Namazın faydalı iki boyutu vardır.
1-Namaz kılarken, şeklî olarak icra edilen hareketlerle sağlığa faydası vardır.
2-Anlayarak ve bilinçli olarak okunan ayet ve dualarla, manevî-ruhânî boyutta sevap ve ferahlık vardır. Bu nedenle namazın usul ve erkânını iyi bilmek gerek.
Namaz kılacak olanın önce Kâbe'ye dönüp niyet etmesi ve Şuarâ suresinin ilgili ayetinde belirtildiği üzere, "Gece teheccüde kalkınca farz namazını kılarken, kıyam, rükû ve secde vaktinde seni gören Rabbine tevekkül et" (Şuarâ, 218, 219) ve de hadis-i şerifte belirtildiği üzere kişinin, "Allah Teâlâ'ya onu görür gibi ibadet et. Zira sen O'nu görmüyorsan, O seni görüyor" söylemine uyarak şüphe ve tereddüde düşmeden farz namazlarını edâ edilmesi gerekir.
Huşû ile iki el tekbire kalkarken, Allah ile aradaki perdeler kalkar ve öyle bir makama ulaşılır ki Allah ile vuslat meydana gelir. Allah (Azze ve Cele) her hareketi görür ve kalbe gelen her düşünceyi bilir.
Namaz esnasında etrafa bakınmak, başka şeyle meşgul olmak dalgınlığa ve gaflete sebep olacağı için umulan sevaba ulaşılamaz. Bu nedenle namaz kılarken sağa, sola, gökyüzüne bakılmaz, sadece secde yerine bakılır. Musalli kendisinin duyacağı şekilde bir sesle sure ve duaları okumalıdır. Fatiha'yı okurken, "Yalnız Sana ibadet ederiz ve yalnız Senden yardım dileriz. Bize sırat-ı müstakimi ihsan eyle" dediğinde, kendisinin ne söylediğini düşünmelidir. Kime hitap ettiğini bilmelidir. Bununla beraber namazda yanılmamaya dikkat etmek gerekir. Fâtiha'daki on şeddeyi (bir harfi çift okumayı) gözetmelidir. Mânâyı bozacak nağmeden çok kaçınmalıdır. Bununla beraber kendini sırat üzerinde duruyor, sağında Cennet, solunda cehennem bulunuyor gibi görmelidir. Namaz bitiminde şu âyeti okumak faydalıdır: "Rabbana atina fi'd-dünya haseneten ve fi'l-ahireti haseneten vakina azâba'n-nâr./Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi cehennemin azabından koru." (Bakara- 201). Bu dua ve talep kalbin yakîni ve aklın hazır olmasıyla elde edilir.
Kıyamda kıbleye dönük olarak kılınan namazın bedeni ve ruhani-psikolojik faydaları hakkında yapılan araştırmada şu hususlar tespit edilmiştir:
1- Namazda uygulanan hareketler hafif olduğundan kalbi yormadığı gibi günün değişik saatlerinde kılındığı takdirde, insanı devamlı zinde ve dinç tutuyor.
2- Namaz sebebiyle başını günde seksen defa yere koyan bir kimsenin beynine ritmik olarak kan daha fazla ulaşıyor. Bu yüzden beyin hücreleri yeterince beslendiğinden, namaz kılanlarda hafıza kaybı ve şahsiyet bozukluklarına daha az rastlanıyor. Bu insanlar daha sağlıklı bir ömür geçiriyorlar. Bugün tıpta "demans senil" denilen bunama hastalığına uğramıyorlar.
3- Namaz kılanların gözleri, muntazam olarak eğilip doğrulmaktan dolayı, daha kuvvetli kan deveranına malik olur. Bu sebeple göz içi tansiyonunda artma olmaz ve gözün ön kısmındaki sıvının devamlı değişmesi temin edilmiş olur. Gözü "katarakt" veya "Karasu" hastalığından koruyor.
4- Namazdaki izometrik hareketler, midedeki gıdaların karışmasına, safranın kolay akmasına ve dolayısıyla safra kesesinde birikinti olmamasına ve dolayısıyla pankreastaki enzimlerin kolay boşalmasına yardımcı olacağı gibi, kabızlığın giderilmesinde de rolü büyüktür. Böbreğin ve idrar yollarının iyice çalkalanmasından, böbrekte taş oluşumunun önlenmesinde ve mesanenin boşalmasına da yardımcı oluyor.
5- Beş vakitte kılınan namazdaki ritmik hareketler, günlük hayatta çalıştırılamayan adale ve eklemleri çalıştırarak artoz ve kireçlenme gibi eklem hastalıklarını ve adale tutulmalarını önlüyor.
6- Vücut sağlığı için temizlik muhakkak ki şarttır. Abdest ve gusül, hem fiziki hem manevi bir ferahlık yaratır. İşte namaz temizliğin ta kendisidir. Zira hem bedenî hem ruhanî temizlik olmadan namaz olmaz. Abdest ve gusül, beden temizliğini sağlar. Namaz ibadeti ise, insanı fiziken de, ruhen de dinlendiriyor.
7- Koruyucu hekimlikte belirli zamanlarda yapılan beden hareketleri çok mühimdir. Namaz vakitleri, kan dolaşımını tazelemek ve teneffüsü canlandırmak için en uygun vakitlerdir.
8- Uykuyu tanzim eden en önemli unsur namazdır. Vücutta biriken statik elektriklenme, secde yapmakla topraklama yapılmış, statik elektrik boşalmış olur. Böylece vücut tekrar zindeliğe kavuşuyor.
1-Namaz kılarken, şeklî olarak icra edilen hareketlerle sağlığa faydası vardır.
2-Anlayarak ve bilinçli olarak okunan ayet ve dualarla, manevî-ruhânî boyutta sevap ve ferahlık vardır. Bu nedenle namazın usul ve erkânını iyi bilmek gerek.
Namaz kılacak olanın önce Kâbe'ye dönüp niyet etmesi ve Şuarâ suresinin ilgili ayetinde belirtildiği üzere, "Gece teheccüde kalkınca farz namazını kılarken, kıyam, rükû ve secde vaktinde seni gören Rabbine tevekkül et" (Şuarâ, 218, 219) ve de hadis-i şerifte belirtildiği üzere kişinin, "Allah Teâlâ'ya onu görür gibi ibadet et. Zira sen O'nu görmüyorsan, O seni görüyor" söylemine uyarak şüphe ve tereddüde düşmeden farz namazlarını edâ edilmesi gerekir.
Huşû ile iki el tekbire kalkarken, Allah ile aradaki perdeler kalkar ve öyle bir makama ulaşılır ki Allah ile vuslat meydana gelir. Allah (Azze ve Cele) her hareketi görür ve kalbe gelen her düşünceyi bilir.
Namaz esnasında etrafa bakınmak, başka şeyle meşgul olmak dalgınlığa ve gaflete sebep olacağı için umulan sevaba ulaşılamaz. Bu nedenle namaz kılarken sağa, sola, gökyüzüne bakılmaz, sadece secde yerine bakılır. Musalli kendisinin duyacağı şekilde bir sesle sure ve duaları okumalıdır. Fatiha'yı okurken, "Yalnız Sana ibadet ederiz ve yalnız Senden yardım dileriz. Bize sırat-ı müstakimi ihsan eyle" dediğinde, kendisinin ne söylediğini düşünmelidir. Kime hitap ettiğini bilmelidir. Bununla beraber namazda yanılmamaya dikkat etmek gerekir. Fâtiha'daki on şeddeyi (bir harfi çift okumayı) gözetmelidir. Mânâyı bozacak nağmeden çok kaçınmalıdır. Bununla beraber kendini sırat üzerinde duruyor, sağında Cennet, solunda cehennem bulunuyor gibi görmelidir. Namaz bitiminde şu âyeti okumak faydalıdır: "Rabbana atina fi'd-dünya haseneten ve fi'l-ahireti haseneten vakina azâba'n-nâr./Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi cehennemin azabından koru." (Bakara- 201). Bu dua ve talep kalbin yakîni ve aklın hazır olmasıyla elde edilir.
Kıyamda kıbleye dönük olarak kılınan namazın bedeni ve ruhani-psikolojik faydaları hakkında yapılan araştırmada şu hususlar tespit edilmiştir:
1- Namazda uygulanan hareketler hafif olduğundan kalbi yormadığı gibi günün değişik saatlerinde kılındığı takdirde, insanı devamlı zinde ve dinç tutuyor.
2- Namaz sebebiyle başını günde seksen defa yere koyan bir kimsenin beynine ritmik olarak kan daha fazla ulaşıyor. Bu yüzden beyin hücreleri yeterince beslendiğinden, namaz kılanlarda hafıza kaybı ve şahsiyet bozukluklarına daha az rastlanıyor. Bu insanlar daha sağlıklı bir ömür geçiriyorlar. Bugün tıpta "demans senil" denilen bunama hastalığına uğramıyorlar.
3- Namaz kılanların gözleri, muntazam olarak eğilip doğrulmaktan dolayı, daha kuvvetli kan deveranına malik olur. Bu sebeple göz içi tansiyonunda artma olmaz ve gözün ön kısmındaki sıvının devamlı değişmesi temin edilmiş olur. Gözü "katarakt" veya "Karasu" hastalığından koruyor.
4- Namazdaki izometrik hareketler, midedeki gıdaların karışmasına, safranın kolay akmasına ve dolayısıyla safra kesesinde birikinti olmamasına ve dolayısıyla pankreastaki enzimlerin kolay boşalmasına yardımcı olacağı gibi, kabızlığın giderilmesinde de rolü büyüktür. Böbreğin ve idrar yollarının iyice çalkalanmasından, böbrekte taş oluşumunun önlenmesinde ve mesanenin boşalmasına da yardımcı oluyor.
5- Beş vakitte kılınan namazdaki ritmik hareketler, günlük hayatta çalıştırılamayan adale ve eklemleri çalıştırarak artoz ve kireçlenme gibi eklem hastalıklarını ve adale tutulmalarını önlüyor.
6- Vücut sağlığı için temizlik muhakkak ki şarttır. Abdest ve gusül, hem fiziki hem manevi bir ferahlık yaratır. İşte namaz temizliğin ta kendisidir. Zira hem bedenî hem ruhanî temizlik olmadan namaz olmaz. Abdest ve gusül, beden temizliğini sağlar. Namaz ibadeti ise, insanı fiziken de, ruhen de dinlendiriyor.
7- Koruyucu hekimlikte belirli zamanlarda yapılan beden hareketleri çok mühimdir. Namaz vakitleri, kan dolaşımını tazelemek ve teneffüsü canlandırmak için en uygun vakitlerdir.
8- Uykuyu tanzim eden en önemli unsur namazdır. Vücutta biriken statik elektriklenme, secde yapmakla topraklama yapılmış, statik elektrik boşalmış olur. Böylece vücut tekrar zindeliğe kavuşuyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Topacık / diğer yazıları
- Hz. İbrahim'in kavminden örnekler / 23.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-7 / 22.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-6 / 21.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-5 / 20.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-4 / 19.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-3 / 18.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-2 / 17.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-1 / 16.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-2 / 15.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-1 / 14.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-7 / 22.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-6 / 21.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-5 / 20.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-4 / 19.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-3 / 18.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-2 / 17.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-1 / 16.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-2 / 15.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-1 / 14.03.2017