"Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü" 25 Kasım'dı… Geride kaldı. Gerçek anlamda biz de geride kalmadık mı?
Hani biz Avrupa Konseyi Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi (aile içi şiddet) ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi'ni ilk imzalayan ülkeydik! Ve de hiçbir çekince koymadan onaylayan bir Meclis'e (TBMM) sahiptik!
İstanbul'da imzaya açıldığı için İstanbul Sözleşmesi olarak anılan bu sözleşme; müzakereleri yaklaşık üç yıl sürdükten sonra, kadın hakları ve kadına karşı şiddet konusunda Avrupa'daki en önemli hukuki düzenleme olarak kabul ediliyor.
Sözleşme ile kamusal ya da özel alanda kadına yönelik şiddet, "insan hakkı ihlali" ve "ayrımcılık" olarak tanımlanıyor.
Sözleşme, "kadınlara yönelik şiddetin, erkekler ve kadınlar arasındaki eşitlikçi olmayan güç ilişkilerinin tarihsel bir tezahürü olduğunu ve bu güç ilişkisinin erkekler tarafından kadınlar üzerinde tahakküm kurulmasına ve kadınlara yönelik ayrımcılık yapılmasına yol açtığını ve kadınların ilerlemelerinin önünde engel olduğunu" ve kadınlara yönelik şiddetin, "kadın ve erkek arasında yasal ve fiili eşitliğin gerçekleşmesi" ile önlenebileceğini vurguluyor.
Sözleşmenin getirdiği düzenlemeler, Anayasa'nın 90.maddesi uyarınca artık Türkiye iç hukukunun bir parçası olmuştur. Dolayısıyla yürürlükteki yasalarla Sözleşme hükümleri arasında çıkabilecek uyuşmazlıklarda Sözleşmedeki kuralların uygulanması gerekmektedir.
İstanbul Sözleşmesi'nin 66.maddesine göre, Sözleşme'nin Taraf devletlerce etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamak üzere, Avrupa Konseyi bünyesinde "Kadına Yönelik ve Aile İçi Şiddete Karşı Mücadele Uzmanlar Grubu (GREVIO) adlı bir izleme mekanizması kurulmuştur.
GREVIO'nun görevi, taraf devletler hakkında düzenli denetim raporları hazırlamak, raporlarda üye devletlere kadına yönelik ve ev içi şiddetle mücadelede önerilerde bulunmak, bu önerilerin yerine getirilip getirilmediğini takip etmektir.
Taraf devletler, GREVIO'ya ayrıştırılmış güncel istatistiksel veriler ışığında, şiddet olaylarına, başvurulara ve alınan önlemlere ilişkin bilgiler ile bütüncül politikaların uygulanmasındaki gelişmelere yer verecekleri bir rapor düzenlemekle yükümlü kılınmışlardır.
Türkiye ilk remi raporunu 2017 yılı Temmuz ayında vermiştir. Türkiye'den aynı zamanda kadın kuruluşları tarafından Gölge Raporlar da gönderilmiştir.
GREVIO yaptığı incelemelerden sonra Türkiye'ye ilişkin ilk Değerlendirme Raporunu 15 Ekim 2018 tarihinde açıklamıştır.
GREVIO Raporunda, İstanbul Sözleşmesi'nin kabulünün ardından kadınlara yönelik ve ev içi şiddetle mücadele kapsamında atılan olumlu bir adım olan 6284 sayılı Kanunun kabul edilmiş olmasına değinildikten sonra, uygulamada kadınlara yönelik şiddetle mücadelede eksikliklere ve engellere dikkat çekilmiştir.
20 Mart 2012 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un "Amaç, kapsam ve temel ilkeler"i düzenleyen 1.maddesinin 2/a fıkrasında; "Kanunun uygulanmasında ve gereken hizmetlerin sunulmasında…Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ve yürürlükteki diğer kanuni düzenlemeler esas alınır" hükmü ile yasanın uygulanmasında Sözleşme hükümlerinin esas alınacağını açıkça belirtmektedir.
Buna göre, alınacak tüm tedbirlerin merkezinde "mağdurun hakları ve güvenliği" yer alacaktır. Tüm hizmetler, mağdurun şikâyette bulunmasına veya faile karşı tanıklık etmesine bağlanmaksızın sağlanacaktır. Oysa birkaç gün önce sokak ortasında eski eşi tarafından dövülen, saçları kesilen şiddet mağduru kadın, şikâyetçi olmadığı için, fail serbest bırakılmıştır.
Şiddet uygulayanlara cesaret veren, meydanı boş bırakan neydi? İstanbul Sözleşmesinden çekildiğimizi açıklayan Cumhurbaşkanı Kararı olabilir mi? Zira Cumhurbaşkanı Kararını takip eden ilk 12 saat içerisinde 6 kadın katledilmişti…
Cumhurbaşkanı "fesih" kararının hukukiliğini tartışamıyoruz! Sebebi de bu kararla ilgili açılmış bir davanın mevcudiyetidir. Bekleyip göreceğiz…
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023