Suriye'deki krize siyasi çözüm bulmak için 22 Ocak'ta İkinci Cenevre Konferansı düzenlenme kararı çok önemli.Rusya uzun zamandır bu toplantıyı gerçekleştirmek için gayret etti ama isyancıların kabul edilemez şartlar sunmasından dolayı bu kadar gecikti.Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, muhalif gruplar engel olmasaydı konferansın çok daha erken bir vakitte gerçekleştirilmiş olacağını açıkladı.Sayın Başbakan'ın Rusya ziyaretinde Putin, "Suriye muhalefeti üzerinde etkili olan ülkeler onları masaya oturmak konusunda ikna etmeli" demişti. Hemen bunun ardından isyancılardan geri adım geldi.Bugüne kadar Esad'la masaya oturmayız diyen Suriyeli isyancılar şimdi bu şartı koşmadan konferansa katılacaklarını açıkladı.Başbakan Erdoğan'ın Rusya ziyaretinden hemen sonra muhaliflerin bu şartlarından vazgeçmeleri Türkiye'nin onlar üzerindeki etkisinden olabilir.Başbakan Erdoğan'ın Rusya ziyaretinde basına kapalı bölümlerde bu konuların konuşulduğunu söylemek yanlış bir tahmin olmayacaktır.Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad krizin başından bu yana "seçim yapalım halk beni istemezse çekilirim" demekte.Bu demokratik bir tavırdı ve Suriye'ye demokrasi götürme iddiasında olan pek çok siyasinin belki de asla ortaya koyamayacakları bir demokratik tavırdı bu.Putin'le görüşmesinden sonra basın toplantısında açıklamalarda bulunana Sayın Başbakan Erdoğan, Suriye konusunda bu güne kadar bilindik üslupla, tanıdık ifadeler sarf ettikten sonra, asıl sözlerini söylemiş ve "Bırakalım Suriye halkı ülkeyi kimin idare edeceğini seçimlerde kendileri karar versin" demişti.Beşar Esad daha önce seçim vurgulu açıklamalar yaptığında buna en fazla Türkiye karşı çıkıyordu.Çünkü adil bir seçim yapıldığında Esad'ın ezici bir şekilde iktidara yeniden geleceği biliniyordu. Çünkü Suriye'de halkın yüzde 95'inden fazlası Esad'ı destekliyor. Nusra Cephesi'nin katliamları ortaya çıkınca halkın Esad'a desteği daha da arttı.Putin ile görüşmesinde Başbakan Erdoğan'ın söz konusu açıklaması Türkiye'nin de artık gerçeklere uygun davranmaya başladığının ilk işaretiydi. Muhaliflere en büyük desteği veren Türkiye yola gelince muhaliflerin yola gelmemesi mümkün değildi. Yani Türkiye ikna olunca muhaliflerin ikna olması güç olmadı.Şimdi 22 Ocak'taki konferansta Beşar Esad'ın bir seçim planı sunacağını düşünüyorum. Ortak bir aday konusunda anlaşmaları zor gözükse de Suriye muhalefeti de Esad'ın karşısına bir adayla çıkabilir. Dolayısıyla Suriye'de kozlar sandıkta paylaşılacak.Suriye'de isyancı grupların şartları olacak da Suriye Devlet Başkanı Esad'ın şartları olmayacak mı? Elbette olacak.Esad ise Suriyeli olmayan muhaliflerin ülkeden çekilmesini şart koşacak diye düşünüyorum. Böyle bir durumda en fazla bu muhalifleri Suriye'ye taşıyan ülkelerin başı ağrıyacak.Bu ülkelerin başında da maalesef Türkiye geliyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024