Abdulhamid bin Ebi'l-Hadid el-Mûtezili şöyle der:
"Hz. Resûlullah (s.a.a), Fâtıma'ya insanların zannettiklerinin üstünde büyük bir saygı gösterirdi. Hatta bu saygı, babaların evlatlarına yönelik sevgilerinin de ötesindedir. Özel ve genel toplantılarında, bir kere değil, defalarca, bir yerde değil, birçok yerde şöyle demişti: 'O, dünya kadınlarının efendisidir. O, İmran kızı Meryem'e denktir. O, mahşerden geçince, Arş tarafından birisi şöyle seslenir: Ey mahşer halkı! Gözlerinizi kapatın, Muhammed'in kızı Fâtıma geçsin.'
Bu sahih bir hadistir; zayıf bir rivayet değildir. Kaç kere, 'Onu inciten Beni incitmiş, ona buğzeden Bana buğzetmiş olur. O, Benden bir parçadır. Onu rahatsız eden, Beni rahatsız etmiş olur' demiştir. : diye. (Hidayet Önderleri, c.3, s.39; Şerh-u Nehci'l-Belağa, 9/193).
Allah'ım, bizi Fâtıma'nın ve Ehl-i Beyt'in rızasına mahzar kıl.
Resûlullah'ın (s.a.a.) dünyadan irtihalinden sonra, Fedek'in Hz. Fâtıma'ya verilmemesi kararlaştırılmıştı. Fatıma (a.s.) da bundan haberdar olduğunda, mescide giderek zulme uğradığını ilân etmeyi, insanlara bu hususta önemli bir konuşma yapmayı kararlaştırdı. Hz. Fâtıma'nın aldığı bu karara dair haber bir anda bütün Medine'de yayıldı ve yankılandı. İnsanlar bu önemli konuşmayı dinlemek için mescidi hınca hınç doldurdular.
Hz. Fâtıma mescide geldiğinde kendisi ile diğer insanlar arasına bir perde asıldıktan sonra, (Resûlullah'ın mezarı başında) oturdu ve öyle derin bir ah çekti ki, oradakiler de heyecanlanıp ağlamaya başladılar. Ağlama seslerinden mescit âdetâ kaynıyordu. Bir süre bekledi.
Dinleyicilerin sesleri dindikten sonra, ortalığı derin bir sessizlik kapladı. Allah'a hamd ve sena edip Resulü'ne (s.a.a) salât ederek sözlerine başladı. İnsanlar tekrar ağlamaya başladı ve şöyle dedi:
"Tanıklık ederim ki, tek ve ortaksız Allah'tan başka ilah yoktur. Bu bir sözdür ki, Allah, ihlâsı, sırf kendisine yönelik kulluğu bunun tevili (esası, özü) olarak ön görmüştür. O'na bağlılığı kalplere, yerleştirmiştir. Aklın kavrayabilmesi için tevhid düşüncesini aşikâr etmiştir. O Allah ki, gözlerin O'nu görmesi, dillerin O'nu vasfetmesi ve tasavvurların keyfiyetini algılaması imkânsızdır.
Varlıkları ilk defa var etti. Onları kudretiyle oluşturdu. Onlara şekil vermede kendisine bir faydası olduğu için değil. Sadece hikmetini gerçekleştirmek (sağlamlığını bildirmek) için; ibadetine, itaatine dikkatleri çekmek için; kudretini göstermek için, mahlûkatının kulluğunu sergilemek ve onları kulluğa çağırmak için, davetinin üstünlüğünü ortaya koymak için (onları var etti)."
(devam edecek?)
"Hz. Resûlullah (s.a.a), Fâtıma'ya insanların zannettiklerinin üstünde büyük bir saygı gösterirdi. Hatta bu saygı, babaların evlatlarına yönelik sevgilerinin de ötesindedir. Özel ve genel toplantılarında, bir kere değil, defalarca, bir yerde değil, birçok yerde şöyle demişti: 'O, dünya kadınlarının efendisidir. O, İmran kızı Meryem'e denktir. O, mahşerden geçince, Arş tarafından birisi şöyle seslenir: Ey mahşer halkı! Gözlerinizi kapatın, Muhammed'in kızı Fâtıma geçsin.'
Bu sahih bir hadistir; zayıf bir rivayet değildir. Kaç kere, 'Onu inciten Beni incitmiş, ona buğzeden Bana buğzetmiş olur. O, Benden bir parçadır. Onu rahatsız eden, Beni rahatsız etmiş olur' demiştir. : diye. (Hidayet Önderleri, c.3, s.39; Şerh-u Nehci'l-Belağa, 9/193).
Allah'ım, bizi Fâtıma'nın ve Ehl-i Beyt'in rızasına mahzar kıl.
Resûlullah'ın (s.a.a.) dünyadan irtihalinden sonra, Fedek'in Hz. Fâtıma'ya verilmemesi kararlaştırılmıştı. Fatıma (a.s.) da bundan haberdar olduğunda, mescide giderek zulme uğradığını ilân etmeyi, insanlara bu hususta önemli bir konuşma yapmayı kararlaştırdı. Hz. Fâtıma'nın aldığı bu karara dair haber bir anda bütün Medine'de yayıldı ve yankılandı. İnsanlar bu önemli konuşmayı dinlemek için mescidi hınca hınç doldurdular.
Hz. Fâtıma mescide geldiğinde kendisi ile diğer insanlar arasına bir perde asıldıktan sonra, (Resûlullah'ın mezarı başında) oturdu ve öyle derin bir ah çekti ki, oradakiler de heyecanlanıp ağlamaya başladılar. Ağlama seslerinden mescit âdetâ kaynıyordu. Bir süre bekledi.
Dinleyicilerin sesleri dindikten sonra, ortalığı derin bir sessizlik kapladı. Allah'a hamd ve sena edip Resulü'ne (s.a.a) salât ederek sözlerine başladı. İnsanlar tekrar ağlamaya başladı ve şöyle dedi:
"Tanıklık ederim ki, tek ve ortaksız Allah'tan başka ilah yoktur. Bu bir sözdür ki, Allah, ihlâsı, sırf kendisine yönelik kulluğu bunun tevili (esası, özü) olarak ön görmüştür. O'na bağlılığı kalplere, yerleştirmiştir. Aklın kavrayabilmesi için tevhid düşüncesini aşikâr etmiştir. O Allah ki, gözlerin O'nu görmesi, dillerin O'nu vasfetmesi ve tasavvurların keyfiyetini algılaması imkânsızdır.
Varlıkları ilk defa var etti. Onları kudretiyle oluşturdu. Onlara şekil vermede kendisine bir faydası olduğu için değil. Sadece hikmetini gerçekleştirmek (sağlamlığını bildirmek) için; ibadetine, itaatine dikkatleri çekmek için; kudretini göstermek için, mahlûkatının kulluğunu sergilemek ve onları kulluğa çağırmak için, davetinin üstünlüğünü ortaya koymak için (onları var etti)."
(devam edecek?)
Ahmet Topacık / diğer yazıları
- Hz. İbrahim'in kavminden örnekler / 23.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-7 / 22.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-6 / 21.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-5 / 20.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-4 / 19.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-3 / 18.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-2 / 17.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-1 / 16.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-2 / 15.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-1 / 14.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-7 / 22.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-6 / 21.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-5 / 20.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-4 / 19.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-3 / 18.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-2 / 17.03.2017
- Hz. Fâtımatü'z-Zehra (a.s.)-1 / 16.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-2 / 15.03.2017
- Harun Reşid ile İmam Musa Kâzım'ın (a.s.) tartışması-1 / 14.03.2017