Nimet yabancıya, yandaşa, külfet milletin sırtına?

AKP Hükümeti ve Başbakan Erdoğan'ın büyüme rekorları kırıldığını iddia ettiği Türkiye'de meğer tam tersine, borçlanma rekorları kırılıyormuş.Bağımsız Sağlık-Sen bir araştırma yaptı ve borçlanmanın boyutlarını hazine Müsteşarlığı'nın verilerine göre ortaya koydu.Resmi rakamlara göre, 2002'de 349 milyar lira olan toplam net iç ve dış borç stoku yüzde 84,62 oranında artarak 644,3 milyar liraya yükseldi. Kişi başına düşen borç miktarı ise 2002'de 4 bin 994 lirayken, 2010 sonunda 8 bin 740 liraya ulaştı. Yani AKP iktidarı döneminde kişi başına düşen borç miktarı resmi rakamlara göre 2 kat artış gösterdi.Tabii, resmi rakamların enflasyon ve işsizlik hesaplamalarında ne anlama geldiğini biliyorsunuz. Yüzde 40'lar seviyesinde olan enflasyonun yüzde 10'lar seviyesinde, gerçekte yüzde 50'ler seviyesinde olan işsizlik oranının ise yine yüzde 10'lar seviyesinde gösterilmeye çalışıldığı hepinizin malumu?Bu masa başı çalışmaları elbette borçlanma rakamlarında da oluyor. Örneğin bankaların aldığı borç, devletin borcu olarak gösterilmiyor ama aslında devlet garantörlüğünde alındığı için gerçekte devletin borcu?Bütün bu ve benzeri gizli tutulmaya çalışılan gerçekler dikkate alındığında Türkiye'nin borcu 700 milyar dolardan çok fazladır. Diğer bir ifadeyle kişi başına düşen borç miktarı 10 bin doların üzerindedir.Başbakan Erdoğan açıklıyor, "kişi başı gelir 10 bin doların üzerindedir" diye, halbuki 10 bin doların üzerinde olan, kişi başına düşen borç miktarı?Şimdi bu noktada biraz duralım ve mantık yürütelim.Yabancı maden şirketlerinin, küresel firmaların uzantılarının ya da hükümetin yandaşlarının kazandığı milyar dolarlarca gelir kişi başına bölünüyor ve kişi başı milli gelir açıklanıyor. Bu gelir millete ait değil. Memur, işçi, emekli, esnaf, çiftçi bu gelirden pay alamıyor.Kişi başına düşen borç ise "vergiyi tabana yayalım" mantığıyla sürekli olarak vatandaşın sırtına yükleniyor.10 bin dolar kişi başı milli geliri olan Türkiye'de vatandaş bu gelirden pay alamıyor, kişi başı 10 bin dolar borcun olduğu Türkiye'de ise her bir vatandaş durumu olsun olmasın bu yükü yükleniyor.Nimetler yandaşa, yabancıya, azınlıklara; külfet vatandaşın sırtına?İşte size AKP'nin büyüme mantığı?Bağımsız Sağlık-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktar, bakın neler söylüyor:"Türkiye'nin net borç stoku büyümeye devam ediyor, ülke borçlanırken, işsizlik sorunu sürüyor, memur, işçi, emekli, çiftçi, küçük esnaf yoksullukla boğuşuyor""Memur borçla yaşıyor, işçi borçla yaşıyor, esnaf borçla yaşıyor, emekli borçla yaşıyor, kısacası bütün toplum borçla yaşıyor. Durum böyle olunca ülkemiz de büyük miktarlarda borçlanıyor. Kişi başına milli gelir sürekli artıyorsa, biz neden bunu hissedemiyoruz ve kredili yaşamdan neden kurtulamıyoruz?""Her yurttaşın omzuna yüklenen borç yükü neredeyse ikiye katlandı. Diğer bir ifadeyle de Türkiye'de doğan her bebek daha dünyaya gözlerini açtığı anda omzunda yaklaşık 9 bin liralık bir yurttaşlık yüküyle tanışmaktadır. Bütün bu gerçekler ortadayken, 'Türkiye ekonomisi iyiye gidiyor. Büyüme rekorları kırıyoruz', şeklindeki söylemler, bir 'kara mizah' örneği oluşturmaktadır."Türk milleti ayıkmalı ve "kara mizah"lara kapılıp yanlış kararlar vermemeli?