Akaryakıt zamları artık rutine bağlandı.
Bir bahaneyle zam üstüne zam yapılmaya devam ediliyor.
Dün mazotun litresine 1 lira 27 kuruş zam yapılmıştı, yazımı yazdığım sıralarda çıkan haberlerde bugün için de 80 kuruş zam yapılacağı ifade ediliyordu.
Bu zam da gelirse, motorinin litresi İstanbul'da 29.88 TL, Ankara'da 29.99 TL, İzmir'de 30 TL olacak.
Böylece önemli bir maliyet unsuru olan mazot 30 TL kritik seviyesini görmüş olacak.
Geçen yıl litresi 7.20 TL, yılbaşında 11.43 TL olan mazot, bu son zamla beraber, geçen yıla göre yüzde 315, yılbaşına göre ise yüzde 161 zamlanmış oldu.
İlginç olan konu şu, ithalatımızın tamamına yakınını benzin ya da mazot olarak değil, ham petrol olarak yapıyoruz ama mazota peş peşe zamlar yapılırken, benzinin litre fiyatı 97 kuruş indirildi.
Şubat ayı resmi verilere göre ülkemizde günlük mazot tüketimi yaklaşık 50 milyon litre olurken, benzin tüketimi 10 milyon litre civarında…
Esasen bu verilerden anladığımız kadarıyla, tüketim miktarlarına baktığımızda, hükümete asıl vergi kaynağı mazot.
Yıllar önce mazot, benzine göre çok daha ucuz olmasına ve hatta bu sebeple daha çok tercih edilmesine rağmen, siyasilerimiz sırf daha fazla vergi toplayabilmek için mazot fiyatlarını benzinin üzerine çıkardılar.
Uyguladıkları yanlış politikalar bütçe açıkları oluştururken, bunun faturasını vergi yoluyla vatandaşa kesme zihniyeti tam gaz devam ediyor.
Bütün planlarını vergi odaklı yapıyorlar.
Halbuki Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nde madde madde saydığı, devletin devlet olmasından kaynaklanan gelir kalemlerini devreye koysalar Hazine'nin bütçesi çok daha fazla gelire sahip olacak ve vatandaşların cebinden ellerini çekecekler.
Ama iktidar uğruna verdikleri sözler, aldıkları icazetler bu doğru politikaları yapmalarına engel oluyor.
Yıllardır "petrol yok" dediler, sonra "var ama Lozan'a göre çıkartamıyoruz" dediler; BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın girişimi sonucunda CİMER'in itiraf etmesiyle öğrendik ki, sebep ne petrolün olmaması, ne de Lozan'mış…
Meğer verdikleri sözlermiş asıl sebep…
Sözü veren onlar, ceremesini çeken millet…
Petrol konusunda yaşanan bu sorun, 3 katrilyon değerinde olan tüm madenlerimiz için yaşanıyor, ayrıca yıllardır para basmamamızın ana nedeni de enflasyon oluşturması değil, yine bu sözler…
Devlet, bağımsızlık hakkı olan senyorajı (para basma hakkını) kullanmayınca, vatandaşların üzerine vergi üstüne vergi, ceza üstüne ceza, zam üstüne zam yağdırıyor; petrolünü millet için çıkartıp işlemeyince, mazot ve benzine zam üstüne zam geliyor; diğer madenleri işletmeyince hammadde, enerji fiyatları uçup gidiyor.
Ondan sonra herkes, ne olacak bu mazotun hali, ne olacak bu doların hali, ne olacak bu hammadde ve enerji fiyatlarının hali diye sorup duruyor.
Niye soruyorsunuz ki, sebep ortada…
Bir diğer husus ise, benzin mazot çok pahalandı dediğimizde, hemen şu savunmaya geçiyorlar: Dünyada da fiyatlar artıyor, Batılı ülkeler bizden daha pahalı…
Hiç de öyle değil, kendinizi kandırmayın.
ABD'de benzinin litresi 23 TL. Türkiye'de ise 27.5 TL civarında…
Şöyle mukayese edelim:
ABD'de asgari ücret yaklaşık 32 bin liraya tekabül ediyor. Adamlar bir asgari ücretle 1391 litre benzin alabiliyor. Biz ise 4 bin 253 liralık asgari ücretimizle sadece 155 litre benzin alabiliyoruz.
ABD'liler bizden 9 kat daha fazla benzin alabiliyorlar.
Milli Ekonomi Modeli'nin emek ve üretim karşılığı Milli Para projesini, devlet-millet ortaklığıyla madenlerin işletilmesi projesini devreye koymadığımız müddetçe bu garabet tablo devam edecektir.
Çözüm için bu eşsiz modeli uygulayacak Bağımsız Türkiye Partisi'ni (BTP) ve lideri Hüseyin Baş'ı devlet ve millet olarak baş tacı etmeliyiz.
- Bir daha 6 Şubat’ları yaşamamak için… / 07.02.2025
- Ahmed Şara’nın Türkiye ziyareti ne anlama geliyor? / 05.02.2025
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025