"Hayatımızda bir iki kerecik olsun bir prensesin geçeceği yola bir buket çiçek atma şerefine erişebilir veya bir kraliçenin dostça bir bakışına mazhar olabiliriz. Yine de bizler, bu anlık fırsatları ele geçirmek için can atarız; biraz daha fazlasına ulaşmak için senelerimizi, tutkularımızı ve güçlerimizi harcarız; halbuki mevkiimiz ve işimiz ne olursa olsun, en seçkin kelimelerle bize hitap edecek sözlerine kulak verdiğiniz takdirde ise bizlere müteşekkir kalacak ve kendileriyle istediğimiz kadar konuşabileceğimiz kimselerin bulunduğu bir topluluk, önümüzde her zaman için hazır durmaktadır. Çok kalabalık, ayrıca son derece nazik kimseler olduklarından, bizi kendi huzurlarına kabul etmek için değil de, sırf kendilerine çekmek ve kazanmak için etrafımızda bütün bir gün bekleyen mütevazı bir şekilde döşenmiş dar bekleme odalarında, kütüphanelerimizdeki raflarda sabırla duran (düşünce ve sanat dünyasını) krallar ve hükümdarlar -hiç önem vermediğimiz bu topluluğun- gün boyunca bize söyleyebilecekleri tek kelimeye bile belki de kulak vermeyiz. Bana şöyle söyleyebilirsiniz veya içinizden şu şekilde düşünebilirsiniz. Kendilerini dinlememiz için bize yalvaran bu asil insanlar topluluğuna gösterdiğimiz kayıtsızlık; buna karşılık bizi hor gören veya bize öğretecek hiç bir şeyi bulunmayan, belki de bayağı bir topluluğun peşinden koşmamıza yol açan tutku; yaşayan kimselerin yüzlerini görebilmemizden ileri gelmektedir. Hayır, yanılıyorsunuz! Farz edelim ki bir devlet adamının odasında veya prensesin toplantı salonunda bulunan bir perdenin arkasındasınız; perdenin ön tarafına geçmenize müsaade edilmiyor; böyle olmakla beraber arka tarafta kalıp konuşulan şeyleri dinlemek istemez misiniz? Şimdi perdeyi biraz daha küçültelim ve bir kitap kabı şekline gelmek üzere ikiye katlayalım ve siz de bu kabın arkasına gizlenmiş olun; bu durumda bütün bir gün rastgele konuşmalar değil de en akıllı insanların düşünerek, inceleyerek, seçerek söyledikleri sözleri dinleyeceksiniz. İşte siz, dinleyicilerini bekleyen bu şerefli ve yüce meclisi hor görüyorsunuz" (John Ruskin'den).
Kitapların seminer, konferans veren yanları da var. Yeter ki onları anlayabilelim, en azından anlamaya çalışalım. Anladıklarımızla yaşamaya çalışalım. Değil mi ki bir Kitap indirildi yeryüzüne ve o Kitabı yaşamamız emredildi. Bir Kitap ki bütün bir insanlığa olduğu gibi, kitapları da sinesinde taşıyan... Her kitap, düşüncesini, fikrini o Kitaptan alır. O Kitapta anlatılmayan bir şey kalmamıştır. Her şeyi içine alır, hayatın fihristi gibi. Her kitabın konu alanı kısıtlıdır, onun üzerine yoğrulmuş ve yazılmıştır. Ama bir tek kitap vardır, her şeyden barındıran, yok yoktur içinde. Bütün fikirleri aydınlığa kavuşturabilir. Rafların kralları kitaplar, kitapların hakimi Kur'an. Kitapların bile bir rehberi var. Kütüphanenizin karşısına geçip kitaplarınızı seyretmek bile size derin bir haz vermedi mi? Büyük bir hayranlıkla seyrettiğiniz, içinde kaybolmak istediğiniz bir kütüphaneniz olmadı mı? Kaliteli kitapların hayatınızı motive etmesine artık izin verin.
Kitapsız bir hayatın renksizliğini fark etmenin zamanıdır.
Kitapların seminer, konferans veren yanları da var. Yeter ki onları anlayabilelim, en azından anlamaya çalışalım. Anladıklarımızla yaşamaya çalışalım. Değil mi ki bir Kitap indirildi yeryüzüne ve o Kitabı yaşamamız emredildi. Bir Kitap ki bütün bir insanlığa olduğu gibi, kitapları da sinesinde taşıyan... Her kitap, düşüncesini, fikrini o Kitaptan alır. O Kitapta anlatılmayan bir şey kalmamıştır. Her şeyi içine alır, hayatın fihristi gibi. Her kitabın konu alanı kısıtlıdır, onun üzerine yoğrulmuş ve yazılmıştır. Ama bir tek kitap vardır, her şeyden barındıran, yok yoktur içinde. Bütün fikirleri aydınlığa kavuşturabilir. Rafların kralları kitaplar, kitapların hakimi Kur'an. Kitapların bile bir rehberi var. Kütüphanenizin karşısına geçip kitaplarınızı seyretmek bile size derin bir haz vermedi mi? Büyük bir hayranlıkla seyrettiğiniz, içinde kaybolmak istediğiniz bir kütüphaneniz olmadı mı? Kaliteli kitapların hayatınızı motive etmesine artık izin verin.
Kitapsız bir hayatın renksizliğini fark etmenin zamanıdır.
Derya Şüheda Terzi / diğer yazıları
- Bir şairin gece serüveni / 27.06.2001
- Limanı tarumar olmuş gemiler ne yapsın / 26.06.2001
- Ömür ağacı / 20.06.2001
- Raflardaki krallar / 19.06.2001
- Evrim safsatasına bir derkenar / 16.06.2001
- Okuma sanatına dair / 11.06.2001
- Yağmura sırdaş / 09.06.2001
- Gönül sayfası / 08.06.2001
- İstanbul'da Üsküdar / 07.06.2001
- Kamuflaj tekniği / 05.06.2001
- Limanı tarumar olmuş gemiler ne yapsın / 26.06.2001
- Ömür ağacı / 20.06.2001
- Raflardaki krallar / 19.06.2001
- Evrim safsatasına bir derkenar / 16.06.2001
- Okuma sanatına dair / 11.06.2001
- Yağmura sırdaş / 09.06.2001
- Gönül sayfası / 08.06.2001
- İstanbul'da Üsküdar / 07.06.2001
- Kamuflaj tekniği / 05.06.2001