ABD, kanla, işgalle, savaşla, kaosla beslenen bir ülke? Kuruluşu, Amerika kıtasındaki milyonlarca yerlinin katledilmesiyle gerçekleşen ABD'nin, zirveye oturması da Hiroşima ve Nagasaki'ye attığı, yüzbinlerce insanın ölümüyle sonuçlanan nükleer bombalarla oldu.
Bu açıdan bakıldığında, ABD'deki küresel silah lobilerinin, Trump gibi dünyanın dört bir tarafına tehditler savuran, Ortadoğu coğrafyasında ise kan ve gözyaşının daha fazla artmasına neden olan birini tercih etmesini iyi anlayabiliyoruz.
ABD, IŞİD'le mücadele adı altında bir Türkmen kenti olan Musul'da son 9 ayda 1 milyon Musullunun göç etmesine, yapılan hava operasyonlarıyla da 40 bin Musullu'nun ölmesine neden oldu. Yine ABD, Suudi Arabistan'ı kullanarak, Yemen'e yaptığı operasyonlarda onbinlerce masumun ölmesine, 7 milyon insanın açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına, 3 milyon Yemenlinin ülkesini terk etmesine, 2 milyon insanın ise ülke içinde yer değiştirmesine neden oldu.
Aynı ABD, 2011 yılında Libya'ya müdahale etmiş, Kaddafi'nin linç edilmesiyle ülke 6 parçaya bölünmüştü. Bugün bu grupların hepsi birbiriyle savaş halinde, ABD hem bunlara silah satarak kazanıyor hem de petrollerine el koyarak?
Suriye'de ise ABD, terörü kullanarak yüzbinlerce Suriyelinin ölmesine neden oldu, milyonlarcası da mülteci durumuna düştü. Şimdi kurduğu 11 üsle, naklettiği binlerce tırlık ağır silahlarla tam anlamıyla buraya yerleşiyor. Suriyeliyi hem terör vuruyor, hem ABD, hem koalisyon hem de ABD'nin desteklediği YPG güçleri? Her zaman ifade ettiğimiz gibi amaç bağı talan etmek, bağcıyı öldürmek ve de üzümlere el koymak?
Yani Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifadesiyle Ortadoğu'yu kendine vatan yapmak?
ABD, Barzani gibi piyonların bulunduğu yerleri, ama demografik yapıyı değiştirerek ama referandumla ama üsler kurarak, bayraklarını dalgalandırarak kendi çıkarlarına göre rahatlıkla şekillendirebiliyor. Ama hedef Musul gibi Türkmen şehri, Rakka gibi Arap şehriyse yöntem biraz daha değişiyor. Önce buralara terörü sokuyor, katliam yaptırıyor, sonra terörden kurtaracağım diye kendisi de vuruyor.
Musul'u yukarıda anlattık, Rakka'da da durum farklı değil. ABD'nin öncülük ettiği Birleşik Görev Gücü Doğal Kararlılık Operasyonu, Rakka kent merkezine yönelik harekatına 6 Haziran itibarıyla başladığını duyurmuştu. "Rakka Sessizce Katlediliyor" isimli yerel aktivist ağı, ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyonun 9 Haziran-8 Ağustos tarihleri arasında Rakka kent merkezine düzenlediği saldırılarda, en az 946 sivilin yaşamını yitirdiğini duyurdu.
Birlik ve beraberlikten yoksun, teknolojiden uzak, liderleri ülke ve millet menfaati adına samimiyetsiz olan İslam ülkeleri ABD'nin ve onunla hareket eden iradelerin hedef tahtasında? ABD ve onun adına iş görenler; liderlerinin iş bilmezliği, halklarının da vurdumduymazlığı sebebiyle İslam ülkelerinin illerinde, köylerinde ellerini kollarını sallayarak dolaşabilmekte, buraları talan edebilmekte, insanlarını da acımasızca katledebilmektedir.
Bugün her bir İslam ülkesi maalesef Endülüs'ün kaderini yaşamaktadır. İspanyollar, nasıl Endülüs'ü kendilerine vatan yaptılarsa, bugün ABD de aynı şekilde, hatta daha da büyük bir vahşetle İslam ülkelerini bir bir kendisine vatan yapmaktadır. "ABD'siz olmaz" diyen İslam ülkelerinin hali bu, peki ya ABD'yle olmaz diyen Kuzey Kore'nin hali nasıl?
Kuzey Kore haklıdır, değildir, lideri iyidir kötüdür bunun değerlendirmesini yapmıyoruz ama Kuzey Kore, Kore savaşlarından bu yana ABD'ye karşı gardını almış, halkını buna karşı yetiştirmiş ve de 20 yıldan bu yana nükleer teknolojiyle uğraşarak ciddi bir mesafe kateden bir ülke? Üstelik 60 adet nükleer başlığa sahip olduğu belirtiliyor.
Geçtiğimiz hafta ABD Başkanı Trump, Kuzey Kore için asıp kesmiş ve "öfke ve ateşle" karşılaşacağını belirtmişti. Kuzey Kore, bir ABD toprağı olan Guam'ı vuracağını söyleyip, Ağustos ortası gibi de tarih verince, ardından da 3,5 milyon Kuzey Koreli gönüllü asker olacağını duyurunca ABD bir anda geri adım attı. ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü Michael Pompeo, Fox News Sunday televizyon kanalına yaptığı açıklamada, Kuzey Kore'nin nükleer silah denemelerine devam edeceğine inandığını, bu ülkenin her denemede tecrübesini artırdığını belirttikten sonra, "Kuzey Kore ile nükleer bir savaşın eşiğinde olunduğuna yönelik ellerinde bir istihbarat bilgisi bulunmadığını" söyledi.
Yani ABD, Kuzey Kore illerine küresel teröristleri sokamadı, Musul'da, Rakka'da yaptığı gibi katliamlar yapamadı, Kerkük gibi oldubittiyle dönüştüremedi, milyonlarca Kuzey Koreliyi mülteci konumuna sokamadı, burada üsler kurup ABD bayrakları dalgalandıramadı.
Prof. Dr. Haydar Baş, dünkü yazısında ABD-Kuzey Kore gerilimine işaret ederek "Çivi çiviyi söker" diyor, gerçekten de öyle? ABD'nin tehditleri Kuzey Kore'ye sökmedi.
Türkiye ve Türk milleti olarak bizler de hedef tahtasında olmak istemiyorsak, kirli senaryolardan kurtulmak istiyorsak; "ABD'siz olmaz" sömürge anlayışından kurtulup, bizi bir ve beraber kılacak, yeniden tam bağımsızlığa kavuşturacak, bizi dünyanın en güçlü ülkesi ve milleti yapacak liderle, modelle, projelerle beraber olmalıyız.
Bunun da adresi bellidir.
Bu açıdan bakıldığında, ABD'deki küresel silah lobilerinin, Trump gibi dünyanın dört bir tarafına tehditler savuran, Ortadoğu coğrafyasında ise kan ve gözyaşının daha fazla artmasına neden olan birini tercih etmesini iyi anlayabiliyoruz.
ABD, IŞİD'le mücadele adı altında bir Türkmen kenti olan Musul'da son 9 ayda 1 milyon Musullunun göç etmesine, yapılan hava operasyonlarıyla da 40 bin Musullu'nun ölmesine neden oldu. Yine ABD, Suudi Arabistan'ı kullanarak, Yemen'e yaptığı operasyonlarda onbinlerce masumun ölmesine, 7 milyon insanın açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına, 3 milyon Yemenlinin ülkesini terk etmesine, 2 milyon insanın ise ülke içinde yer değiştirmesine neden oldu.
Aynı ABD, 2011 yılında Libya'ya müdahale etmiş, Kaddafi'nin linç edilmesiyle ülke 6 parçaya bölünmüştü. Bugün bu grupların hepsi birbiriyle savaş halinde, ABD hem bunlara silah satarak kazanıyor hem de petrollerine el koyarak?
Suriye'de ise ABD, terörü kullanarak yüzbinlerce Suriyelinin ölmesine neden oldu, milyonlarcası da mülteci durumuna düştü. Şimdi kurduğu 11 üsle, naklettiği binlerce tırlık ağır silahlarla tam anlamıyla buraya yerleşiyor. Suriyeliyi hem terör vuruyor, hem ABD, hem koalisyon hem de ABD'nin desteklediği YPG güçleri? Her zaman ifade ettiğimiz gibi amaç bağı talan etmek, bağcıyı öldürmek ve de üzümlere el koymak?
Yani Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifadesiyle Ortadoğu'yu kendine vatan yapmak?
ABD, Barzani gibi piyonların bulunduğu yerleri, ama demografik yapıyı değiştirerek ama referandumla ama üsler kurarak, bayraklarını dalgalandırarak kendi çıkarlarına göre rahatlıkla şekillendirebiliyor. Ama hedef Musul gibi Türkmen şehri, Rakka gibi Arap şehriyse yöntem biraz daha değişiyor. Önce buralara terörü sokuyor, katliam yaptırıyor, sonra terörden kurtaracağım diye kendisi de vuruyor.
Musul'u yukarıda anlattık, Rakka'da da durum farklı değil. ABD'nin öncülük ettiği Birleşik Görev Gücü Doğal Kararlılık Operasyonu, Rakka kent merkezine yönelik harekatına 6 Haziran itibarıyla başladığını duyurmuştu. "Rakka Sessizce Katlediliyor" isimli yerel aktivist ağı, ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyonun 9 Haziran-8 Ağustos tarihleri arasında Rakka kent merkezine düzenlediği saldırılarda, en az 946 sivilin yaşamını yitirdiğini duyurdu.
Birlik ve beraberlikten yoksun, teknolojiden uzak, liderleri ülke ve millet menfaati adına samimiyetsiz olan İslam ülkeleri ABD'nin ve onunla hareket eden iradelerin hedef tahtasında? ABD ve onun adına iş görenler; liderlerinin iş bilmezliği, halklarının da vurdumduymazlığı sebebiyle İslam ülkelerinin illerinde, köylerinde ellerini kollarını sallayarak dolaşabilmekte, buraları talan edebilmekte, insanlarını da acımasızca katledebilmektedir.
Bugün her bir İslam ülkesi maalesef Endülüs'ün kaderini yaşamaktadır. İspanyollar, nasıl Endülüs'ü kendilerine vatan yaptılarsa, bugün ABD de aynı şekilde, hatta daha da büyük bir vahşetle İslam ülkelerini bir bir kendisine vatan yapmaktadır. "ABD'siz olmaz" diyen İslam ülkelerinin hali bu, peki ya ABD'yle olmaz diyen Kuzey Kore'nin hali nasıl?
Kuzey Kore haklıdır, değildir, lideri iyidir kötüdür bunun değerlendirmesini yapmıyoruz ama Kuzey Kore, Kore savaşlarından bu yana ABD'ye karşı gardını almış, halkını buna karşı yetiştirmiş ve de 20 yıldan bu yana nükleer teknolojiyle uğraşarak ciddi bir mesafe kateden bir ülke? Üstelik 60 adet nükleer başlığa sahip olduğu belirtiliyor.
Geçtiğimiz hafta ABD Başkanı Trump, Kuzey Kore için asıp kesmiş ve "öfke ve ateşle" karşılaşacağını belirtmişti. Kuzey Kore, bir ABD toprağı olan Guam'ı vuracağını söyleyip, Ağustos ortası gibi de tarih verince, ardından da 3,5 milyon Kuzey Koreli gönüllü asker olacağını duyurunca ABD bir anda geri adım attı. ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü Michael Pompeo, Fox News Sunday televizyon kanalına yaptığı açıklamada, Kuzey Kore'nin nükleer silah denemelerine devam edeceğine inandığını, bu ülkenin her denemede tecrübesini artırdığını belirttikten sonra, "Kuzey Kore ile nükleer bir savaşın eşiğinde olunduğuna yönelik ellerinde bir istihbarat bilgisi bulunmadığını" söyledi.
Yani ABD, Kuzey Kore illerine küresel teröristleri sokamadı, Musul'da, Rakka'da yaptığı gibi katliamlar yapamadı, Kerkük gibi oldubittiyle dönüştüremedi, milyonlarca Kuzey Koreliyi mülteci konumuna sokamadı, burada üsler kurup ABD bayrakları dalgalandıramadı.
Prof. Dr. Haydar Baş, dünkü yazısında ABD-Kuzey Kore gerilimine işaret ederek "Çivi çiviyi söker" diyor, gerçekten de öyle? ABD'nin tehditleri Kuzey Kore'ye sökmedi.
Türkiye ve Türk milleti olarak bizler de hedef tahtasında olmak istemiyorsak, kirli senaryolardan kurtulmak istiyorsak; "ABD'siz olmaz" sömürge anlayışından kurtulup, bizi bir ve beraber kılacak, yeniden tam bağımsızlığa kavuşturacak, bizi dünyanın en güçlü ülkesi ve milleti yapacak liderle, modelle, projelerle beraber olmalıyız.
Bunun da adresi bellidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025