Küresel güçlerin, ülkeleri sömürgeleştirmedeki en önemli amaçlarından biri, madenlerini yağmalamaktır. Bir başka deyişle, madenlerin yağmalanması ile sömürgeleştirme eşanlamlıdır ve eşzamanlı başlamış bir olaydır. Geçmişte madenleri yağmalamanın tek yolu, askeri güç kullanmak ve işgaldi. Günümüzde ise özeleştirme, serbest ticaret adı altında madenlere el konuluyorsa -ki genelde böyle oluyor- diğer yöntemlere başvurulmuyor. Çünkü gerek kalmıyor.Uluslar üstü şirketlerin hepsi sömürücüdür, girdikleri ülkeleri iliklerine kadar sömürürler. Ama en sömürücüleri, en güçlüleri ve en acımasızları ise, maden arama şirketleridir. Maalesef, bu şirketler ülkemizde de faal durumdalar. Söz konusu şirketlerin, ne geçmişleri, ne günümüzdeki yaptıkları araştırılıyor, gündeme getiriliyor. Dilerseniz, bunlardan biri olan Rio Tinto'yu azıcık nazara alalım. Rio Tinto'nun, takma adı, çevreye duyarlılık göstermediği için 'küresel katil'dir. Ne yazık ki, bu küresel katil, ülkemizde baş tacı edilmiş, onlarca maden arama ruhsatı almıştır.Rio Tinto, afyon ticaretinden kazanılan parayla kurulmuş bir şirkettir. Bu şirkette, İngiliz kraliyet ailesinin de hissesi vardır. En büyük hisse ise, Rothschild ailesine aittir. Rothschild ailesi, ABD Merkez Bankası'nın ortaklarındandır ve İsrail devletini de kuranlar arasındadır. Güney Afrika'da elmas işletmeciliği yapan, yağmacı Cecil Rodez de şirketin ilk kurucularındandır. Cecil Rodez, "elimden gelse gezegenleri de ilhak ederdim" diyecek kadar hırslı ve gözü dönmüş bir adamdı. Bu zat, Güney Afrika'da elmas işletmeciliği yaptığı dönemlerde, yerli halkı çok ucuz, çok zor şartlarda çalıştırırdı. Cecil Rodez, bazı işçilerin, elmasları yutmak suretiyle çaldığını tespit edince, ülkenin hükümetine "Birinci Elmas Ticaret Antlaşması" adıyla bir kanun çıkarttırır. Bu kanuna göre, her kim üzerinde kaynağını açıklayamadığı, kesilmemiş, işlenmemiş bir elmas ile yakalanırsa, nasıl sahiplendiğini açıklayana kadar hapsedilir. Bunu da yetersiz gören Cecil Rodez, hükümete ikinci bir "Elmas Ticaret Kanunu" daha hazırlatır. İkinci kanun ise daha keskin ve daha ağırdı. Bu kanun; elmas şirketlerine, istedikleri kişilerin evlerini, istedikleri zaman, polis nezaretinde arama, inceleme hakkı verir. İkinci kanunun uygulaması çok acı ve kanlı oldu. Birçok kişi, evlerinde elmas olabilir şüphesiyle tutukladı. İşkence gördü, kimisi sakat kaldı, kimisi öldürüldü.Rio Tinto'nun, ülkemizde de kara bir geçmişi vardır. Şöyle ki, bu şirket İstiklâl Mücadelesi'nde, İngiliz ve Yunanlılarla sıkı bir işbirliği yapmıştır. Dahası, Ermeni ve Rum çetelerinin, Müslüman Türklere soykırım yapmalarına yardım ve yataklık etmiştir. Onun için İstiklâl Mücadelesi'nden sonra, ülkemizden kovulmuştur. Bazıları, "Rio Tinto, eskiden böyle yapmış olabilir, ama şimdi sadece ticaretle meşguldür" diyebilirler, nitekim diyorlar da. Bu savunma doğru değildir. Daha yeni, bu şirkette çalışan beş kişi Çin'de casusluk yaptığı, fitne fesat çıkardığı için tutuklanmıştır. Ülkemizde de hazırladığı raporlarda, köylülerimizden "yerel toplum" olarak bahsetmektedir. Bilindiği üzere, yerel toplum, genel toplumdan ayrı özellikleri taşıyan toplumlara verilen addır. Bütün bunları anlatmamızın sebebi, maden şirketlerine ve madenlerin yabancılara satışına, yalnızca ekonomik açıdan bakılmamasını sağlamaktır. Çünkü bu, bağımsızlıkla, sömürgeleşmekle doğrudan ilişkilidir. Onun için bazı ekonomistler şöyle derler: "Bir ülkenin yarı sömürge olduğunu gösteren, en önemli gösterge, o ülkenin madenlerini hammadde olarak ihraç, işlenmiş halde ithal etmesidir". Türkiye, bu uygulamayı aşmış, madenlerini topraklarıyla birlikte yabancılara satan bir ülkedir. Dolayısıyla, bu ekonomistlere göre, Türkiye, yarı sömürgeden ayrı bir konumdadır. O konumu tanımlamayı, önce hükümete, sonra da millete havale ediyoruz.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018