TBMM'nin açılacağı gün İçişleri Bakanlığı önünde terör saldırısı gerçekleştirildi. Teröristlerden biri, kendini patlattı diğeri öldürüldü. İki polisimiz yaralandı.
Dünyanın birçok ülkesinden 'geçmiş olsun' mesajları geldi. Ama içerde bir kesim menfaat, bir başka kesim ise ideoloji kazanlarını karıştırma derdine düştü.
Artık torunlarıyla vakit geçirmesi gereken Ayşenur Aslan, Halk TV'deki programında olay hakkında, 'belki kendisini patlattı denilen kişi, terörist üzerinde ya da arabada uzaktan kumandalı patlayıcı olduğunu bilmiyordu. Çünkü o kadar manasız ki gelip hiçbir şey yapamadan ölünmez' gibi saçma sapan cümleler kurdu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, anında "terör örgütü propagandası yapma" ve "suçu ve suçluyu övme" soruşturma açtı ve gözaltı yapıldı.
Gazeteci Fazıl Duygun, Bakan Yerlikaya'yı hedefe koyarak eski bakan Soylu'yu öne çıkardı.
Yılların gazetecisi olan bu şahıs aynen şöyle dedi; "Lav silahlarıyla, bombalı araçla, hem de emniyetin önüne nasıl gelebildi, bu teröristler? Bu, korkunç bir istihbarat zafiyetidir ve bütün sorumluluk, içişleri bakanı ve emniyetteki kadrosuna aittir."
Arkadaşım! Bu ülkedeki darbe girişimini Sayın cumhurbaşkanımız, eniştesinden öğrendin. Sen ne anlatıyorsun?
Arkadaşım! Hafızanı mı kaybettin? 'Mersin saldırısını düzenleyen PKK'lıların Menbiç'ten paramotorla geldiğini' söyleyen bizzat koltukta oturan Süleyman Soylu idi. Neyin peşindesiniz? Kuyruğunuzun neresine basıldı ki bu kadar sesiniz çıkıyor?
Bunların bir de ebabilleri var
'Ebabil Harekâtı' isimli sosyal medya hesabı, Bakan Yerlikaya'yı hedef alarak şu paylaşımı yaptı:
"Soylu'ya çay veren çaycıları tespit edip sürmekle çok meşgul olunca ülkenin tam merkezine, evinin önüne gelen teröristleri takip etmeyi ihmal ettiler. Son teröriste kadar öldürecekmiş. Yok, valla, terörist kendi kendini patlattı, sana zahmet olmasın. Sen bakanlığa geri dön, Soylu'yla çalışmış bürokrat avına devam et."
Geldiğimiz noktaya bakar mısınız? Ülkenin başkentinin ortasında bir bakanı sabote etmeye yönelik bir terör eylemi gerçekleştirildi, mesajı veriliyor.
Bunun adını yazsam savcılara iş düşer. Gerçi bu olayda kullanmadı ama Devlet Bahçeli'nin çok kullandığı kelimeler, hitaplar aklınıza geldin.
O rapor Süleyman Soylu döneminde yazıldı.
6 yıl bakanlık yapan Süleyman Soylu'ya 6 bin 472 soru önergesi verilmiş. 3 bin 327'sini cevaplamamış. E! Soruları boş bırakırsan başarısızlığını tesciller bir de dile düşersin.
Şu rapora bakın
"Türkiye'nin Asya, Orta Doğu ve Avrupa arasındaki kavşakta yer alan coğrafi konumu ve uzun sınırları, ülkeyi insan ticareti ve insan kaçakçılığı için önemli bir transit ve hedef ülke haline getirmektedir.
Özellikle cinsel sömürü ve zorla çalıştırma amaçlı insan ticareti Türkiye'de giderek yaygınlaşıyor.
Türkiye büyük bir mülteci nüfusuna ev sahipliği yapmaya devam ederken, insan tacirleri bu toplulukların savunmasızlığından yararlanarak kadınları ve çocukları cinsel sömürü için insan ticaretine zorlamaktadır.
Genç kızların gayri resmi dini törenler yoluyla zorla evlendirilmesi, ekonomik bir başa çıkma mekanizması olarak giderek yayılmaktadır.
Suç şebekelerine ek olarak, devlet içinde yerleşik aktörler de insan ticaretinde rol almakta ya da en azından kolaylaştırmaktadır…
Afrika ülkelerinden gelen düzensiz göçmen sayısında da bir artış söz konusu ve bu artış Türkiye'nin vize şartlarını hafifletmesi ve ülkeye giriş için iyi havalimanı bağlantıları sayesinde kolaylaşmaktadır.
İnsan ticaretine benzer şekilde, insan kaçakçılığı da yolsuzluğa bulaşmış hükümet yetkilileri tarafından kolaylaştırılmaktadır. Haberler, devletle bağlantılı aktörlerin ve meşru işletmelerin bu pazara doğrudan dahil olduğunu iddia ediyor.
Rapora göre akaryakıt kaçakçılığı, daha ucuz petrole olan talepten ve özellikle Suriye, Irak ve İran kaynaklı kaçak petrol satışından vergi geliri elde etme fırsatından yararlanan Türkiye'deki organize suç grupları için en kârlı gelir kaynaklarından birisi.
Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle eroin ticareti için bir kaynak, transit ve hedef ülke konumunda.
Türkiye tarihsel olarak uluslararası kokain kaçakçılığı rotasında yer almamasına rağmen, son birkaç yıl içinde ele geçirilen kokain miktarındaki artışın, Amerika ve Avrupa'daki yüksek sayıdaki ele geçirmeler nedeniyle nakliye rotalarındaki değişimin bir sonucu olduğu düşünülmektedir.
Dolayısıyla Türkiye, Güneydoğu ve Doğu Avrupa'yı hedef alan kokain kaçakçılığında daha önemli bir transit ülke haline gelmektedir
Türkiye'de faaliyet gösteren ve geleneksel mafya sistemini model alan önemli sayıda mafya tarzı grup bulunmaktadır.
Ülkede varlıklarını sürdüren bu grupların hükümetle ve diğer siyasetçilerle yakın ilişkiler geliştirdikleri ve bu sayede kolluk kuvvetleri ve yargı karşısında koruma sağladıkları bildirilmektedir." (2021 ve 2023 Küresel Organize Suçlar Raporundan)
Bu tespitlere kimse itiraz edemez. Çünkü yaşadık. Neden yaşadık? Çünkü birileri görevini yapmamış. O zaman neyin aklanmasına çalışıyorsunuz?
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025