2003 için hemen herkes önce "Barış" dedi...
Ardından sağlık, huzur ve başarı dilekleri geldi. Savaşa hayır! Savaşsız bir dünya! Savaşsız bir Türkiye!
Evet, yeni yıl için dilekler, temenniler ve dualar, bu bir kaç kelime ile dile getirildi... Özetlendi.
Her yeni yıl için aynı kelimeler kullanılsa bile 2003 için seçilmeleri daha farklı.
Hiç şüphesiz daha ağır, daha acı, daha kurşun yüklü gibi.
Başta, herkes iyi dileklerde bulunsa bile, bir çoklarının gerçek niyetleri farklı olduğu için ne ülkemiz ne de dünyamız iyi dileklerin gerçekleşmesine bir türlü şahit olamıyor.
Hatta bunların korku, şiddet ve savaş senaristleri olduğu düşünülürse iyi dileklerden sonra, şimdi olacakları düşünmeye, onları gözlemeye, beklemeye sıra geldi sanırım.
Mesela Irak...
Irakta savaş olacak mı? Irak kaça bölünecek. Amerika nerelere karakol kuracak. Sonra sıra kime gelecek? Bunda Türkiye'nin yeri ve rolü ne olacak? Türkiye kimliğinden beklenen ve bölge barışı için kaçınılmaz misyonunu yüklenebilecek mi?
Kıbrıs'ta kimin dediği olacak? Yanlış kararları, geçici heveslerin ve maceraların hesabını kim ve nasıl ödeyecek?..
Kıbrıs sadece bir ada mıdır? Başta Türkiye olmak üzere Yunanistan için, AB için, Ortadoğu için ve Akdeniz için Kıbrıs ne manaya gelmekte ve neyi ifade etmektedir?
Türkiye'de neler olacak? Siyasi, ekonomik ve sosyal bağımsızlık adına bir takım adımlar atılacak mı? Yoksa AB uğruna çıkarılacak uyum yasaları ile egemenlik haklarının devir teslimi mi yapılacak? Halkların özgürlüğü adına Irak'ın ardından ülkemiz de bölünecek mi?
Amerika, iddiası da ispatı da tamamen kendisine ait olan İslamî terör (!) bahanesiyle hangi ülkeyi işgal ve istila hazırlıkları yapacak?
Bir yandan hoşgörü, diyalog, modernleşme ve Hıristiyanlık adına her tür teşvik, destek ve propaganda yapılırken bir taraftan da aynı çerçevede İslam dinini, yeni yorumlar adı altında değiştirmeye yönelik hareketlerle Allah'ın son ve yegane dini ile oynayanlar, insanlığın umut kapısını kapatarak dünyayı nereye sürüklemek istiyorlar?
Ve dünyanın zenginliği nasıl paylaşılacak ve aslan payı kimin olacak?..
Evet, şimdi bunları düşünme zamanı. İlk gecenin rehaveti, bulutları dağıldı mı bilmem ama, bütün bu istenmeyen gelişmeler ve olacaklar, yeni yıl dileklerimizden daha güçlü, daha gerçekçi ve daha yakın görünüyor.
Kim bilir, insanlar, yılbaşı bahanesiyle felekten bir gece çalmaya çalışırken, bir yudum mutluluk için çok şeylerinden vazgeçerken, kim bilir, belki de birileri dünyayı sırtlamış götürüyordu...
Şu an, dünyada yeni hedeflerin, yeni işgallerin, yeni operasyonların, yeni paylaşımların ve yeni ittifakların olmadığını kim söyleyebilir?
Evet, yılbaşı dilekleri ve temennileri iyi, hoş da...
Olacaklar daha başka...
Ardından sağlık, huzur ve başarı dilekleri geldi. Savaşa hayır! Savaşsız bir dünya! Savaşsız bir Türkiye!
Evet, yeni yıl için dilekler, temenniler ve dualar, bu bir kaç kelime ile dile getirildi... Özetlendi.
Her yeni yıl için aynı kelimeler kullanılsa bile 2003 için seçilmeleri daha farklı.
Hiç şüphesiz daha ağır, daha acı, daha kurşun yüklü gibi.
Başta, herkes iyi dileklerde bulunsa bile, bir çoklarının gerçek niyetleri farklı olduğu için ne ülkemiz ne de dünyamız iyi dileklerin gerçekleşmesine bir türlü şahit olamıyor.
Hatta bunların korku, şiddet ve savaş senaristleri olduğu düşünülürse iyi dileklerden sonra, şimdi olacakları düşünmeye, onları gözlemeye, beklemeye sıra geldi sanırım.
Mesela Irak...
Irakta savaş olacak mı? Irak kaça bölünecek. Amerika nerelere karakol kuracak. Sonra sıra kime gelecek? Bunda Türkiye'nin yeri ve rolü ne olacak? Türkiye kimliğinden beklenen ve bölge barışı için kaçınılmaz misyonunu yüklenebilecek mi?
Kıbrıs'ta kimin dediği olacak? Yanlış kararları, geçici heveslerin ve maceraların hesabını kim ve nasıl ödeyecek?..
Kıbrıs sadece bir ada mıdır? Başta Türkiye olmak üzere Yunanistan için, AB için, Ortadoğu için ve Akdeniz için Kıbrıs ne manaya gelmekte ve neyi ifade etmektedir?
Türkiye'de neler olacak? Siyasi, ekonomik ve sosyal bağımsızlık adına bir takım adımlar atılacak mı? Yoksa AB uğruna çıkarılacak uyum yasaları ile egemenlik haklarının devir teslimi mi yapılacak? Halkların özgürlüğü adına Irak'ın ardından ülkemiz de bölünecek mi?
Amerika, iddiası da ispatı da tamamen kendisine ait olan İslamî terör (!) bahanesiyle hangi ülkeyi işgal ve istila hazırlıkları yapacak?
Bir yandan hoşgörü, diyalog, modernleşme ve Hıristiyanlık adına her tür teşvik, destek ve propaganda yapılırken bir taraftan da aynı çerçevede İslam dinini, yeni yorumlar adı altında değiştirmeye yönelik hareketlerle Allah'ın son ve yegane dini ile oynayanlar, insanlığın umut kapısını kapatarak dünyayı nereye sürüklemek istiyorlar?
Ve dünyanın zenginliği nasıl paylaşılacak ve aslan payı kimin olacak?..
Evet, şimdi bunları düşünme zamanı. İlk gecenin rehaveti, bulutları dağıldı mı bilmem ama, bütün bu istenmeyen gelişmeler ve olacaklar, yeni yıl dileklerimizden daha güçlü, daha gerçekçi ve daha yakın görünüyor.
Kim bilir, insanlar, yılbaşı bahanesiyle felekten bir gece çalmaya çalışırken, bir yudum mutluluk için çok şeylerinden vazgeçerken, kim bilir, belki de birileri dünyayı sırtlamış götürüyordu...
Şu an, dünyada yeni hedeflerin, yeni işgallerin, yeni operasyonların, yeni paylaşımların ve yeni ittifakların olmadığını kim söyleyebilir?
Evet, yılbaşı dilekleri ve temennileri iyi, hoş da...
Olacaklar daha başka...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Gedik / diğer yazıları
- Milli Çözüm Milli Ekonomi Modeli / 03.07.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010
- Türkiye'nin çıkmazı / 02.07.2010
- Geleceğe yürüyebilmek adına / 14.05.2010
- Bir başka gerekçe ile Milli Ekonomi Modeli / 06.05.2010
- Son olaylar üzerine / 30.04.2010
- Kararı milletin kendisi verecek / 22.04.2010
- Problem temelde / 10.04.2010
- Anayasa değişikliği üzerine / 01.04.2010
- Siyaset nedir ve siyasetçi kimdir? / 30.03.2010
- Bu bir kör dövüşü müdür? / 26.03.2010