ABD Başkanı Trump, başkanlık koltuğuna oturduğundan bugüne Gazze konusunda çelişkili açıklamalar ve hamleler yapmaya devam ediyor.
Bir taraftan ateşkes ve esir takası baskısı yaptı, diğer taraftan Gazze'yi boşaltmaktan ve sonra da devralmaktan bahsetti. Bir taraftan barıştan bahsederken, diğer taraftan İsrail'e milyarlarca dolar yeni silah satışına onay verdi.
Gerçi bize göre çelişki, kendi içinde gayet tutarlı ve hedefe yönelik.
Malum, geçtiğimiz hafta ABD yönetimi tarafından, İsrail'e toplam değeri 7,4 milyar doları bulan, aralarında farklı kategorilerde binlerce füze ve mühimmatın yer aldığı yeni silah satışına onay verildi.
Böylece ABD yönetimi, İsrail'e 660 milyon dolarlık 3 bin AGM-114 Hellfire füzesi ile toplam değeri 6,75 milyar dolar olan bomba, mühimmat, güdüm kitleri, füzeler ve mühimmat desteği ve ilgili ekipmanların satılmasına onay vermiş oldu.
İsrail'e 2 bin 166 küçük çaplı bomba, 2 bin 800 genel amaçlı 500 kilogramlık bomba, 13 bin Müşterek Doğrudan Saldırı Mühimmatı (JDAM) güdüm kitinin yanı sıra farklı kategorilerde binlerce bomba ve güdüm kiti teslim edilecek.
Eğer bundan sonraki süreçte ateşkes yürütülecekse, barıştan vs. bahsediliyorsa bu yıkım gücü yüksek olan bombalar, füzeler ne diye İsrail'e gönderiliyor?
Demek ki, her zaman olduğu gibi yine sözde ateşkes, fiiliyatta katliam olacak.
Trump'ın Gazze planı saçma bulunup, olur mu olmaz mı diye dünya genelinde tartışılırken, ABD yönetimi bu konuda kolları sıvadı bile. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, 13-18 Şubat tarihleri arasında Orta Doğu ülkelerine ikna turuna çıkacak.
Bu kapsamda, İsrail, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne gideceği ifade ediliyor. Yalnız, anladığım kadarıyla bu ziyaret turu sadece Trump'ın planı için ikna turu değil, aynı zamanda Trump'ın hayalindeki Filistinlilerin olmadığı bir Gazze'nin inşasının maliyetini de bu ülkelere yüklemek hedefi var.
Rubio, Trump'ın Gazze'nin yeniden inşası için ekonomik ve teknolojik kapasiteye sahip ülkelerden destek aradığını söyledi. "Başkan, bu sürece katkı sağlayabilecek ülkelerle görüşüyor" diyen Rubio; Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin Gazze'nin inşasına destek verebileceklerini ima etti.
İlk başkanlık döneminde "Bak kral dedim" diyerek Suudi Arabistan Kralı Salman'dan Suriye'nin kuzey doğusu için para koparan Trump, şimdi de Filistinlileri zorunlu tehcire tabi tutacağı Gazze Şeridi'nin inşası için de "Bakın krallar, pamuk eller cebe" diyecek.
Bu arada, Filistinlilerin zorla Gazze'den çıkartılmasıyla ilgili de ABD-İsrail ikilisi yalanlar söylemeye devam ediyor. Netanyahu, ABD'nin Fox News kanalına verdiği röportajda, Filistinlilerin zorla göç ettirilmesini desteklediğini belirterek, Mısır'ın, Filistinlilerin Gazze'den kendi rızalarıyla ayrılmalarını engellediğini iddia etti.
Hatırlarsanız, Trump da, Filistinlilerin Mısır'a, Ürdün'e ya da başka bir ülkeye gideceklerini, orada kendilerine sağlanacak imkanlar sebebiyle bir daha Gazze'ye dönmek istemeyeceklerini iddia etmişti.
Biz de diyoruz ki, madem Filistinlilerin huzurlu bir hayat yaşamasını dert ediniyorsunuz, o zaman Mısır'da, Ürdün'de ya da başka bir ülkede sunmayı vaat ettiğiniz imkanları neden kendi topraklarında, Gazze Şeridi'nde sunmuyorsunuz?
Demek ki Filistinliler konusundaki söylemleriniz hiç de samimi değil! Amaç, hem üzüm yemek, hem de bağcıyı toprağından kovmak.
Filistinli yetkililer, Mısır'ın engellediğine dair iddiaları şöyle yanıtladı:
"Netanyahu'nun Mısır hakkındaki iddiaları yanıltıcı ve gerçeği çarpıtıyor. Sorun; İsrail işgalinde ve Filistin halkını kuşatmasında yatıyor; uzun yıllardır Filistin halkına siyasi, maddi ve manevi yardım sağlayan Mısır'da değil. Mısır, Filistin halkının anavatanlarından sürülmesini engellemeye yönelik onurlu bir duruş sergiledi ve onların topraklarındaki kararlılıklarını destekledi."
Mısır Dışişleri Bakanlığı da Netanyahu'nun dile getirdiği iddiaların tamamen asılsız olduğunu belirterek, bu açıklamaları "kasıtlı ve kabul edilemez bir dezenformasyon" olarak nitelendirdi.
Görünen o ki, ilk başkanlığı döneminde Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan eden, Golan Tepeleri'nin İsrail toprağı olduğunu resmen kabul eden Trump, bu çerçevede İsrail'in lehine oldukça önemli yeni adımlar atmaya hazırlanıyor.
İşin kötü tarafı şu: ABD-İsrail ikilisinin bütün bu işgallerine karşı milyarlarca nüfusa sahip İslam dünyası hala derin uykuda olmaya devam ediyor. BOP işgali kapsamında olan tüm İslam ülkeleri sıranın bir gün kendisine de geleceğini bile bile bu işgallere göz yumuyor.
Allah'ın (c.c.) ayet-i kerimesi net ve açık: "Siz kendinizi değiştirmedikçe, ben sizi değiştirmem." Ayıkmak dileğiyle.
- ‘Güçlü’nün hukukuyla ‘adalet’ sağlanır mı? / 08.02.2025
- Bir daha 6 Şubat’ları yaşamamak için… / 07.02.2025
- Ahmed Şara’nın Türkiye ziyareti ne anlama geliyor? / 05.02.2025
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025