Devlet, dışarıdan fırlatılan bir füze saldırısına karşı savunma ihtiyacı doğrultusunda, 2017'de Rusya'dan en etkin uzun menzilli hava ve füze savunma sistemlerini almak için el sıkışmıştır. Yetkililer S-400'lerin Temmuz ayı içinde teslim alınacağını, sonbaharda operasyona başlayacak ilk iki sistemde Türkiye'nin dost/düşman tanıma yazılımlarının entegre edileceğini ve sistemlerin Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılayacağını belirtmektedir. Bu sistemler, Türkiye'ye bölgede stratejik üstünlük kazandıracaktır. Ayrıca ülkemizin Ortadoğu'daki jeopolitik üstünlüğü inkâr edilemez. Ne var ki, ezelden beri Batı, Türkiye'nin bu gücünü kullanmasını engellemek için her yola başvurmaktadır. AB-NATO denkleminde dahi bunu görmekteyiz.
Lozan zaferini bir türlü içine sindiremeyen Batılı sömürgecilerin pusuda bekleyip, Sevr Muahedesi'nin, Türkiye'yi haritadan silmeyi hedefleyen hükümlerini hayata geçirme arzuları devam etmektedir. Dün, Çin füzeleri konusundaki girişimimizi, bugün S-400'ler için Rusya ile yaptığımız anlaşmayı baltalama gayretlerinin arkasındaki gerçek budur.
NATO üyeliğimizin Türkiye güvenliğinde önemi kalmamıştır. Türkiye'nin NATO'ya girme nedeni olan Sovyet tehdidi bugün ortadan kalkmıştır. Sağladığı faydalarından daha çok, güvenlik endişeleri nazara alındığında NATO ittifakı ülkemiz için riskli bir beka sorunu hale gelmiştir. NATO, ABD çıkarları doğrultusunda aleyhimizde kullanılmış ve kullanılmaktadır. PKK, PYD, YPG başta ABD olmak üzere NATO müttefiklerimiz tarafından korunup kollanmakta; Türkiye'ye karşı yoğun şekilde silahlandırılmaktadır. Doğu Akdeniz'de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin haksız hukuksuz Münhasır Ekonomik Bölge girişimlerine stratejik ortağımız ABD, müttefikimiz NATO ve AB üyeleri, Türkiye'yi karşısına alarak destek ve koruma sağlamakta, tatbikatlara katılmaktadırlar. ABD, FETÖ elebaşını himayesine almış ve Türkiye'ye iade etmemektedir. Türkiye aleyhine kendi güdümünde tutmaktadır. Ayrıca Yunanistan ve Almanya da, FETÖ kaçaklarına kucak açarak beslemektedir.
Sömürgecilerin asıl amaçlarının ne olduğunu açıklamaya çalıştık; Türkiye'yi jeopolitik konumundan gelen gücü kullanmasına engel olacak konuma getirmek.
ABD'nin S-400 bahanesine bakıyoruz;
ABD itiraz gerekçelerini şöyle açıklıyor:
1- NATO'ya üye bir ülke Rus yapımı bir silah kullanmamalı,
2- NATO hava savunma sistemine S-400'ler entegre edilemez. Buna ek olarak Pentagon, S-400 aldığı takdirde Türkiye'ye F-35 uçağının verilmeyeceğini, ambargo uygulanacağını belirtmektedir.
Büyük fotoğrafı iyi görmek gerekir. G-20 zirvesinde Erdoğan-Trump görüşmesi sonucu F-35/S-400 konusu tatlıya bağlanmış görünse de, ABD Başkanı'nın ambargo uygulamayacağı yorumları yapılsa da, Trump'ın tuzağına düşülmemeli. Trump'ın gülücüklerinin arkasında Türkiye'ye yaptırımın gündeme alındığı ABD Kongresi kararı ve de Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'a gönderilen S-400 ültimatomu var. ABD resmen bizi tehdit ederek 31 Temmuz'a kadar süre tanıyor. Kongre ve Pentagon'a rağmen Trump ne yapabilir? 28 Şubat'ta ABD Kongresi Reform Komisyonu özel toplantısında konuşan Başkan E. Cummings ile Trump'ın eski danışmanı M.Cohen, Trump'ı çok ağır biçimde suçlayan uzun ve belgelere dayalı konuşmalar yaptılar. Trump'ın saygınlığı sıfırlandı sayılır. Halka yalan söyleyen ve danışmanlarını da yalana teşvik eden Trump için "bundan sonra hiç kimse onu artık savunamayacaktır" dediler. İşte böyle bir adamın sözüne güvenilebilir mi? Temkinli olmalıyız.
Ve S-400 alımı, 96 yıllık Cumhuriyet tarihinde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün hem "İstikbal göklerdedir" hem de "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır" doktrinlerine yönelik atılmış en büyük ve en cesur adımdır.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023