Erdoğan’ın hızına yetişebilene aşk olsun. Tabi vatandaşım birçok konuyu, gündemi bilmiyor. Gündemi nereden takip ediyor? Televizyon ve gazete başlıklarından. Hani tabiri caizse “Minareyi çalan kılıfını da hazırlamış” zaten.
Geçenlerde (13.06.2012) Yalçın Doğan köşesinde ilginç istatistiklere yer vermişti. Attığı başlık zaten konuyu anlatıyordu…
“Böyle bir RTÜK’ü olsa babam da yüzde elli oy alır”
6 saat 22 dakika AKP’li milletvekili adaylarına bir TV’de ayrılan süre. Aynı TV’de diğer parti adaylarına ayrılan süre yalnız iki, evet iki dakika.
Bir başka TV kanalına geçelim. O kanal AKP’nin on altı mitingini canlı yayınlarken, CHP’nin tek bir mitingini veriyor, diğer partiler canlı yayında yok. Onlar cansız.
Geçelim bir başka TV’ye. Bu kanal AKP mitinglerini dört saat 21 dakika, CHP’nin tek bir mitingini 4 dakika, nasıl olduysa, MHP’nin beş mitingini 56 dakika yayınlıyor.
O kadar çok örnek var ki, bir kanal AKP’ye sekiz saat 41 dakika, CHP’ye 9 dakika yer verirken, bir başkası AKP’ye yedi mitingde beş saat 52 dakika, CHP’ye 11 dakika ayırıyor.
Yayın süresi dışında, yayına katılan konuklar açısından durum farklı değil. Bir kanalda AKP’den on beş aday konuk, CHP’den üç.
Başka bir kanalda konuk sayısı 12’ye 2 yine AKP lehine. Hele bir kanal rekor kırıyor, 17 AKP adayı 15 saat 30 dakika konuşurken, aynı kanalda bir CHP’li aday 14 dakika konuşuyor.
Ne adalet, nasıl eşitlik ama.”
Yalçın Bey’in tespitleri çok iyi de AKP’ye çalışanların başında patronu Aydın Doğan ve yazı yazdığı Hürriyet’in geldiği de açık olarak ortada…
Şimdilerde stat mitingleri moda oldu. Daha doğrusu gövde gösterisi. Kanalların çoğu canlı yayında esas duruşta. Toplu paylaşım sitelerinde “Erdoğan’ın konuşması başladı, başlayacak” paylaşımları peş peşe. Ve Erdoğan Urfa’da konuştu…
Şeyh Edebali’den, nefs tezkiyesinden, mal, makam hırsından, devlet, insan ilişkisinden vs. ne kadar karşısındaki halkın hassasiyetlerine hitap edecek konu varsa hepsini anlattı. ‘Alkışlardan kıyamet kopuyor’ derler ya, aynen öyle.
Ama Erdoğan böyle kalabalıkların önünde asgari ücretle en azından yoksulluk sınırının kıyasını asla yapmadı.
Yine Erdoğan böyle kalabalıkların önünde, gerek Büyük Ortadoğu Projesi Başkanlığı ve gerekse PKK ile görüşme iddiaları için kullandığı “ispatlamayan şudur, budur” sözlerine açıklık getirmedi.
Yine Erdoğan bu kalabalıklara mal varlığındaki trilyonluk artışı anlatmadı.
Aynı Erdoğan, İslam coğrafyasında neden hep haçlı zihniyeti ile hareket ettiğinin hikmetini açıklamadı. Şeyh Edebali bu duruşa ne derdi? Bunu anlatmadı.
Yine Erdoğan, iktidarları döneminde hapishanelerin dolup, taştığından (ki birkaç gün sonra çıkan yangında 13 mahkum öldü) hiç bahsetmedi.
Yine Erdoğan, toplumdaki zinanın artmasının sebeplerinden, aile kurumunun zedelenmesinden, boşanmalarda Avrupa’yı yakalamamızdan hiç bahsetmedi.
Aynı Erdoğan, Çin’den sonra en çok büyüyen ekonomiye sahip çıkarken, cari açığı bizlere (millete) nasıl çaktırmadan ödettiğinden bahsetmedi.
Yine aynı Erdoğan, devletin 135 bin taşınmazını sattığı halde devraldığı devlet borcunu nasıl dört katına çıkardığını anlatmadı…
Hülasa Erdoğan şimdiki zamanı hiç konuşmadı, konuşmuyor. Ya vatandaşa geçmişi anlatıyor, ya geleceği. Vatandaştan geçmişin korkusu, geleceğin ümidi ile “Erdoğan, sen çok yaşa”, diyor.
Böyle siyasete artık, sosyologların ve psikologların müdahale etmesi lazım. Çünkü yarın hayal kırıklıklarında birçok intihar vakaları da olabilir. 10 yılda cezaevleri neden doldu sanıyorsunuz?
Geçenlerde (13.06.2012) Yalçın Doğan köşesinde ilginç istatistiklere yer vermişti. Attığı başlık zaten konuyu anlatıyordu…
“Böyle bir RTÜK’ü olsa babam da yüzde elli oy alır”
6 saat 22 dakika AKP’li milletvekili adaylarına bir TV’de ayrılan süre. Aynı TV’de diğer parti adaylarına ayrılan süre yalnız iki, evet iki dakika.
Bir başka TV kanalına geçelim. O kanal AKP’nin on altı mitingini canlı yayınlarken, CHP’nin tek bir mitingini veriyor, diğer partiler canlı yayında yok. Onlar cansız.
Geçelim bir başka TV’ye. Bu kanal AKP mitinglerini dört saat 21 dakika, CHP’nin tek bir mitingini 4 dakika, nasıl olduysa, MHP’nin beş mitingini 56 dakika yayınlıyor.
O kadar çok örnek var ki, bir kanal AKP’ye sekiz saat 41 dakika, CHP’ye 9 dakika yer verirken, bir başkası AKP’ye yedi mitingde beş saat 52 dakika, CHP’ye 11 dakika ayırıyor.
Yayın süresi dışında, yayına katılan konuklar açısından durum farklı değil. Bir kanalda AKP’den on beş aday konuk, CHP’den üç.
Başka bir kanalda konuk sayısı 12’ye 2 yine AKP lehine. Hele bir kanal rekor kırıyor, 17 AKP adayı 15 saat 30 dakika konuşurken, aynı kanalda bir CHP’li aday 14 dakika konuşuyor.
Ne adalet, nasıl eşitlik ama.”
Yalçın Bey’in tespitleri çok iyi de AKP’ye çalışanların başında patronu Aydın Doğan ve yazı yazdığı Hürriyet’in geldiği de açık olarak ortada…
Şimdilerde stat mitingleri moda oldu. Daha doğrusu gövde gösterisi. Kanalların çoğu canlı yayında esas duruşta. Toplu paylaşım sitelerinde “Erdoğan’ın konuşması başladı, başlayacak” paylaşımları peş peşe. Ve Erdoğan Urfa’da konuştu…
Şeyh Edebali’den, nefs tezkiyesinden, mal, makam hırsından, devlet, insan ilişkisinden vs. ne kadar karşısındaki halkın hassasiyetlerine hitap edecek konu varsa hepsini anlattı. ‘Alkışlardan kıyamet kopuyor’ derler ya, aynen öyle.
Ama Erdoğan böyle kalabalıkların önünde asgari ücretle en azından yoksulluk sınırının kıyasını asla yapmadı.
Yine Erdoğan böyle kalabalıkların önünde, gerek Büyük Ortadoğu Projesi Başkanlığı ve gerekse PKK ile görüşme iddiaları için kullandığı “ispatlamayan şudur, budur” sözlerine açıklık getirmedi.
Yine Erdoğan bu kalabalıklara mal varlığındaki trilyonluk artışı anlatmadı.
Aynı Erdoğan, İslam coğrafyasında neden hep haçlı zihniyeti ile hareket ettiğinin hikmetini açıklamadı. Şeyh Edebali bu duruşa ne derdi? Bunu anlatmadı.
Yine Erdoğan, iktidarları döneminde hapishanelerin dolup, taştığından (ki birkaç gün sonra çıkan yangında 13 mahkum öldü) hiç bahsetmedi.
Yine Erdoğan, toplumdaki zinanın artmasının sebeplerinden, aile kurumunun zedelenmesinden, boşanmalarda Avrupa’yı yakalamamızdan hiç bahsetmedi.
Aynı Erdoğan, Çin’den sonra en çok büyüyen ekonomiye sahip çıkarken, cari açığı bizlere (millete) nasıl çaktırmadan ödettiğinden bahsetmedi.
Yine aynı Erdoğan, devletin 135 bin taşınmazını sattığı halde devraldığı devlet borcunu nasıl dört katına çıkardığını anlatmadı…
Hülasa Erdoğan şimdiki zamanı hiç konuşmadı, konuşmuyor. Ya vatandaşa geçmişi anlatıyor, ya geleceği. Vatandaştan geçmişin korkusu, geleceğin ümidi ile “Erdoğan, sen çok yaşa”, diyor.
Böyle siyasete artık, sosyologların ve psikologların müdahale etmesi lazım. Çünkü yarın hayal kırıklıklarında birçok intihar vakaları da olabilir. 10 yılda cezaevleri neden doldu sanıyorsunuz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Adı ‘adalet’ soyadı ‘kalkınma’ / 07.02.2025
- 6 Şubat afeti sürpriz miydi? / 06.02.2025
- AKP 6 Şubat’a hazır / 05.02.2025
- Devlet Bahçeli’ye göre 'kimden cumhurbaşkanı olamaz' / 03.02.2025
- ‘Yeni Türkiye’ ezberi iflah olmaz bir hastalıktır / 02.02.2025
- Rahatlamak için Devlet Bahçeli’yi okuyorum / 01.02.2025
- Aklınızı başınıza alın / 31.01.2025
- Altın vuruş futbol camiasında mı olacak? / 30.01.2025
- Faciaların hukuken, vicdanen ve dinen sorumlusu kim? / 29.01.2025
- Niccolo Machiavelli, Joseph Goebbels ve biz / 27.01.2025
- 6 Şubat afeti sürpriz miydi? / 06.02.2025
- AKP 6 Şubat’a hazır / 05.02.2025
- Devlet Bahçeli’ye göre 'kimden cumhurbaşkanı olamaz' / 03.02.2025
- ‘Yeni Türkiye’ ezberi iflah olmaz bir hastalıktır / 02.02.2025
- Rahatlamak için Devlet Bahçeli’yi okuyorum / 01.02.2025
- Aklınızı başınıza alın / 31.01.2025
- Altın vuruş futbol camiasında mı olacak? / 30.01.2025
- Faciaların hukuken, vicdanen ve dinen sorumlusu kim? / 29.01.2025
- Niccolo Machiavelli, Joseph Goebbels ve biz / 27.01.2025