Ortadoğu coğrafyası için küresel menfur emel besleyenlerin, burayı kendilerine vatan yapmak isteyenlerin en çok arzuladıkları Şii-Sünni çatışmasının çıkmasıydı.
Ama ne var ki, gerek Sünni gerekse Şii kesim içinden çıkan akl-ı selim insanların, alimlerin birlik ve beraberlik duruşları, bugüne kadar bu çatışmanın yaşanmasına müsaade etmedi.
Neden Şii-Sünni çatışması? Çünkü böyle bir çatışma, hem İslam ülkelerini birbiriyle savaşma noktasına getirir, hem de ülkelerin kendi içlerinde, kendi halkları arasında iç çatışmaya sebep olur.
Şii-Sünni çatışması demek İslam coğrafyasının topyekun kan gölüne dönmesi demek, paramparça olması demek?
Ülkemizin de içinde bulunduğu İslam coğrafyası hakkında, her ne kadar Şark Projesi, Kürdistan projesi, Ermenistan projesi, Büyük Ortadoğu Projesi gibi birçok menfur işgal projesi sayılsa da temelde iki proje vardır: ABD için vatan projesi ve Büyük İsrail Devleti projesi?
Esasen, ABD'yi de bu coğrafyaya yönlendiren, ABD'yi kuran ve taşeron olarak kullanan iradelerin İsrail kökenli olduğunu düşündüğümüzde, bir tek proje vardır: Büyük İsrail Devleti projesi?
Bölgemizde yaşanan hiçbir çatışmanın tesadüf olmadığını, bir planın parçasının olduğunu anlayabilmek için işte bu gerçeği kavramak zorundayız.
O zaman, bu çatışmaları körüklemek gayesiyle söylemlerde ve eylemlerde bulunanların gerçek vazifelerini ve onları yönlendiren iradelerin gerçek niyetlerini daha iyi anlarız, yorumlarımız daha isabetli olur.
Birileri, tam İran ile Moskova'da mutabakat imzaladığımız bir dönemde kalkıp da "Şiilerin katli vaciptir" diyebiliyorsa, ya da devlet televizyonlarında Şiilerin din dışı, İslam dışı olduğunu söyleyip, yalan yanlış bilgilerle Şii inancını Gulat, Mutezile gibi sapık mezheplerle özdeşleştirebiliyorsa bilin ki bu, bu menfur projenin bir adımıdır.
Birileri, Halep konusunda, tam da Türkiye, Rusya ve Suriye'nin muhaliflerin ve sivillerin tahliyesi konusunda anlaştığında, mutabakatla bu tahliyeyi uygulamaya soktuğunda kalkıp "Halep'te Şiiler sivillere saldırıyor, şöyle yapıyor, böyle yapıyor" diyerek yapılan yanlışları bir mezhebe, Şiiliğe mal etmeye çalışıyorsa bilin ki bu da bu menfur projenin bir adımıdır.
Ortadoğu'da yaşanan her yanlış gelişmeyi Şiilere mal ederek, Türkiye'de ve İslam coğrafyasında Şii düşmanlığı yapmaya çalışanlar, Sünnileri Şiilere karşı doldurmaya çalışarak Şii-Sünni çatışmasına zemin hazırlayanlar, ne hikmetse;
IŞİD, çoluk-çocuk demeden binlerce sivili acımasızca katlettiğinde, "IŞİD Sünni'dir", "Sünniler sivilleri katlediyor" demedi.
15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ için, "FETÖ Sünni'dir" ya da "Sünniler Türkiye'de darbe yaptı" ifadelerini kullanmadı.
Nasıl FETÖ darbesini, "Sünni darbesi" diyemezsek, IŞİD katliamlarını "Sünni katliamı" diyemezsek, Ortadoğu'da, Suriye'de, Irak'ta yaşanan bazı yanlışları da Şiilere, Şiiliğe mal edemeyiz.
Şunu unutmayalım ki, Türkiye siyasetinin, İncirlik üssünü ABD'ye kullandırarak, ABD askerlerinin sınırlarımızdan geçmesine müsaade ederek desteklediği Irak işgali, Sünni olan Saddam Hüseyin'in devrilmesi içindi.
Yine istemediğimiz, beğenmediğimiz Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek Sünni'ydi, Tunus Devlet Başkanı Sünni'ydi.
İzmir'i NATO'nun merkez üssü yaparak desteklediğimiz parçalanmasına sebep olduğumuz Libya Şii değildi, Sünni'ydi.
ABD'nin ve Batılı ülkelerin gerçekleştirdiği bütün bu işgaller, İslam ülkeleri Şii ya da Sünni olduğu için yapılmadı, Şii ya da Sünni bir tek Müslüman'ı bu coğrafyada istemeyen Büyük İsrail Devleti projesi adına yapıldı.
O halde artık iktidarıyla, muhalefetiyle, milletiyle Türkiye olarak büyük fotoğrafı görmek zorundayız.
Büyük fotoğraf, Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllardır ifade ettiği şu gerçeklerdir:
Küresel ısınma sebebiyle ABD kendine vatan arıyor ve vatan olarak da Türkiye'nin de içinde bulunduğu Ortadoğu coğrafyasını seçti.
22 İslam ülkesini parçalamak hedefi olan Büyük Ortadoğu Projesi, Büyük İsrail projesidir.
Şii-Sünni kardeştir, Müslüman'dır.
Hepimizin ortak paydası Ehl-i Beyt'tir; Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt'tir.
Bu söylem ve de bu söylemi eyleme dönüştürecek olan birlik ve beraberlik adımları, bütün işgal projelerinin de panzehiridir.
Ama ne var ki, gerek Sünni gerekse Şii kesim içinden çıkan akl-ı selim insanların, alimlerin birlik ve beraberlik duruşları, bugüne kadar bu çatışmanın yaşanmasına müsaade etmedi.
Neden Şii-Sünni çatışması? Çünkü böyle bir çatışma, hem İslam ülkelerini birbiriyle savaşma noktasına getirir, hem de ülkelerin kendi içlerinde, kendi halkları arasında iç çatışmaya sebep olur.
Şii-Sünni çatışması demek İslam coğrafyasının topyekun kan gölüne dönmesi demek, paramparça olması demek?
Ülkemizin de içinde bulunduğu İslam coğrafyası hakkında, her ne kadar Şark Projesi, Kürdistan projesi, Ermenistan projesi, Büyük Ortadoğu Projesi gibi birçok menfur işgal projesi sayılsa da temelde iki proje vardır: ABD için vatan projesi ve Büyük İsrail Devleti projesi?
Esasen, ABD'yi de bu coğrafyaya yönlendiren, ABD'yi kuran ve taşeron olarak kullanan iradelerin İsrail kökenli olduğunu düşündüğümüzde, bir tek proje vardır: Büyük İsrail Devleti projesi?
Bölgemizde yaşanan hiçbir çatışmanın tesadüf olmadığını, bir planın parçasının olduğunu anlayabilmek için işte bu gerçeği kavramak zorundayız.
O zaman, bu çatışmaları körüklemek gayesiyle söylemlerde ve eylemlerde bulunanların gerçek vazifelerini ve onları yönlendiren iradelerin gerçek niyetlerini daha iyi anlarız, yorumlarımız daha isabetli olur.
Birileri, tam İran ile Moskova'da mutabakat imzaladığımız bir dönemde kalkıp da "Şiilerin katli vaciptir" diyebiliyorsa, ya da devlet televizyonlarında Şiilerin din dışı, İslam dışı olduğunu söyleyip, yalan yanlış bilgilerle Şii inancını Gulat, Mutezile gibi sapık mezheplerle özdeşleştirebiliyorsa bilin ki bu, bu menfur projenin bir adımıdır.
Birileri, Halep konusunda, tam da Türkiye, Rusya ve Suriye'nin muhaliflerin ve sivillerin tahliyesi konusunda anlaştığında, mutabakatla bu tahliyeyi uygulamaya soktuğunda kalkıp "Halep'te Şiiler sivillere saldırıyor, şöyle yapıyor, böyle yapıyor" diyerek yapılan yanlışları bir mezhebe, Şiiliğe mal etmeye çalışıyorsa bilin ki bu da bu menfur projenin bir adımıdır.
Ortadoğu'da yaşanan her yanlış gelişmeyi Şiilere mal ederek, Türkiye'de ve İslam coğrafyasında Şii düşmanlığı yapmaya çalışanlar, Sünnileri Şiilere karşı doldurmaya çalışarak Şii-Sünni çatışmasına zemin hazırlayanlar, ne hikmetse;
IŞİD, çoluk-çocuk demeden binlerce sivili acımasızca katlettiğinde, "IŞİD Sünni'dir", "Sünniler sivilleri katlediyor" demedi.
15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ için, "FETÖ Sünni'dir" ya da "Sünniler Türkiye'de darbe yaptı" ifadelerini kullanmadı.
Nasıl FETÖ darbesini, "Sünni darbesi" diyemezsek, IŞİD katliamlarını "Sünni katliamı" diyemezsek, Ortadoğu'da, Suriye'de, Irak'ta yaşanan bazı yanlışları da Şiilere, Şiiliğe mal edemeyiz.
Şunu unutmayalım ki, Türkiye siyasetinin, İncirlik üssünü ABD'ye kullandırarak, ABD askerlerinin sınırlarımızdan geçmesine müsaade ederek desteklediği Irak işgali, Sünni olan Saddam Hüseyin'in devrilmesi içindi.
Yine istemediğimiz, beğenmediğimiz Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek Sünni'ydi, Tunus Devlet Başkanı Sünni'ydi.
İzmir'i NATO'nun merkez üssü yaparak desteklediğimiz parçalanmasına sebep olduğumuz Libya Şii değildi, Sünni'ydi.
ABD'nin ve Batılı ülkelerin gerçekleştirdiği bütün bu işgaller, İslam ülkeleri Şii ya da Sünni olduğu için yapılmadı, Şii ya da Sünni bir tek Müslüman'ı bu coğrafyada istemeyen Büyük İsrail Devleti projesi adına yapıldı.
O halde artık iktidarıyla, muhalefetiyle, milletiyle Türkiye olarak büyük fotoğrafı görmek zorundayız.
Büyük fotoğraf, Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllardır ifade ettiği şu gerçeklerdir:
Küresel ısınma sebebiyle ABD kendine vatan arıyor ve vatan olarak da Türkiye'nin de içinde bulunduğu Ortadoğu coğrafyasını seçti.
22 İslam ülkesini parçalamak hedefi olan Büyük Ortadoğu Projesi, Büyük İsrail projesidir.
Şii-Sünni kardeştir, Müslüman'dır.
Hepimizin ortak paydası Ehl-i Beyt'tir; Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt'tir.
Bu söylem ve de bu söylemi eyleme dönüştürecek olan birlik ve beraberlik adımları, bütün işgal projelerinin de panzehiridir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025