Prof. Dr. Haydar Baş'ı, siyasete atıldığı günden beri ilgi ile takip ediyorum.
II. Kuvay-ı Milliye hareketinin mimarı olarak başlattığı hareket, bugün Bağımsız Türkiye Partisi olarak siyaset sahnesinde...
Kendisi de bir süre önce partinin Genel Başkanlığı'na seçilmişti.
Politikaya girdiği günden itibaren arkadaş sohbetlerinde konuşulan tek siyasi, Sn. Baş'tır.
Kısa sürede milletimizin dikkatini çekmiş, farklı, hatta şimdiye kadar hiç duyulmamış, gündem edilmemiş fikirler, projeler O'nunla gün ışığına çıktığı için milletimizin ilgi odağı olmuştur.
Sn. Baş, Türk siyaseti ve hatta dünya siyaseti için örnek bir liderdir.
Kendisine '2. Atatürk' benzetmesi yapılan bir başka lideri daha ben bilmiyorum.
O, bu özel benzetmeyi; Türk milletini, içinde bulunduğu şartlardan 'kainat devleti'ne yükseltme noktasındaki kararlılığı ile hak etti.
Biz, Sn. Baş'tan pek çok şey öğrendik.
Bugün ülkemizin siyasi, ekonomik, hukukî, sosyal vs. her sahada problemleri olduğu, bilinen hakikatler. Çocuğundan, eğitimli insanına her vatandaşımız bunu söyleyebilir.
Bizden farklı bir şey söylemeyen siyasilerimiz de bugüne kadar durumu böyle izah ediyorlardı.
Prof. Dr. Haydar Baş'tan ise, siyasetin esasen mevcudu değil, neden olduğunu ve nasıl halledileceğini tespit etmek ve bunu başarmak olduğunu öğrendik.
Tabi bunlardan önce, bu tür meseleleri yaşadığımız bir "vatanımız" olduğunu...
Yani, 'vatan kutsaldır, bayrak kutsaldır, asker kutsaldır', yalnızca kendisinden duyduk.
Türkiye'nin üzerine oynanan oyunları da ilk defa büyük bir cesaretle kendisi ortaya koydu.
"Türkiye elimizden kayıyor" diye ikaz eden bu insan, bağımsızlığın ne demek olduğunu, bizim için ne ifade etmesi gerektiğini ve oynanan oyunlar karşısında bu millete düşen vazifeyi bizlere öğretendir.
"Bu millet aziz bir millettir. Türk milleti tarih boyunca can emniyetinin, mal emniyetinin, namus emniyetinin, din ve vicdan emniyetinin, vatan emniyetinin koruyucusu ve simgesi olmuştur."
Türk milletini, yani bizleri bize böylesi mükemmel ifadelerle anlatan, tanıtan başka bir lider gördünüz mü?
Avrupa'nın, ABD'nin insanı değil, aramızdan çıkmış, bizden ve bizimle gurur duyan bir lider.
Ben, Atatürk'ten sonra milletiyle bu derece övünen ve onu günümüz ezilmişliğinden, komplekslerinden bir çırpıda kurtaracak bir lidere rastlamadım.
Gerçek bir Atatürkçü, gerçek bir bağımsızlık hayranı, milletine âşık bir lider...
AB ve IMF ile doğup büyüyen bizler, bu ikisi olmadan da bir Türkiye'nin varolabileceğini yine sadece kendisinden duyduk.
IMF kredilerinin batmamamız için tek kurtuluş, AB'yi, "muasır medeniyet seviyesine" ulaşmanın tek yolu bilen siyasilerin, Prof. Dr. Haydar Baş'tan öğreneceği çok şeyler var.
Zira; bir lider, özüne sahip çıkarak, onu yücelterek milletine önderlik edebilir.
Taklitle, özentiyle kendi benliğini kaybetmiş bir şahsiyetin, milletine vereceği hiçbir şey olamaz. Nitekim, millet ve devlet olarak içinde bulunduğumuz durum, bunun ispatıdır.
Küresel güç, global şirketler, liberal ekonomi mantığı nedir?
Çağımızın sloganlaşan ve siyasi arenada da sık sık bahsedilen ama maalesef mahiyetini ve gerçek yüzünü hiçbir siyasinin izah edemediği, belki de bilemediği bu sinsi tuzakları da Sn. Baş, Türk milleti adına bozmuştur.
Bugün sadece bir toprak parçası olarak kabul gören vatanımıza, hak ettiği değeri veren tek lider Sn. Baş'tır.
O'nu dinleyen gençler, Türkiye'nin ufkunda yeni bir portre çiziyorlar.
İzinden giden halkımız, vatan-millet sevgisini gönülden hisseden, askerine, bayrağına, devletine saygılı ve bunların kendisi için 'olmazsa olmaz' değerler olduğunun bilinciyle hareket ediyor.
"Milli bütünlüğümüz dini bütünlüğümüzdür, dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzdür" tezinin sahibi bu büyük insan, bazı dış odaklarca yozlaştırılan dinimize de hak ettiği konumu vermektedir.
"Sivil-asker, devlet-millet kaynaşması olmazsa olmaz,; birlik ve beraberlik varlığımızın temel şartıdır" diyen ilk liderimiz de Sn. Baş'tır.
"Önce insan" diyerek milletinin her ferdine projeleriyle sahip çıkan Sn. Baş, beşikteki bebekten mezardaki mevtaya kadar ülkenin her ferdini düşünen tek liderdir.
Siyasi kuşatılmışlıktan bölünme noktasına gelen ülkemizin sıkıntılarından ve bölücülüğün bir yolu olan misyonerlik çalışmalarından da O'nun sayesinde haberdar olduk.
Bir 'ekonomi profesörü' olmamasına rağmen, iktisat bilimcilerden tam not alan, müthiş tespitlere sahip Sn. Baş; Türkiye'deki global sermayenin oyunlarını bozan, üstelik bu ince taktikleri halkla paylaşacak, birlikte bozacak yüreklilikteki tek liderdir.
Üretimi "0"layan, emisyonu daraltan, emeği devreden çıkaran bir yaklaşımın, ülke ekonomisini mahvettiğini vurgulayan ve bundan çıkış yollarını bize anlatan O'dur.
O'nun sayesinde, bugün ülkemizde dönen oyunları anlayabiliriz.
Artık global sermaye, IMF'ye "geriye dön" diyecek bir liderimiz var.
Liderlik geniş bir ileri görüşlülük ister.
Bugünden 10 sene, 20 sene sonrayı hesap edebilen; uluslararası arenada buna göre milleti ve devleti müdafaa edecek projeleri hayata geçirebilendir lider.
Sn. Baş, bu vasıflara da tam manasıyla sahiptir.
Onun fikirleri, tespitleri ve projeleri kısır değildir. Çalıntı değildir. Taklit ve özenti hiç değildir.
Zaten; O, bu sebeple liderdir.
O, mevcut düzen çarklarını durduracak, bu millet üzerine oynanan oyunları görüp bozacak ve bunları yaptıktan sonra da, ülkeyi "kainat devleti" noktasına taşıyacak ufuktadır.
Söyledikleri kolay şeyler, hafife alınacak açıklamalar değildir.
Zira, Türkiye bugün 2. Sevr çemberindedir. Ekonomik, siyasi, hukuki cendere içinde sıkıştırılmış ülkemiz, topyekün Batı'nın emri altına girmek üzeredir.
Yani mevcut düzeni değiştirmeye kalkışmak, Batı'ya savaş açmaktır.
Sn. Baş bu yürektedir.
Biz; bu cesareti, millete ve devlete bu boyutta sahip çıkmayı da sadece O'nda gördük.
"Türk milleti uydu olamaz" diyerek yola çıkan bu önder, kısaca bize yepyeni bir pencere açmıştır.
Diğer liderlerin hayâl dahi edemeyeceği projeler, O'nun ufkunda basittir ve bu milletin hak ettiği değerlerdir.
24 saatte ülkenin tüm meselelerini çözecek kudrette ve tecrübede olan, Türkiye Cumhuriyeti Devletini "kainat devleti" yapacak tek lider Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Zaten diğerlerinin AB'ye ve IMF'ye yaranmaktan başka bir dertleri de yoktur.
Kısaca, Türk siyaseti ve Türk halkı Sayın Baş ile pek çok ilki gördü. Pek çok doğruyu keşfetti.
O'nunla Türk milleti, esas liderin nasıl olacağını anladı, gerçek liderini buldu.
II. Kuvay-ı Milliye hareketinin mimarı olarak başlattığı hareket, bugün Bağımsız Türkiye Partisi olarak siyaset sahnesinde...
Kendisi de bir süre önce partinin Genel Başkanlığı'na seçilmişti.
Politikaya girdiği günden itibaren arkadaş sohbetlerinde konuşulan tek siyasi, Sn. Baş'tır.
Kısa sürede milletimizin dikkatini çekmiş, farklı, hatta şimdiye kadar hiç duyulmamış, gündem edilmemiş fikirler, projeler O'nunla gün ışığına çıktığı için milletimizin ilgi odağı olmuştur.
Sn. Baş, Türk siyaseti ve hatta dünya siyaseti için örnek bir liderdir.
Kendisine '2. Atatürk' benzetmesi yapılan bir başka lideri daha ben bilmiyorum.
O, bu özel benzetmeyi; Türk milletini, içinde bulunduğu şartlardan 'kainat devleti'ne yükseltme noktasındaki kararlılığı ile hak etti.
Biz, Sn. Baş'tan pek çok şey öğrendik.
Bugün ülkemizin siyasi, ekonomik, hukukî, sosyal vs. her sahada problemleri olduğu, bilinen hakikatler. Çocuğundan, eğitimli insanına her vatandaşımız bunu söyleyebilir.
Bizden farklı bir şey söylemeyen siyasilerimiz de bugüne kadar durumu böyle izah ediyorlardı.
Prof. Dr. Haydar Baş'tan ise, siyasetin esasen mevcudu değil, neden olduğunu ve nasıl halledileceğini tespit etmek ve bunu başarmak olduğunu öğrendik.
Tabi bunlardan önce, bu tür meseleleri yaşadığımız bir "vatanımız" olduğunu...
Yani, 'vatan kutsaldır, bayrak kutsaldır, asker kutsaldır', yalnızca kendisinden duyduk.
Türkiye'nin üzerine oynanan oyunları da ilk defa büyük bir cesaretle kendisi ortaya koydu.
"Türkiye elimizden kayıyor" diye ikaz eden bu insan, bağımsızlığın ne demek olduğunu, bizim için ne ifade etmesi gerektiğini ve oynanan oyunlar karşısında bu millete düşen vazifeyi bizlere öğretendir.
"Bu millet aziz bir millettir. Türk milleti tarih boyunca can emniyetinin, mal emniyetinin, namus emniyetinin, din ve vicdan emniyetinin, vatan emniyetinin koruyucusu ve simgesi olmuştur."
Türk milletini, yani bizleri bize böylesi mükemmel ifadelerle anlatan, tanıtan başka bir lider gördünüz mü?
Avrupa'nın, ABD'nin insanı değil, aramızdan çıkmış, bizden ve bizimle gurur duyan bir lider.
Ben, Atatürk'ten sonra milletiyle bu derece övünen ve onu günümüz ezilmişliğinden, komplekslerinden bir çırpıda kurtaracak bir lidere rastlamadım.
Gerçek bir Atatürkçü, gerçek bir bağımsızlık hayranı, milletine âşık bir lider...
AB ve IMF ile doğup büyüyen bizler, bu ikisi olmadan da bir Türkiye'nin varolabileceğini yine sadece kendisinden duyduk.
IMF kredilerinin batmamamız için tek kurtuluş, AB'yi, "muasır medeniyet seviyesine" ulaşmanın tek yolu bilen siyasilerin, Prof. Dr. Haydar Baş'tan öğreneceği çok şeyler var.
Zira; bir lider, özüne sahip çıkarak, onu yücelterek milletine önderlik edebilir.
Taklitle, özentiyle kendi benliğini kaybetmiş bir şahsiyetin, milletine vereceği hiçbir şey olamaz. Nitekim, millet ve devlet olarak içinde bulunduğumuz durum, bunun ispatıdır.
Küresel güç, global şirketler, liberal ekonomi mantığı nedir?
Çağımızın sloganlaşan ve siyasi arenada da sık sık bahsedilen ama maalesef mahiyetini ve gerçek yüzünü hiçbir siyasinin izah edemediği, belki de bilemediği bu sinsi tuzakları da Sn. Baş, Türk milleti adına bozmuştur.
Bugün sadece bir toprak parçası olarak kabul gören vatanımıza, hak ettiği değeri veren tek lider Sn. Baş'tır.
O'nu dinleyen gençler, Türkiye'nin ufkunda yeni bir portre çiziyorlar.
İzinden giden halkımız, vatan-millet sevgisini gönülden hisseden, askerine, bayrağına, devletine saygılı ve bunların kendisi için 'olmazsa olmaz' değerler olduğunun bilinciyle hareket ediyor.
"Milli bütünlüğümüz dini bütünlüğümüzdür, dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzdür" tezinin sahibi bu büyük insan, bazı dış odaklarca yozlaştırılan dinimize de hak ettiği konumu vermektedir.
"Sivil-asker, devlet-millet kaynaşması olmazsa olmaz,; birlik ve beraberlik varlığımızın temel şartıdır" diyen ilk liderimiz de Sn. Baş'tır.
"Önce insan" diyerek milletinin her ferdine projeleriyle sahip çıkan Sn. Baş, beşikteki bebekten mezardaki mevtaya kadar ülkenin her ferdini düşünen tek liderdir.
Siyasi kuşatılmışlıktan bölünme noktasına gelen ülkemizin sıkıntılarından ve bölücülüğün bir yolu olan misyonerlik çalışmalarından da O'nun sayesinde haberdar olduk.
Bir 'ekonomi profesörü' olmamasına rağmen, iktisat bilimcilerden tam not alan, müthiş tespitlere sahip Sn. Baş; Türkiye'deki global sermayenin oyunlarını bozan, üstelik bu ince taktikleri halkla paylaşacak, birlikte bozacak yüreklilikteki tek liderdir.
Üretimi "0"layan, emisyonu daraltan, emeği devreden çıkaran bir yaklaşımın, ülke ekonomisini mahvettiğini vurgulayan ve bundan çıkış yollarını bize anlatan O'dur.
O'nun sayesinde, bugün ülkemizde dönen oyunları anlayabiliriz.
Artık global sermaye, IMF'ye "geriye dön" diyecek bir liderimiz var.
Liderlik geniş bir ileri görüşlülük ister.
Bugünden 10 sene, 20 sene sonrayı hesap edebilen; uluslararası arenada buna göre milleti ve devleti müdafaa edecek projeleri hayata geçirebilendir lider.
Sn. Baş, bu vasıflara da tam manasıyla sahiptir.
Onun fikirleri, tespitleri ve projeleri kısır değildir. Çalıntı değildir. Taklit ve özenti hiç değildir.
Zaten; O, bu sebeple liderdir.
O, mevcut düzen çarklarını durduracak, bu millet üzerine oynanan oyunları görüp bozacak ve bunları yaptıktan sonra da, ülkeyi "kainat devleti" noktasına taşıyacak ufuktadır.
Söyledikleri kolay şeyler, hafife alınacak açıklamalar değildir.
Zira, Türkiye bugün 2. Sevr çemberindedir. Ekonomik, siyasi, hukuki cendere içinde sıkıştırılmış ülkemiz, topyekün Batı'nın emri altına girmek üzeredir.
Yani mevcut düzeni değiştirmeye kalkışmak, Batı'ya savaş açmaktır.
Sn. Baş bu yürektedir.
Biz; bu cesareti, millete ve devlete bu boyutta sahip çıkmayı da sadece O'nda gördük.
"Türk milleti uydu olamaz" diyerek yola çıkan bu önder, kısaca bize yepyeni bir pencere açmıştır.
Diğer liderlerin hayâl dahi edemeyeceği projeler, O'nun ufkunda basittir ve bu milletin hak ettiği değerlerdir.
24 saatte ülkenin tüm meselelerini çözecek kudrette ve tecrübede olan, Türkiye Cumhuriyeti Devletini "kainat devleti" yapacak tek lider Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Zaten diğerlerinin AB'ye ve IMF'ye yaranmaktan başka bir dertleri de yoktur.
Kısaca, Türk siyaseti ve Türk halkı Sayın Baş ile pek çok ilki gördü. Pek çok doğruyu keşfetti.
O'nunla Türk milleti, esas liderin nasıl olacağını anladı, gerçek liderini buldu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Abdulkadir Baş / diğer yazıları
- Gerçekleri görebilmek / 05.11.2002
- Ezilen halklar Türk'ün adaletini bekliyor / 03.11.2002
- Türkiye'nin gerçek dostu var mı? / 02.11.2002
- AB, Türkiye'nin kurtuluşu değil, sonudur / 01.11.2002
- Çeçen eyleminin ardından / 31.10.2002
- Milli kaynakları hayata geçirecek irade, milletin iradesidir / 29.10.2002
- Türk'e Türk'te başka dost yoktur / 28.10.2002
- Basının esas görevi / 27.10.2002
- İnsan hakları meselesi / 26.10.2002
- Milletçe aradığımızı bulduk / 24.10.2002
- Ezilen halklar Türk'ün adaletini bekliyor / 03.11.2002
- Türkiye'nin gerçek dostu var mı? / 02.11.2002
- AB, Türkiye'nin kurtuluşu değil, sonudur / 01.11.2002
- Çeçen eyleminin ardından / 31.10.2002
- Milli kaynakları hayata geçirecek irade, milletin iradesidir / 29.10.2002
- Türk'e Türk'te başka dost yoktur / 28.10.2002
- Basının esas görevi / 27.10.2002
- İnsan hakları meselesi / 26.10.2002
- Milletçe aradığımızı bulduk / 24.10.2002