Eskiler, boşboğazların düşünmeden sarf ettikleri sözler karşısında, sözle savunmanın en kolay yolu olduğu için "Dilin kemiği yok" demişler!Çıldıran?çıldırtan teknoloji ve teknolojik üretim "sanal?ağ" sâyesinde artık elin de kemiği yok! Eskileri rahatsız eden boşboğazlar, ulu orta sarf ettikleri sözlerle gönülleri incitirlerken şimdi sanal?ağ sâyesinde, "kemiksiz el" sahibi, omurgasız boşboğaz boş adamlar, klavyeleriyle gönülleri târ ü mâr ediyorlar!Yine eskiler, "Gırtlak kırk boğumdur" derlerdi. Kırk düşünüp bir söyleme gereğini?kuralını vurgulayarak hatırlatmak için! Çok gariptir, klavyede de noktalama işâretleri hariç, rakamlarla birlikte ?bir iki eksik veya fazlasıyla? kırk tuş var! Demek ki klavyede de kırk arayıp bir tıklamak, işin doğrusu! Ama nerde?!..Boşboğazlık, ukalâlık, terbiyesizlik, edepsizlik gerçek hayatta olduğu gibi sanal dünyada da aynen var! Bir farkla ki gerçek hayatta yaşa hürmet, makama?mevkiye, belki fizîki görünüme hürmet sağlamak kolay ama sanal?ağda bu da mümkün değil! Sanal dünyada, sanal saldırgan karşısında yapılabilecek tek şey; rahatsız eden kemiksiz eli, silmek ve yasaklamak ama o kadarlar ki sildikçe, yasakladıkça çoğalıyorlar, sanal fare sanki ziyankârlar!Birileri, kendilerini; "Güç yetmez güç" zannettikleri, dokunmayı ibâdetten saydıkları, uygulamalarına "Erdoğan sünneti"dedikleri, Tayyip Erdoğan'ı Sevenlerden diye tarif ederek, sevmeyenlere hakâret ve tehdît etme yetkisi edinmişler, sanal dünyada!Olabilir! Sevebilirler! Sevsinler hem de istemedikleri kadar! İnsanları sineğe, Tayyip Erdoğan'ı tatlıdan başka bir şeye benzetmeğe ne dînimiz, ne de edebimiz izin vermez! Elbette tatlıdır Recep Tayyip Erdoğan çünkü eşref?i mahlûkattan, insandır! Elbette karasinek fıtratlı insanlardan rağbet ve itibar görecektir!Ben de tatlıyı çok sevenlerdenim! Ama tatlı olmasına rağmen meselâ, öksürük şurubunu sevmem! Acılığını kapatmak için kaplayan renkli ve tatlı dış maskesine rağmen hapları sevmem! Şimdi; tadla, tatlıyla, şurupla, ilaçla Erdoğan arasında ne alâka var? İtirazlarını duyar gibiyim! Hemen söyleyeyim ama söylemeden önce, Allah'la, İslâm'la, Kur'an'la, diyalogla, ittifakla tatlandırılan Haçlı Ortaklığını, Haçlı Müslümanlığı asla sevmem, sevemem diye tavrımı koymalıyım!..Erdoğan'ı; âlemlerin en tatlı sözü "Besmele" ile kilise açtığı için sevmiyorum!Erdoğan'ı; âlemlerin en tatlı kelimeleri, "Ya Allah! Bismillah!"diyerek donanmamızı NATO gemileriyle Müslüman Libyalıların üzerine saldığı için sevmiyorum!Erdoğan'ı; Libya'daki Haçlı katliamından, canlarını kurtarmak için doluştukları bir gemiyle kaçarken batan ve yardım isteyen yüzlerce Müslümanı, NATO izin vermediği için ölüme terk ettirdiği için sevmiyorum!Erdoğan'ı; yıllarca millete, milletin sevdiklerine, evlâtlarına zulmeden NATO generallerinden hesap soruyormuş gibi görünmesine belki inanabilirim ama "Mesâneden Çürük" raporuyla oğlunu askerden kaçırıp üçer?beşer, onar?yirmişer Şehît olan ana?baba kuzularına, "Askerlik, yan gelip yatma yeri değildir" diye bühtân ettiği için sevmiyorum!Erdoğan'ı; "İspatlamayan şerefsizdir!" diye reddettiği, bebek katili caniyle görüşüldüğünü sonra kendisi söylediği için; şehit Mehmetçiğe "kelle", o psikopat caniye "sayın" dediği için sevmiyorum!Erdoğan'ı; millet nazârında irtifâ kaybettiğini anlayınca, tencere?tava ile kendisini protesto edenleri şikâyet ettirmeğe teşvik ederek komşuluk bağlarına tecâvüz ettiği için sevmiyorum!Erdoğan'ı; yalancı olduğu için, reddiyeci olduğu için, değişmeci?gelişmeci adıyla kendisini ve ekibini bugünlere taşıyanlara ettiği nankörlükler yüzünden sevmiyorum!Erdoğan'ı; bir bakanı tarafından zulmedilen bir vatandaşımız ekmeksiz iftâr sofrasına mahkûmken; adı ve tadı milletçe bilinmeyen zenginlikte iftar sofralarıyla gösteriş yaptığı için sevmiyorum!Erdoğan'ı; bir Türk oğlu Türk olarak, Türk Milletini sevmediği için sevmiyorum!Erdoğan'ı; zûlmünden asla korkmadığımı beyân ederek, zâlim olduğu için sevmiyorum!Erdoğan'ı; daha dün kendisine olmadık hakâretleri eden bugün makatında kıl olmaya râzı dönekleri, en ufak esintide dağılmaya müsait Bulut'ları, başdanışman olarak istihdâm ettiği için sevmiyorum!Kasımpaşalı kalaydın! Kabadayı duraydın A Mübârek! Dün sana küfredeni, bugün başdanışman ederek birilerine küfrettirmeyi düşündüysen; zaten hatırı olmayan itin sahîbinin hatırını da yok ettin, farkında değil misin?Hâlâ, sevmekte ısrarcıların akıllarını sorgulamağa başlamış olmama rağmen daha neler var neler, sevmemem için!Zaten rahatsız biliyoruz! Bir de kıl dönmelerine muhatap bu aralar, canını daha fazla yakmamak için bugünlük bu kadar! Günü geldikçe elbette sayıp dökeceğiz.. Türkiye'nin sadece "İnadına Tayyip"çilerden ve onlara muhalefeti beceremeyenlerden oluşmadığını, bir gün mutlaka görecek! Bir gün, mutlaka göstereceğiz!Müslüman Türk Milleti! Ramazan'ın mübârek, iftâr sofran bereketli, ömrün huzûrlu olsun. Recep Tayyip'siz günlere tezlikle eriştirsin diye duâlarımla emsâl duâlarınızı dileyerek;Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017