Sosyal güvenlik meseleleri gündeme geldiğinde sık sık "Efendim şu kadar emekliye karşı şu kadar çalışan olduğundan sosyal güvenlik kurumu ciddi anlamda zarar etmektedir" şeklinde yorumları dinliyoruz.
En son yapılan açıklamada ülkemizde bir emekliye karşı 1.6 çalışan olduğundan ötürü SGK'nın dar boğaza girdiğinden bahisle alttan alta emekliler suçluluk psikolojisine itilmek isteniyor.
Yani demek istiyorlar ki, sizin maaşınızı ödeyebilmemiz gelecek sigortalara bağlıdır.
Bu görüşün temelden yanlış olduğu ortadadır.
Eğer emekli maaşları yeni gelecek sigortalılarla karşılanacaksa bunun saadet zincirinden hiçbir farkı yoktur.
Hâlbuki çalışan bir birey örneğin 1999 öncesi sigortalı olmuşsa SGK ile yaptığı anlaşmada 25 yıllık sigortalılık süresi ve 5000 günlük sigorta primi ödemesi şartı ile emekli olacak diye akit yapılmıştır.
Emekli maaşlarının kaynağı yine çalışanın ödediği primler ve vergilerle işverenin çalışan adına yatırdığı stopajlardır.
Kısacası hiç kimse emekliye bedava bir şey vermemektedir.
Ama eğer SGK, zamanında emekliden topladığı primleri çarçur ettiyse o zaman bunun hesabının emekliden değil de SGK'yı kötü yöneten hükümetten sorulması gerekmiyor mu?
Hatırlayacağı üzere 100 milyarlarca lira deprem tutarındaki deprem vergilerinin akıbeti sorulunca dönemin bakanı "Deprem vergileriyle duble yol yaptık" şeklinde cevaplamıştı.
"Çalışanların ödediği SSK primlerini başka yerlere yatırdık. Değerlendiremedik. Dolayısıyla bugün maaşları ödeyebilmek için yeni sigortalıların gelmesini bekliyoruz" gibi bir çarpıklık emeklinin değil hükümetin sorunudur.
Emekli asalak değildir.
Emekli yıllarca alın teri ile çalışarak büyük bir emekle ve fedakârlıkla 30-35 yılını çilelerle doldurarak emekli olmayı beklerken ahir ömründeki bu rahatlık ona çok görüldü.
SGK, emeklilerden topladığı fonları doğru dürüst bir şekilde değerlendirebilseydi örneğin 70'li 80'li yıllarda topladığı primleri İstanbul'da değerli arazilere yatırsaydı bugün belki de söz konusu gelirlerle emeklilere çok önemli bir katkı sağlayacaktı.
Beceriksiz politikacıların yaptıkları işlerin bedelini emekliye ödetmek anlaşılır gibi değildir.
Bizim mütedeyyin insanımız emekli olduğunda hacca veya umreye gitmeyi, yapamadığı ibadetini daha iyi yapmayı, torunlarına bakmayı, çalışırken ziyaret edemediği akrabasını ziyaret etmeyi falan düşünürken 10.000 liralık emekli maaşıyla ancak havasını alabilmektedir.
Diğer taraftan emekli olunca bir Ege kasabasında yerleşir gül gibi yaşarım diyen emeklilerin hayalleri de Ege'nin serin sularına gömüldü.
Bir emekli, bırakınız Ege'de bir köye yerleşmeyi emekli maaşıyla örneğin Datça'ya gidip 2 gün tatil bile yapamaz.
Gitse bile dönecek yol parasını denkleştiremez.
Nereden nereye…
Sözün özü SGK 'saadet zinciri' gibi yönetilemez.
- İç cephe nasıl tahkim edilir? / 04.11.2024
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024