'e gitti el uzattı. Hikmetini ise 'şimdi birlik zamanı' şeklinde açıkladı.
Hızını alamayan Sayın Bahçeli partisinin gurup toplantısında bebek katili, idam mahkumu Öcalan'a, '"'Her türlü hizmete açığım' diyen terörist başı, çıksın, terörü bitirdiğini ilan etsin" dedi.
DEM'li arkadaşlar anında ses verdi ve 'önce Sayın Öcalan'a uygulanan tecridi kaldırın'.
AKP'li eski vekil ve Yeni Şasfat Yazarı Mehmet Metiner anında topa girerek, "Ankara ile Öcalan'ın görüşmesinde hiçbir sakınca bulmam" diyerek gazetesinde şöyle dedi;
"Biz, Kürtlerin kazanımından rahatsızlık duyan bir parti değiliz. Bizim Hükümetimiz Suriye'deki Kürtlerin ne yönetiminden ne de kazanımlarından rahatsızlık duyar...
Suriye halkı yarın, kendi anayasasını yapar ve o anayasada tıpkı Irak'takine benzer Kürt otonom bölgesinin kurulmasına karar verilirse buna hiç bir itirazımız olmaz."
Gelen tepkilere ise sosyal medya hesabından şöyle yanıt verdi;
SORU/YORUM: Irak'ta Kürdistan Bölgesel Yönetimi var mı? Var.
Türkiye o yönetimden rahatsız mı? Değil. Tam tersine çok iyi ilişkileri var. Dostluk temelli güçlü ve derin ilişkileri var. Nokta.
Her şeyi itiraf etmiş. Gerçekten nokta.
MHP'ye dönersek
2009'da terör örgütü ile masaya oturan Sayın Erdoğan'dı. Bugün bebek katilini muhatap alan ise Devlet Bahçeli.
Aynı Bahçeli, partisinin gurup toplantısında: "İsrail'in sırtını dayadığı ülkeler terörizmin ana sponsorudur. CHP'nin durduğu yer Türk milletinin durduğu yer değildir" dedi.
CHP'yi bilmem ama AKP, 22 yıldır İsrail'in sırtını dayadığı ülkelerle dost, müttefik, ortak. Peki, MHP nerede duruyor?
Artı Sayın Bahçeli, PKK'nın sahibinin, İsrail'in sırtını dayadığı ülkeler olduğunu bilmiyor mu ki, Öcalan'ı muhatap alıyor?
Erdoğan, 'her türlü milliyetçilik ayaklarımın altındadır' demişti. Erdoğan'ın ayaklarının altı boş. Milliyetçilik başkalarının ayakları altında. Türk Milleti ise ayakta.
Öcalan bu ülkenin siyasetiyle ne zaman muhatap olabilir hale geldi?
Soru BTP lideri Hüseyin Baş'a ait. Cevabı da kendisi verdi;
"Geldiğimiz durumda toplum paramparça edilmeye çalışılıyor. Bunun tek bir çıkış yolu var arkadaşlar, başka ne yaparsanız yapın bu meselenin önüne geçemezsiniz. Bunun çıkış yolu milletin birliğinden, milletin kardeşliğinden geçer başka yolu yok.
Şimdi malumunuz iktidar son günlerde yeni gündem oluşturmaya çalışıyor. Yeni açılım süreci geliyor mu, gelmiyor mu? Tartışma bu.
DEM Partili bir tanesi çıkıyor ve 'Bu işin siyasi muhatabı Öcalan'dır' diyor. Siyasi muhatap Öcalan'mış!
Öcalan bu ülkenin siyasetiyle ne zaman muhatap olabilir hale geldi?
İşte bu iktidar kalkıyor ülkeyi yine bölecek bir şey buluyor. 20 sene filmi geri sarın ve önünüzden film şeridi gibi geçsin. Bu hükümet bu ülkede ne yaptıysa toplumu böldü. Buradan ne anlıyoruz? Basit bir mantık önermesi; bu iktidarın işi bir şeyler yapmak değil, bu iktidarın işi toplumu bölmek."
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025
- Boykot, tehdit ve umut / 29.03.2025
- Atatürk’ün annesi gibi Erdoğan’ın annesi de annemizdir / 28.03.2025