Prof. Dr. Haydar Baş Hocam'ın ebediyete irtihalinin üzerinden tam 3 koca yıl geçti.
Ölçü abidemiz, sarsılmaz mihenk taşımız, devletimizi, milletimizi ve de inancımızı hedef alan tehditlerin karşısında ilk duranımız Prof. Dr. Haydar Baş'ı 3 yıl önce bugün, 14 Nisan 2020'de ebedi âleme uğurladık.
Rabbim gani gani rahmet eylesin.
Sanki 30 yıl gibi geldi, bize bu 3 yıl…
Nasıl gelmesin ki, sığınağımızdı Haydar Baş Hoca.
Sadece bizim değil, tüm Türkiye'nin sığındığı limandı o.
Haydar Baş Hocam, beden olarak aramızda değil, ancak fikirleri, imanlı duruşu, ölçülerden taviz vermeyen karakteriyle ve elbette yetiştirdiği kadrolarıyla hep yanımızda oldu ve olmaya devam edecek.
Konuşmalarımız ve yazılarımız hep Haydar Hocam'ın yol göstermesiyle şekillenir, onun ufkumuzu açan beyin fırtınası şeklinde geçen uzun fikri toplantılarından gönül olarak beslenirdik.
Yeni Mesaj gazetesinin ve yazarlarının en iyi okuru şüphesiz Prof. Dr. Haydar Baş'tı. Her haberi ve yazıyı satır satır, kelime kelime okur ve yanlışa bir harf bile olsa müsaade etmezdi.
Özellikle yazılara çok ama çok önem verirdi.
Çok iyi hatırlıyorum.
2011 yılında Prof. Dr. Haydar Baş Hocam'la Haccetmek nasip olmuştu.
Kutsal topraklara gitmek için Atatürk Havalimanı'nda beklerken, beni yanına çağırmış ve 'Orhan evladım sana Hac neden nasip oldu, biliyor musun' diye sormuştu.
Ben, 'Hayır bilmiyorum. Hocam siz daha iyi bilirsiniz' deyince, 'Yazdığın yazılardan ötürü Allah sana Hac etmeyi nasip etti' demişti.
Aradan geçen bu 3 yılda kendi adıma şunu ifade edebilirim; Haydar Baş Hocam, hayattayken ne yapıyorsam, hangi hizmetleri yapmaya gayret ediyorsam, nasıl çalışıyorsam aynı şekilde çalışmaya gayret ettim.
En doğru olanının bu olduğunu düşündüğüm için, aynı hizmetlere devam etmeye çalıştım.
Bu hizmetleri yapmayıp, Haydar Baş Hocamın verdiği görevleri terk etmiş olsaydık, O'nun çizdiği rotadan sapmış olsaydık, yapacağımız şey fitne ve fesat çıkarmaktan başka bir şey olmazdı. Böyle bir akıbetten Allah'a sığınıyorum.
Bu bağlamda Haydar Baş Hocamın sevenleri olarak dönüp hepimiz kendimize bence, "Haydar Baş Hocam hayattayken yaptığımız ama bugün yapmaktan vazgeçtiğimiz, o gün yapmadığımız ama bugün yaptığımız şeyler var mı? sorusunu sormalıyız.
Eğer Haydar Baş Hocam aramızda yok diye; yaptığımız güzel bir hizmetlerden ve çalışmalardan geri durduysak, ya da O aramızda değil diye yapmamamız gereken şeyleri yapmaya başladıysak, biz Haydar Hocayı hiç ama hiç anlamamışız demektir…
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024