İklimi, coğrafyası, geçmişten gelen kültürü ve birikimi ile ülkemiz adeta bir tarım cennetidir.Kendine özgü ürünleri tabiatı ve doğasıyla cennet vatan Anadolumuz'da, bir iki tropikal ürün hariç her şey ama her şey yetişmektedir.Ülkemiz yeraltı ve yerüstü bakir zenginlikleri ile adeta iştah kabartmaktadır.Ve tarih boyunca bu zenginliklerimize sahip çıkma adına birçok savaşlar verilmiştir.Elin gavuru bu zenginlikleri alabilme adına; herdem kudurmuş ve her türlü işgale başvurmuştur.Bugünlerde ise tarımda yaşanan işgal global firmalar ve işbirlikçileri ile gemi azıya almış bulunmaktadır.Ülkemizde malesef tarıma ve tarımcılara gereken değer verilmediği gibi üstüne üstlük, çiftçiye hep bütçeden çalan bir kambur gözüyle bakılmıştır. Hep küçümsenmiş,hem azar işitmiş, hemde yok sayılmıştır. Bugün tarımda sıkıntının yaşanmaması için öncelikle üretimi temel alan ve girdi maliyetlerini düşüren bir tarım politikasına ihtiyaç vardır.Tarımda bugün en önemli sorun yüksek girdi maliyetleridir. Çitçi bugün ürettiği ürünün bedeli ile maliyetleri karşılayamadığı için özellikle küçük çiftçiler üretimi bırakmışlardır. Üreticiyken tüketici konumuna gelmişlerdir.Küçük çiftçi üretimden çekilirken bir yandan da tarıma yeni aktörler girmiştir.Oynanan oyun bundan ibarettir sevgili okurlar. Yüzyıllardan beri tarımı bilen ama ekonomik gücü olmayanlar çiftçiler üretimden çekilirken parası olan ama tarımı bilmeyen ithalatçı global yerli işbirlikçi firmalar sektöre girmişlerdir.Bugün ülkemiz tarım piyasası"ithalat lobisi"kararları ile yönetilmektedir.İstediklerinde düğmeya basıp istedikleri oranda ürünü ülkemize sokarlar hemde gümrükleri sıfırlayarak... Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ise acaba neye yaramaktadır diye de sormadan edemez insan?..İthalat lobisi fiyatları belirler,istediği ürünü istediği gibi ülkeye sokar.Tarım yetkilileride her seferinde ithalat lobisinden şikayet edip dururlar ama ne tesadüf ki her defasında da bu ithalat lobisinin istediği yapılır. Üretimi değilde ithalatı temel politika olarak benimseyen bu ithal kafa değişmedikçe tarımda zenginliğin kitabını yazan,olurunu ortaya koyan Prof.Dr. Haydar BAŞ'a kulak kabartmadıktan sonra inanın işler yaş sevgili okurlar.Dur durak bilmeden yıllarca köylü milletine seslenerek çözüm ve çareyi,tarımda zenginliği ortaya koyan sayın Prof.Dr. Haydar BAŞ geçtiğimiz haftasonu Elaziz'de yine çözümü ortaya koydu yine var mısınız diye seslendi.Bizde "var mısınız?" diye seslenerek Üstad'ın yapmış olduğu konuşma ile yazımıza nihayet veriyoruz:"Kardeşlerime 2002 yılında 'sakin bu partiye oy verip iktidar etmeyin, zira yarın öyle bir hal yaşayacaksınız ki, ektiğiniz para etmeyecek, yetiştirdiklerinizin hâsılatı masrafınızı karşılamayacak. İlaveten geçim için kredi alacaksınız, ektiğiniz yaptığınız masrafları karşılama imkânı olmadı için bu krediyi geri ödeme imkânı bulamayacaksınız. Aradan 3-5 sene geçecek ve ektikleriniz sizi geçindirmediği için bu sefer topraklarınızı satacaksınız. O zaman çiftçi kardeşlerimize 'sakin ha bir karış toprağınızı satmayın, beni takip edin, ben sizin kurtuluş reçetenizim, ben çocukluk yıllarımdan itibaren tarlada çalışan bir insanım, bunlar yapamazlar zira Avrupa Birliği'ne tarım nüfusunu 10 milyona indirmeye söz verdiler. Köyleri boşaltacak halleri yok... Ne yaptılar 90 Kuruşa mal edilen buğdaya 70 Kuruş fiyat biçtiler. Bu yöntemle köyler yavaş yavaş boşalmaya başladı. Su fiyatına toprak satılıyor' dedik. Vatandaşlar beni dinlemedi. Ben bu arkadaşları tanıyorum ama bunların kafası böyle çileli işlere karışmaz. Bunlar oturacaklar, 'volit' vuracaklar yani havadan para kazanacaklar. Ama sen öyle değilsin ki, gece gündüz çalışıp toprağını ekeceksin, hayvanını süreceksin, zar zor geçimini temin edeceksin... Bunlar senin halinden anlamaz. Senin halinden o toprakta yaşayan, çalışan, senin gibi duygusu, düşüncesi ve inancı olan insan anlar. Köylerdeki yerlerini satanlar ise şehre inip kapıcılık yapmak istiyor. Köylüler milletin efendisi değil miydi? Nerede bu efendi? Şimdi efendi olmaya var mısınız?"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025