Füze kalkanı projesinin beyni olan radar sisteminin Malatya Kürecik'e yerleştirilmesi netlik kazandıktan sonra gerek İsrail gerekse ABD ve AB ülkeleri İran'a karşı kılıçlarını çektiler. İsrail, İran'a operasyon konusunda hazırlıklara girişirken, ABD de uluslar arası toplumu İran'a karşı dolduruşa getirmekle uğraşıyor. Son olarak Uluslar arası Atom Enerji Kurumu'nun (UAEK) İran'a yönelik sert raporunu da bu kapsamda değerlendirmek lazım. UAEK'in raporu İran'ın nükleer çalışmalarının barışçıl olmadığı iddiasında?İran ise bu iddiaları yalanlıyor ve çalışmalarının barışçıl amaçlı olduğunu belirtiyor.Dilerseniz bu "nükleer" tartışmalarının tarihçesine inelim. Biraz araştırdığımda İran'ın nükleer çalışmalarıyla ilgili oldukça ilginç bilgilere ulaştım. Sizce İran'ın nükleer çalışmalarında ilk desteği sağlayan ülke hangisi? Sıkı durun bu cevap sizi çok şaşırtacak, İran'a ilk nükleer destek bugün İran'ın nükleer çalışmalarını en çok eleştiren ABD'den gelmiş.İran nükleer programı 1950'lerde Barış için Atom programının bir parçası olarak ABD'nin yardımı ile başlatıldı. ABD'nin ve Batı Avrupalı hükümetlerin İran'ın nükleer programına desteği, cesaretlendirmesi ve katkısı 1979'da Şah rejimini deviren İslami devrime kadar sürdü. 1979'daki devrimden sonra İran hükümeti programı durdurdu ve daha sonra devrim öncesine göre daha düşük bir Batı desteği ile yeniden canlandırıldı.Biraz daha detayına inersek, ABD, SSCB'ye karşı nükleer güç kuşağı kurmak istedi. Bu girişime ABD İran, Türkiye ve Pakistan'ı ortak etmek istedi. Bu çerçevede 1967'de İran Atom Enerjisi Kurumu (İAEK) tarafından yönetilen Tahran Nükleer Araştırma Merkezi (TNAM) kuruldu. TNAM, ABD tarafından sağlanan, 5 megavatlık nükleer araştırma reaktörü ile çalışmalara başladı ve yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum yakıtı sağlandı.İran 1968'te Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması'nı (NSYÖA) imzaladı ve 1970'te onayladı. İran atom ajansının kurulması ve NSYÖA'nın onaylanmasıyla Şah ABD'nin yardımıyla 2000 yılına kadar 23 nükleer santralin yapılmasını öngören planları onayladı. Bu gelişmeleri takiben, Avrupa ve Amerikan firmaları bu programa ortak olmak için birbirleriyle yarışmaya başladı. 1979 Devrimi sonrasında ise ABD ve İran iki can düşmanı oldular. ABD, İran'ın bölgede daha fazla güçlenmesine izin vermedi.İşte bütün mesele bu? ABD ve Batılı ortakları, eğer kendi çıkarlarına hizmet edecekse her türlü faaliyete, bırakın göz yummayı bizzat öncülük ediyor ama ne zamanki kendi kontrollerinden çıkıp da ülkeler kendi milletleri adına bir adım atmaya başlarlarsa da her türlü engeli koymaya çalışıyorlar.Bugün ise ABD'nin ve AB ülkelerinin Ortadoğu'daki çıkarlarıyla paralel hareket eden ülke gerçek manada İsrail'dir. Ve Batı bugün İsrail'in yaptığı nükleer çalışmalara hiçbir şey dememektedir, hatta İsrail'in her türlü teknolojiyi kullanarak sivillere yönelik yaptığı soykırımları görmezden gelmektedir.Eğer bu dünyada ABD, İngiltere, Fransa ve İsrail gibi ülkeler kendilerini nükleer silah elde etme hakkını veriyorlarsa ve buna gerekçe olarak da bağımsızlıklarını gösteriyorlarsa, o zaman bu hak bağımsız bir ülke olarak İran için de vardır, Türkiye ve diğer İslam ülkeleri için de vardır. Dikkat ederseniz, İran'a bu konuda birçok kısıtlama yapılırken, Türkiye'ye de, İsrail'i koruma amaçlı Malatya'ya yerleştirilecek olan radar sisteminin düğmeye basma yetkisi bile verilmemektedir. Bu projeyle İran'la Türkiye'yi çatıştırmak isteyen Batı işi şansa bırakmak istememektedir.Batının İran'a olan güvensizliği 1979'da gerçekleştirilen İslam devrimine dayanmaktadır, Türkiye'ye olan güvensizliğinin ise binlerce yıllık mazisi vardır. Taşeronluk yaparken bunu hatırımızdan çıkarmayalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025