Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, her ne kadar Milli Ekonomi Modeli vesilesiyle Nobel'e aday gösterilse de, yurt turunda dolaştığı il, ilçe ve köylerde yapmış olduğu gündeme dair tespitleri de her biri ayrı Nobel ödülünü gerektirmektedir.Sadece İzmir'de yaptığı konuşmada değindiği konulara baktığımızda altı çizilmesi gereken çok önemli noktalar var.Siyasiler hiçbir projeye sahip olmamalarına rağmen, IMF ve AB politikalarına sırtlarını dayayarak, millete de birçok pembe hayaller sunarak geliyorlar ve neticede başarısız oluyorlar. Bu 2-3 yıllık aşamadan sonra hepsinin söylediği ortak söz "Biz iktidara geldiğimizde enkaz devralmıştık".Prof. Dr. Haydar Baş bu tür götürü usulü siyaset yapanlara şu anlamlı ifadeleri söylemektedir:"Yahu senin gözün düne kadar ama mıydı? Madem enkazı temizleyemeyecektin ne işin vardı orada? Ben şimdi neyi devralacağımı biliyorum. Çökmekte batmakta parçalanmakta olan bir vatanı devralacağım. Enkaz değil, yüce bir milleti devralacağım. Büyük bir Türkiye'yi ayağa kaldıracağım var mısınız?""Enkaz değil yüce bir milleti devralacağım" ifadesinin özellikle altı çizilmesi lazım. Çünkü bu aziz millet, bu güzide vatan asla enkaz değildir.Burada enkaz olan asıl şey, IMF, AB ve ABD politikaları, onların yıllarca bize attıkları kazık ve bu politikaları bize çözüm diye yutturan siyasi anlayıştır.Topraklarının altında 3 katrilyon dolarlık bakir yer altı kaynakları bulunan, yerüstü ise her türlü meyve sebzenin rahatlıkla yetiştirilebildiği verimli arazilerden oluşan ve de her şeyden önemlisi üzerinde binlerce yıllık bir geçmişe sahip, 16 devlet kurma tecrübesini edinmiş, dünyaya adalet ve sevgiyi doya doya yaşatmış bir ceddin genç bir nesli bulunan ülkemiz asla enkaz olamaz.Eğer böyle bir muhteşem manzaraya AB, ABD ve IMF'nin bereketsiz gözlüğüyle bakarsan, doğrudur, bir enkaz görebilirsin, ama bu milletin içinden çıkmış ve Milli Ekonomi Modeli gibi Nobel'e aday dahiyane bir modele sahip Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in gözüyle bakarsan işte o zaman Kainat devleti potansiyeli taşıyan bir ülke ve yüce bir milleti görürsün. BTP lideri Baş, birlik ve beraberliğimizi bozmaya yönelik olan son gelişmeler hakkında da şu önemli tespitleri yapıyor:"Bir ülkenin sivil ve askeri devletle milleti bir ve beraber olmaya mecburdur. Şayet millet devletine, sivil askerine küsmüşse, bilesiniz ki orada millet yoktur. Eğer bu oyun güzel vatanımız, güzel ülkemiz üzerinde oynanıyorsa, biliniz ki oyun yüce Türk milletinedir. Yüce Türk milletini tarihten silme oyunudur.""Eğer devlet milletine sivil askere küserse batılıların emelleri gerçekleşmiş olur. Bu oyunu bozmaya siville askeri kardeş yapmaya bir bilek bir yürek haline getirmeye var mısınız?"Batılılar, aziz Türk milletini Anadolu coğrafyasından çıkarmak için sürekli hayata geçirmek istedikleri Şark Meselesi projesini pişirip pişirip önümüze koymaktalar, bunu başarmak içinse birlik ve beraberliğimizi hedef almaktadırlar.Birlik ve beraberliğimizi yok etmek için de askerle sivili, devletle milleti, milletle milleti birbirine düşürmek istemektedirler.Sayın Baş işte Batı kaynaklı bu oyunu gördüğü için önemine binaen tekrar etmekte fayda var, "Şayet millet devletine, sivil askerine küsmüşse bilesiniz ki orada millet yoktur. Biliniz ki oyun yüce Türk milletinedir. Yüce Türk milletini tarihten silme oyunudur" demektedir.Güneydoğu'yu ülkemizden koparma girişimleri içinse şu tarihi uyarıyı yapıyor:"Güneydoğulu kardeşim beni iyi dinle ben senin kardeşinim? Sen de Türkoğlu Türksün. Bugün de güneydoğuda (Osmanlı döneminde Hicaz bölgesinde, Filistin'de, Irak'ta olduğu gibi) aynı oyunu oynamak istiyorlar . O bölgede Hicazda yaptığı gibi yüce milleti oradan çıkartıp arkasından o bölgedeki kardeşlerimizi perişan etmek, elindeki nimeti almak, kafasını kırmak namusunu tecavüz etmektir. Yarın Batılının oynayacağı oyun budur. Şimdi ben sana diyorum "Gel sen ancak benimle beraber olabilirsin"""Senin örfün benim örfüm, senin adetin benim adetim, senin kanaatin benim kanaatim, senin hiçbir şeyin Batıya uymaz. Senin dinin benim dinimdir. Eş kardeşim senin benden benim senden başka dostum yok, İzmir'den haykırıyor ve dünyaya ilan ediyoruz biz kardeşiz. Bu millet kardeştir ayıranlar kalleştir."Topyekün bir milleti böylesine kucaklayan, bağrına basan, her fırsatta birlik ve beraberliğe vurgu yapan ve de bütün problemleri çözebilecek Nobel ödülüne aday bir projesi olan, dünyanın tanınmış bilim adamlarının da takdir ettiği, hayran kaldığı bir lider bırakın Türkiye'de dünya'da var mı?Böyle bir dahiye, böyle bir kabiliyete sahip olmak ülkemiz adına büyük bir şeref değil mi?O halde bırakalım kısırdöngülerle uğraşmayı, emaneti ehline bırakalım, başımızı kaldırıp geleceğe umutla bakalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025
- İsrail Gazze’de ateşkese kapıları kapattı / 20.03.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025
- İsrail Gazze’de ateşkese kapıları kapattı / 20.03.2025