Doğada gerek canlı gerekse cansız varlıklar üzerinde bir denge, sirkülasyon mevcuttur.
Bitkiler, hayvanlar ve cansız tüm sistemler içerisinde bir devinim ve düzen bulunur ve bu sistemler insanın hizmetine sunulmuştur. İnsan da bir anlamda bu sistemin parçasıdır zira insan da doğar, yaşar ve ölür.
Ancak bu süreç içerisinde insanı diğer tüm varlıklardan ayıran bir özelliği vardır ki bu da bilinç vasıtası ile karar alma durumudur. Yani insan ekonomiyi ilgilendiren anlamda sosyal bir varlık olup düzene doğrudan tâbi değildir.
Bundan dolayı insanı sosyal anlamdaki ilişkileri bakımından -ki buna ekonomik ilişkiler de dahildir- serbest bırakmak çoğu zaman bireyi bir tartışmanın içine iter. Bu tartışmaya göre, birey kendi menfaati ile düzen yani toplum menfaati arasında bir seçim yapmak zorunda kalabilir ki genelde tercihi kendi menfaatinden yanadır. Bu anlamda toplumun düzenin veya ekonominin menfaatini korunmadığı için birçok problem ortaya çıkar.
Öte yandan bireyin toplum menfaatini gözetmek için baskılayan ve elinden benliğindeki en temel gereksinimlerinden biri olan sahiplik duygusunu almaya çalışan bir sistemde nihayetinde hüsrana uğrayacaktır. Nitekim komünizmde gördüğümüz tam olarak budur. O halde vardığımız bu noktada bireyin ve toplumun menfaatleri doğru orantılı ve sabit bir noktada hareket etmedikçe çatışma olacaktır.
Ekonomi sistemlerinin temel amacı bu olmalı ve bunun sonucunda birey ile toplumu barıştırılmalıdır. Belirtmek gerekir ki ancak bu şekilde iki tarafın (birey-toplum) menfaatleri de maksimize edilebilir.
MEM'de (Milli Ekonomi Modeli) öngörülen ve yapılmaya çalışılan tam olarak budur.
Bir örnek ile özetlemek gerekirse; para kazanma isteği olan A kişisi bu isteğini para ile para kazanmaya çalışarak yani faiz olarak değil de emeği devreye koyacak şekilde yapacaktır. Bundan dolayı üretim tetiklenecek ve işsiz olan B kişisine ihtiyaç duyulacaktır. Ortaya konulan üretimle beraber cebinde parası olan C kişisinin ihtiyaçları karşılanacaktır yani özetle birey ile toplum menfaati aynı yönde doğrultulacaktır.
(Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in, Milli Ekonomi Modeli eserinden yararlanılmıştır).
Bitkiler, hayvanlar ve cansız tüm sistemler içerisinde bir devinim ve düzen bulunur ve bu sistemler insanın hizmetine sunulmuştur. İnsan da bir anlamda bu sistemin parçasıdır zira insan da doğar, yaşar ve ölür.
Ancak bu süreç içerisinde insanı diğer tüm varlıklardan ayıran bir özelliği vardır ki bu da bilinç vasıtası ile karar alma durumudur. Yani insan ekonomiyi ilgilendiren anlamda sosyal bir varlık olup düzene doğrudan tâbi değildir.
Bundan dolayı insanı sosyal anlamdaki ilişkileri bakımından -ki buna ekonomik ilişkiler de dahildir- serbest bırakmak çoğu zaman bireyi bir tartışmanın içine iter. Bu tartışmaya göre, birey kendi menfaati ile düzen yani toplum menfaati arasında bir seçim yapmak zorunda kalabilir ki genelde tercihi kendi menfaatinden yanadır. Bu anlamda toplumun düzenin veya ekonominin menfaatini korunmadığı için birçok problem ortaya çıkar.
Öte yandan bireyin toplum menfaatini gözetmek için baskılayan ve elinden benliğindeki en temel gereksinimlerinden biri olan sahiplik duygusunu almaya çalışan bir sistemde nihayetinde hüsrana uğrayacaktır. Nitekim komünizmde gördüğümüz tam olarak budur. O halde vardığımız bu noktada bireyin ve toplumun menfaatleri doğru orantılı ve sabit bir noktada hareket etmedikçe çatışma olacaktır.
Ekonomi sistemlerinin temel amacı bu olmalı ve bunun sonucunda birey ile toplumu barıştırılmalıdır. Belirtmek gerekir ki ancak bu şekilde iki tarafın (birey-toplum) menfaatleri de maksimize edilebilir.
MEM'de (Milli Ekonomi Modeli) öngörülen ve yapılmaya çalışılan tam olarak budur.
Bir örnek ile özetlemek gerekirse; para kazanma isteği olan A kişisi bu isteğini para ile para kazanmaya çalışarak yani faiz olarak değil de emeği devreye koyacak şekilde yapacaktır. Bundan dolayı üretim tetiklenecek ve işsiz olan B kişisine ihtiyaç duyulacaktır. Ortaya konulan üretimle beraber cebinde parası olan C kişisinin ihtiyaçları karşılanacaktır yani özetle birey ile toplum menfaati aynı yönde doğrultulacaktır.
(Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in, Milli Ekonomi Modeli eserinden yararlanılmıştır).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Haydar Bektaş / diğer yazıları
- Süleymani’nin ardından / 10.01.2020
- Sorunların çözümü / 28.12.2019
- Atatürk ilkeleri ve MEM / 15.10.2019
- Hukukçu enflasyonu / 02.07.2019
- Güzel günler / 20.04.2019
- Çileli günler / 18.04.2019
- Bir salonda Türkiye / 02.03.2019
- Bir müzik dehası / 27.01.2019
- İfade özgürlüğü üzerine / 24.11.2018
- Can sıkıcı bir yazı / 21.10.2018
- Sorunların çözümü / 28.12.2019
- Atatürk ilkeleri ve MEM / 15.10.2019
- Hukukçu enflasyonu / 02.07.2019
- Güzel günler / 20.04.2019
- Çileli günler / 18.04.2019
- Bir salonda Türkiye / 02.03.2019
- Bir müzik dehası / 27.01.2019
- İfade özgürlüğü üzerine / 24.11.2018
- Can sıkıcı bir yazı / 21.10.2018