Peşmerge Türkiye üzerinden Kobani'ye geçti mi geçmedi mi?
Hükümetten çelişkili açıklamalar geliyor.
Pazartesi günü Genelkurmay Peşmerge'nin Türkiye'den Kobani'ye geçişi için "Bu konunun muhatabı biz değiliz" demişti.
TSK'ya göre bu konuda adres Dışişleri Bakanlığı'ydı.
Dışişleri'nden bir cevap gelmeden Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz devre yapmış ve "Benim haberim var. Ben askerin bakanıyım" demişti.
Aradan birkaç saat geçtikten sonra Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dün öğle saatlerinde "Peşmerge'nin Kobani'ye geçmesi için yardımcı oluyoruz" dedi.
Yılmaz ve Çavuşoğlu'nun bu açıklamaları Türkiye üzerinden Peşmergenin Kobani'ye geçtiğini ima ediyordu.
Pazartesi günü bu açıklamalar yapıldı.
Salı günü ise Genelkurmay Başkanlığı, Peşmergenin Türkiye'den Kobani'ye (Ayn-el Arap) geçişi konusunda askerin bilgisinin olup olmadığı yönünde bir açıklama yapılmadığını bildirdi.
Bence Genelkurmay'ın bu açıklaması 'bize hiçbir bilgi verilmedi' ifadesinin dolaylı anlatımı.
Salı günü öğlenden sonra ise kendi sözlerini adeta yalanlarcasına Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Peşmerge güçlerinin henüz Türkiye üzerinden Kobani'ye geçmediğini açıkladı.
Akşama doğru Başbakan Davutoğlu da "Bazı unsurların Kobani'ye geçişi konusunda görüşmeler sürüyor. Ancak şu anda böyle bir geçiş başlamış değil" dedi.
Barzani yönetimi kaynaklarından gelen bilgilere göre ise Peşmerge üç gündür Türkiye üzerinden Kobani'ye geçiyor.
Bir öyle bir böyle açıklama yapan hükümet, Peşmerge Kobani'ye geçtiyse bunu neden saklıyor?
Bence bunun nedeni daha önce söyledikleri sözler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta şunları söylemişti:
"PYD şu anda bizim için PKK ile eştir, o da bir terör örgütüdür. Bir terör örgütüne kalkıp da bize dost olan NATO'da beraber olduğumuz Amerika'nın böyle bir desteği, açıktan açığa söyleyerek bizden 'evet' ifadesini, yaklaşımını beklemesi çok çok yanlış olur, böyle bir şeyi bizden beklemesi mümkün değil, böyle bir şeye de biz 'evet' diyemeyiz."
Erdoğan'ın bu sözleri ortadayken Türkiye, Peşmergenin geçişini kabul etmez.
Obama'nın talimatı varken de Peşmergeyi geçirmem diyemez.
Libya'nın hali ve Yeni Şafak
Hükümetin şakşakçısı Yeni Şafak gazetesi dün birinci sayfasında Libya'nın 3 yılda 40 yıl geri gittiğini haberleştirdi.
Haber aynen şöyle:
"Libya şu an ayrı ordusu, başbakanı ve parlamentosu olan iki hükümete sahip. Silahlı gruplar arasındaki çatışmalar sürüyor. Refah düşüyor, suikast, bombalama, kaçırılma ve tecavüz artıyor. Petrol ihracatı durdu. Afrikalıların umut kapısıydı, bugün on binlerce kişi batıya, özellikle Tunus'a kaçıyor."
Geç de olsa Yeni Şafak'ın Libya gerçeğini fark etmesi iyi, ama şakşakçısı olduğu hükümetin Libya'yı bu hale getirenlerden biri olduğunu ifade etmemesi kötü. Yeni Şafak gibi hükümetin her yaptığını alkışlayan medya kuruluşları Libya'nın bulunduğu durumdan kendi paylarına ders çıkarmalılar. Ders çıkarmalılar, çünkü AKP hükümeti ısrarla Suriye'yi de Libya haline getirmek istiyor. Bu sayede belki hükümeti alkışlarken hangi cürümlere ortak olduklarını anlarlar.
Haklı çıktım, çünkü?
Dünkü yazımda "ABD'nin silahları IŞİD'e mi gitti" diye sormuş ve "yakında ABD'nin silahlarının tamamının IŞİD'in eline geçtiğini duyarsanız sakın şaşırmayın" demiştim.
Dün sabah önce IŞİD açıkladı, sonra da ABD bir kısım silahların IŞİD'in eline geçtiğini kabul etti.
Haklı çıktık, çünkü biz dostla düşmanı ayırt edebiliyoruz. Batılıların asla bize yardım etme ve faydalı olmayacaklarını biliyoruz.
Çünkü biz Prof. Dr. Haydar Baş'ın yanındayız.
Bugüne kadar ortaya koyduğu tespitlerde, öngörülerde yanılmayan ve ne dediyse çıkan Prof. Dr. Haydar Baş'ın uyarıları dikkate alınsaydı yapılan hayati yanlışların hiçbiri yapılmaz, Türkiye bu kadar zarar görmezdi.
Hükümetten çelişkili açıklamalar geliyor.
Pazartesi günü Genelkurmay Peşmerge'nin Türkiye'den Kobani'ye geçişi için "Bu konunun muhatabı biz değiliz" demişti.
TSK'ya göre bu konuda adres Dışişleri Bakanlığı'ydı.
Dışişleri'nden bir cevap gelmeden Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz devre yapmış ve "Benim haberim var. Ben askerin bakanıyım" demişti.
Aradan birkaç saat geçtikten sonra Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dün öğle saatlerinde "Peşmerge'nin Kobani'ye geçmesi için yardımcı oluyoruz" dedi.
Yılmaz ve Çavuşoğlu'nun bu açıklamaları Türkiye üzerinden Peşmergenin Kobani'ye geçtiğini ima ediyordu.
Pazartesi günü bu açıklamalar yapıldı.
Salı günü ise Genelkurmay Başkanlığı, Peşmergenin Türkiye'den Kobani'ye (Ayn-el Arap) geçişi konusunda askerin bilgisinin olup olmadığı yönünde bir açıklama yapılmadığını bildirdi.
Bence Genelkurmay'ın bu açıklaması 'bize hiçbir bilgi verilmedi' ifadesinin dolaylı anlatımı.
Salı günü öğlenden sonra ise kendi sözlerini adeta yalanlarcasına Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Peşmerge güçlerinin henüz Türkiye üzerinden Kobani'ye geçmediğini açıkladı.
Akşama doğru Başbakan Davutoğlu da "Bazı unsurların Kobani'ye geçişi konusunda görüşmeler sürüyor. Ancak şu anda böyle bir geçiş başlamış değil" dedi.
Barzani yönetimi kaynaklarından gelen bilgilere göre ise Peşmerge üç gündür Türkiye üzerinden Kobani'ye geçiyor.
Bir öyle bir böyle açıklama yapan hükümet, Peşmerge Kobani'ye geçtiyse bunu neden saklıyor?
Bence bunun nedeni daha önce söyledikleri sözler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta şunları söylemişti:
"PYD şu anda bizim için PKK ile eştir, o da bir terör örgütüdür. Bir terör örgütüne kalkıp da bize dost olan NATO'da beraber olduğumuz Amerika'nın böyle bir desteği, açıktan açığa söyleyerek bizden 'evet' ifadesini, yaklaşımını beklemesi çok çok yanlış olur, böyle bir şeyi bizden beklemesi mümkün değil, böyle bir şeye de biz 'evet' diyemeyiz."
Erdoğan'ın bu sözleri ortadayken Türkiye, Peşmergenin geçişini kabul etmez.
Obama'nın talimatı varken de Peşmergeyi geçirmem diyemez.
Libya'nın hali ve Yeni Şafak
Hükümetin şakşakçısı Yeni Şafak gazetesi dün birinci sayfasında Libya'nın 3 yılda 40 yıl geri gittiğini haberleştirdi.
Haber aynen şöyle:
"Libya şu an ayrı ordusu, başbakanı ve parlamentosu olan iki hükümete sahip. Silahlı gruplar arasındaki çatışmalar sürüyor. Refah düşüyor, suikast, bombalama, kaçırılma ve tecavüz artıyor. Petrol ihracatı durdu. Afrikalıların umut kapısıydı, bugün on binlerce kişi batıya, özellikle Tunus'a kaçıyor."
Geç de olsa Yeni Şafak'ın Libya gerçeğini fark etmesi iyi, ama şakşakçısı olduğu hükümetin Libya'yı bu hale getirenlerden biri olduğunu ifade etmemesi kötü. Yeni Şafak gibi hükümetin her yaptığını alkışlayan medya kuruluşları Libya'nın bulunduğu durumdan kendi paylarına ders çıkarmalılar. Ders çıkarmalılar, çünkü AKP hükümeti ısrarla Suriye'yi de Libya haline getirmek istiyor. Bu sayede belki hükümeti alkışlarken hangi cürümlere ortak olduklarını anlarlar.
Haklı çıktım, çünkü?
Dünkü yazımda "ABD'nin silahları IŞİD'e mi gitti" diye sormuş ve "yakında ABD'nin silahlarının tamamının IŞİD'in eline geçtiğini duyarsanız sakın şaşırmayın" demiştim.
Dün sabah önce IŞİD açıkladı, sonra da ABD bir kısım silahların IŞİD'in eline geçtiğini kabul etti.
Haklı çıktık, çünkü biz dostla düşmanı ayırt edebiliyoruz. Batılıların asla bize yardım etme ve faydalı olmayacaklarını biliyoruz.
Çünkü biz Prof. Dr. Haydar Baş'ın yanındayız.
Bugüne kadar ortaya koyduğu tespitlerde, öngörülerde yanılmayan ve ne dediyse çıkan Prof. Dr. Haydar Baş'ın uyarıları dikkate alınsaydı yapılan hayati yanlışların hiçbiri yapılmaz, Türkiye bu kadar zarar görmezdi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024