Günümüzdeki siyasi yapılanmaları anlayabilmek için "Medeniyetler Çatışması" teziyle tanınan ABD'li akademisyen Samuel Hungtington'ın, ABD'nin ülkeleri nasıl kontrol etmeye çalıştığı konusundaki şu fikirlerine dikkat etmeliyiz. Hungtington, ABD'nin hesabı olduğu ülkelerde, milletlerin farklı eğilimlerinin tespit edildiğini ve bu eğilimlerin her birinin başına ABD tarafından liderler konulduğunu ve bunlarla beraber o ülkelerin nabızlarının tutulduğunu ifade ediyor. Tabii, ABD için bu eğilimleri tespit etmek ve de bunların başına lider ayarlamak oldukça zor bir olaydır. Neticede eğilimler zamanla değişebilen dinamik bir durum arz ediyor. Örneğin ülkemizde 1980 öncesi eğilim sol-sağ ayrımcılığı şeklindeyken, bugün bunun çok fazla bir anlamı kalmadı. Bu dinamik yapıyı tespit edebilmek için ABD kamuoyu araştırmalarıyla, sivil toplum çalışmalarıyla hatta bazen de toplumsal provokasyonlarla sürekli yeni bilgiler edinmeye çalışıyor. Burada önemli nokta şu: ABD, toplumda varolan ya da yeni oluşan eğilimlerin başına lider koyabilecek mi, ya da doğal olarak o eğilimin başına yerleşen liderleri kontrol altına alabilecek mi? Böyle bir kontrol mekanizmasını oluşturabilmek ABD için bazen uzun yıllar alabiliyor, bazen de gönüllü olarak ABD'nin menfaatlerini kendi ülkesinin menfaatlerinden önde tutan birileri hemen çıkıveriyor.Ama ne olursa olsun ABD için önemli olan, bu müstakbel liderlerin, hem ne olursa olsun ABD ile işbirliği içinde olmaları, hem de temsil ettikleri eğilimlerde arkalarından kitleleri sürükleyebilmeleri gerekiyor. ABD için bir ülkede solcu olmak, sağcı olmak, muhafazakar, dindar, ulusalcı, ya da milliyetçi olmak, etnik bir eğilimi temsil etmek ve daha nice eğilim çeşitleri içinde olmak önemli değildir. Önemli olan kitleleri sürüklemesi ve ABD'nin bir dediğini iki etmemesi. Hatta bu eğilimler ne kadar çok olursa, aralarındaki sınırlar ne kadar kesinleşir ve çatışmalar ne kadar kuvvetlenirse, bu ABD çıkarlarına daha fazla hizmet etmektedir. Çünkü bir ülkeyi sömürmenin en kolay yolu o ülkedeki kaos ve çatışmalardır. Bunları ifade ederken, yanlış anlaşılmasın, AB ve İsrail gibi ülkelerin menfaatleri de ABD menfaatleriyle örtüşmektedir. Özellikle konu Türkiye, Ortadoğu ülkeleri ve İslam ülkeleri olunca görünüşte ayrı, ama gerçekte ortak bir politika güderler. Şimdi ülkemizdeki eğilimlere bir bakalım. Atatürk'ün vefatına kadar tek vücut olan ve milli projelerle hayat bulan milletimiz, 1938'li yıllardan sonra çözülmeye başlamıştır. Bunda yukarıda bahsettiğimiz gibi birilerinin çıkarları uğruna milletimizi kamplara bölen siyasilerimizin rolü büyüktür. Her bir siyasi temsil ettiği eğilime uygun olarak diğer eğilimleri dışlayan bir politika gütmüştür. Milliyetçi olanlar, ulusalcı, dindar olanlara, dindar olanlar milliyetçi ve ulusalcı olanlara, ulusalcı olanlar da milliyetçi ve dindar olanlara cephe açmıştır. Milletimiz aynı aileden, aynı mahalleden olmasına, aralarında birilerinin körüklediği fitne tohumları dışında hiçbir problem olmamasına rağmen birbirine düşmüş, kavga etmiştir, birbirini öldürmüştür. Milletimiz uğrunda ölmeye hazır oldukları liderlerinin ABD ve Batılı ülkelerle yaptıkları gizli işbirliklerden habersizdir. Talimatlar ve destekler okyanus ötelerinden gelmekte ve kavga ve kaos arttıkça küresel sömürücüler ellerini ovuşturmaktadır. Son yıllarda ABD'nin işgali altında olan Irak'ın nasıl üçe bölündüğünü görmüyor musunuz? Bu durum size yıllarca ülkemizde oynanan oyunlar konusunda hiçbir fikir vermiyor mu? Peki, bu böyle devam mı edecek? Biz sürekli birilerinin oyuncağı mı olacağız? Şunu unutmayalım ki, hangi lider milli projeleri bir kenara koyup AB, ABD ve IMF'yi tek çözüm olarak sunuyorsa bilin ki, kendi çıkarları uğruna o küresel güçlerin çıkarlarını milletinin çıkarlarından üstün tutuyordur. Millet olarak bunlardan çare beklediğimiz müddetçe kurtuluşumuz asla mümkün olmayacak, her geçen gün girdabın içine biraz daha çekileceğiz. Ülkemizi ve milletimizi ABD'nin ve ortaklarının kıskacından kurtarabilecek tek anlayış birlik ve beraberliktir. Bir siyasi lider eğer devlet-millet, asker-sivil tek bilek tek yürek olmaktan bahsediyor, sağcı, solcu, muhafazakar, ulusalcı, milliyetçi, laik, anti laik herkesi kuşatabiliyor, Laz'ı, Kürd'ü, Türk'ü, Çerkez'i, Arab'ı, Acem'i, Boşnak'ı, Arnavut'u... kısaca bu topraklar üzerinde yaşayan her bir ferdi "benim aziz milletim" diyerek kucaklayabiliyorsa, çözümü askerimizin başına çuval geçiren ABD'den, ülkemizi paramparça etmek isteyen AB'den ve ekonomimizi perişan eden IMF'den beklemiyorsa, üstelik her türlü probleme yerli, milli çözümleri varsa işte o lider bizi kurtaracak, hatta kainat devleti yapacak liderdir. Sizce bu ve benzeri özellikleri taşıyan, daha önce denenmemiş, Türkiye'de kaç tane lider var? Daha doğrusu Milli Ekonomi Modeli projesinin sahibi, ekonomideki milli çözümlerinden dolayı Nobel'e aday gösterilen Prof. Dr. Haydar Baş'tan başka bir lider var mı? Şu ana kadar çıkmadı. Lütfen millet olarak kendimize ve oyumuza sahip çıkalım. Yarım ekmek köfte, ya da 3-5 kuruşa kendimizi ve geleceğimizi satmayalım. Türkiye'nin kaybedeceği bir 4-5 senesi daha olmayabilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- ‘Deli ol dünya senin kahrını çeksin’ dünyası! / 12.02.2025
- Gazze’yi alacak, finansı da İslam ülkelerinden / 11.02.2025
- ‘Güçlü’nün hukukuyla ‘adalet’ sağlanır mı? / 08.02.2025
- Bir daha 6 Şubat’ları yaşamamak için… / 07.02.2025
- Ahmed Şara’nın Türkiye ziyareti ne anlama geliyor? / 05.02.2025
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’yi alacak, finansı da İslam ülkelerinden / 11.02.2025
- ‘Güçlü’nün hukukuyla ‘adalet’ sağlanır mı? / 08.02.2025
- Bir daha 6 Şubat’ları yaşamamak için… / 07.02.2025
- Ahmed Şara’nın Türkiye ziyareti ne anlama geliyor? / 05.02.2025
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025