‘Başkası dürtmeden kendiliğinden uyan’
Ey evlat! Uyan, başkası dürtmeden kendiliğinden uyan. Acıyı görmeden gözlerini aç. Din sahibi ol. Dindar kişilerle bulun. İnsan olan onlardır. Akıllı, onlara denir
09.02.2025 01:42:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
![‘Başkası dürtmeden kendiliğinden uyan’](resimler/haberler/30/baskasi-durtmeden-kendiliginden-uyan-H1557372-11.webp)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![‘Başkası dürtmeden kendiliğinden uyan’](resimler/haberler/30/baskasi-durtmeden-kendiliginden-uyan-H1557372-12.webp)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![](temalar/resimler/bos.gif)
Ey evlat! Uyan, başkası dürtmeden kendiliğinden uyan. Acıyı görmeden gözlerini aç. Din sahibi ol. Dindar kişilerle bulun. İnsan olan onlardır. Akıllı, onlara denir.
İnsanların en üstünü ve aklı toplu olanı, Allah'a uyandır; en cahili ve aklı perişan olanı ise O'na isyan bayrağı çekendir. Bunu böylece bilesin.
Gösteriş meraklısısın, içinde hayır yoktur. Ancak Allah rızası için yaparsan eline hayır geçer. Yaptığın işin dışına kimse önem vermez. Nefsini bir yana atar, heva ve şeytanı perişan edersen adam olursun. Yaptığın hayır işlerde dünya gelirini görmezsen işlerin makbul olur.
Çalış, işlerini temiz tut. Yaptığın işi görme. Her işte, yapanı değil, yaptıranı görmeye çalış. İçini düzelt. Kalbinde ne varsa ona verebilirsin. Ne olursa olsun niyetinden başka bulamazsın. İnsanları isteyerek yapılan işin sonu Hakk'a varmaz.
Yazık oluyor sana, işin halk için! Nasıl onunla, Hakk'a varmayı diliyorsun? Bu sadece içinde bir heves bırakır, Ötesi boş olur...
Neyine böbürleniyorsun? Bir adım atmaya gücün yeter mi acaba? Böbürlenmeyi terk et. Pek de şen olma. Şenliği azalt, hüznü çoğalt. Senin için bu daha iyi olur.
Dünya bir zindan gibidir. Öbür âleme nispetle buranın ne önemi olur. Hapiste yaşayanın sevinci ne kadar sürer? Sevindikçe kederi çoğalır.
Peygamber (s.a.a.v) Efendimiz çok düşünürdü. Daimî tefekkür halinde idi. Az sevinirdi.
Gülerken ancak ön dişleri açılırdı. Onun üzüntülü zamanı sevinçli zamanından daha çoktu. Sen, onun ümmeti değil misin? Onun gibi ol. Az gül. Ancak karşındaki zatın kalbini hoş etmek için tebessüm et.
Peygamber Efendimiz de öyle ederdi. Kalbi o kadar hüzünlü ve Hak'la o kadar meşguldü ki, ashab-ı kiram olmasa, dışarıda yapılması zorunlu bazı şeyleri olmasa, evinden dışarı çıkmazdı. Kimsenin yanına varmaz, halktan hiç kimse ile konuşmazdı.
Ey evlat! Hak'la yalnızlığın temiz olursa için ürperir, kalbin parlar. Bakışların ibretle dolar. Kalbin yüce düşüncelere kap olur. Ruhun ve mana âlemin Hakk'a vasıl olur.
Dünyalık işleri düşünmek, insanın iç âlemini kapkara eder. Öbür âlemin güzelliğini anlamak, hayat ve yaşamak bilgisini verir.
Tefekküre dal. Ondan daha büyük şey olmaz. Allah, kulun tefekkürüne karşılık dünya ve ahiret bilgisi verir. Kalbin yaşaması tefekkürle olur. Dünyanın kazancı tefekkürle elde edilir. Ahiret böyle ele girer.
Acırım sana. Bütün ömrünü dünyalığa veriyorsun. Hâlbuki Allah, onu nice zaman önce böldü. Herkesin kısmeti, yıllarca önce hazırlanmış. Kendiliğinden gelir, o istesen de gelir, istemesen de. Neden dünya için hüzün duyarsın?
Hırsa kapılma. Hırs, insanı hem kullar arasında hem de Hak katında perişan eder. İmanı bir yana atıyor, rızık istiyorsun.
Rızkın artınca, artık imanın gerekli olmadığına giderek oturuyorsun. Her çeşit dünyalığa erince imandan yana bir şey beklemeden yatıyorsun!
Bunlar iyi olur mu? Yani, sen de beğeniyor musun? (Abdülkadir Geylani Hazretleri, Fethur'r Rabbani eserinden)
İnsanların en üstünü ve aklı toplu olanı, Allah'a uyandır; en cahili ve aklı perişan olanı ise O'na isyan bayrağı çekendir. Bunu böylece bilesin.
Gösteriş meraklısısın, içinde hayır yoktur. Ancak Allah rızası için yaparsan eline hayır geçer. Yaptığın işin dışına kimse önem vermez. Nefsini bir yana atar, heva ve şeytanı perişan edersen adam olursun. Yaptığın hayır işlerde dünya gelirini görmezsen işlerin makbul olur.
Çalış, işlerini temiz tut. Yaptığın işi görme. Her işte, yapanı değil, yaptıranı görmeye çalış. İçini düzelt. Kalbinde ne varsa ona verebilirsin. Ne olursa olsun niyetinden başka bulamazsın. İnsanları isteyerek yapılan işin sonu Hakk'a varmaz.
Yazık oluyor sana, işin halk için! Nasıl onunla, Hakk'a varmayı diliyorsun? Bu sadece içinde bir heves bırakır, Ötesi boş olur...
Neyine böbürleniyorsun? Bir adım atmaya gücün yeter mi acaba? Böbürlenmeyi terk et. Pek de şen olma. Şenliği azalt, hüznü çoğalt. Senin için bu daha iyi olur.
Dünya bir zindan gibidir. Öbür âleme nispetle buranın ne önemi olur. Hapiste yaşayanın sevinci ne kadar sürer? Sevindikçe kederi çoğalır.
Peygamber (s.a.a.v) Efendimiz çok düşünürdü. Daimî tefekkür halinde idi. Az sevinirdi.
Gülerken ancak ön dişleri açılırdı. Onun üzüntülü zamanı sevinçli zamanından daha çoktu. Sen, onun ümmeti değil misin? Onun gibi ol. Az gül. Ancak karşındaki zatın kalbini hoş etmek için tebessüm et.
Peygamber Efendimiz de öyle ederdi. Kalbi o kadar hüzünlü ve Hak'la o kadar meşguldü ki, ashab-ı kiram olmasa, dışarıda yapılması zorunlu bazı şeyleri olmasa, evinden dışarı çıkmazdı. Kimsenin yanına varmaz, halktan hiç kimse ile konuşmazdı.
Ey evlat! Hak'la yalnızlığın temiz olursa için ürperir, kalbin parlar. Bakışların ibretle dolar. Kalbin yüce düşüncelere kap olur. Ruhun ve mana âlemin Hakk'a vasıl olur.
Dünyalık işleri düşünmek, insanın iç âlemini kapkara eder. Öbür âlemin güzelliğini anlamak, hayat ve yaşamak bilgisini verir.
Tefekküre dal. Ondan daha büyük şey olmaz. Allah, kulun tefekkürüne karşılık dünya ve ahiret bilgisi verir. Kalbin yaşaması tefekkürle olur. Dünyanın kazancı tefekkürle elde edilir. Ahiret böyle ele girer.
Acırım sana. Bütün ömrünü dünyalığa veriyorsun. Hâlbuki Allah, onu nice zaman önce böldü. Herkesin kısmeti, yıllarca önce hazırlanmış. Kendiliğinden gelir, o istesen de gelir, istemesen de. Neden dünya için hüzün duyarsın?
Hırsa kapılma. Hırs, insanı hem kullar arasında hem de Hak katında perişan eder. İmanı bir yana atıyor, rızık istiyorsun.
Rızkın artınca, artık imanın gerekli olmadığına giderek oturuyorsun. Her çeşit dünyalığa erince imandan yana bir şey beklemeden yatıyorsun!
Bunlar iyi olur mu? Yani, sen de beğeniyor musun? (Abdülkadir Geylani Hazretleri, Fethur'r Rabbani eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.