Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick ve Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Dominique Strass-Kahn, koro halinde "kara haber"ler vermeye başladılar.Bu ekonomi gidişatı sürerse, bugüne kadar "rutin olarak" ölmeye devam edenlerin yanı sıra "yeni yeni milyonlar" açlıktan ölecek.Dün olduğu gibi bugün de aslında Afrika'nın açlığı onları pek ilgilendirmiyor. Lakin açlık artık Afrika'da kol gezmiyor.Dünya Bankası veya IMF Başkanı'nın ortaklaşa haber verdikleri korkusu şu: Açlık, Avrupa'nın ve Amerika'nın kapısına dayandı.Siz, şu tespite yabancı değilsiniz: Bazıları yakıt depolarını doldurma konusunda kaygılıyken; dünya genelinde diğer bazıları da midelerini doldurmaya çalışıyorlar ve bu her gün daha da zor oluyor.Zoellick, yiyecek fiyatlarının yüksek seyretmesi, çok kötü sonuçlar doğuracak diyor. Strauss-Kahn, fiyatlar artmaya devam ederse, binlerce, yüz binlerce insanın açlık çekecek, açlıktan ölecek diyor. FAO, küresel çapta kargaşayı tetikleyen gıda fiyatlarının tırmanmasının kalıcı olduğunu ve bu durumun dünya çapında günde bir dolar ve altında yaşayan milyonlarca kişiyi tehdit ettiğini ilan ediyor. The Wall Street Journal, Türkiye için "stagflasyon" uyarısı yapıyor? Cümlesine öğleden sonra günaydın!Bu minval üzere yapılmış tespitleri ve çözüm yollarını yıllar öncesinden hatırlarsınız; çünkü siz, Prof. Dr. Haydar Baş beyin 3 tane Uluslar arası Milli Ekonomi Modeli kongrelerine kulak verdiniz, ekranlarda bizzat şahit oldunuz. Yüzlerce bilim adamının, dünya Prof. Dr. Baş'ın modeline muhtaç, diye haykırışlarını duydunuz.Ankara'dakiler ve medyada köşe kapmış küresel ve yerel iktidar beslemeleri henüz duymadılar.Açlık Avrupa'ya dayandığı gibi, Türkiye'ye de, Ankara'ya da dayandı, İstanbul'a da, Konya'ya da?Ekmek fiyatları başta olmak üzere tüm tarım ve hayvancılık ürünleri yüzde 60 ila yüzde 150'lere varan oranlarda pahalanmış.Fakat AKP'nin enflasyonu, ne menem bir şey ise "yüzde 9"larda geziniyormuş.Şu hesaba bakın Allah aşkına? Bu kadar pişkinlik olamaz. Buna "politik pişkinlik" dahi denemez.Önceki dönemin DSP-ANAP-MHP ve yeni dönemlerin AKP'si olmak üzere tüm AB'ci ve IMF'ci hükümetler, her şeyi bitirdiler. Tarımı da? Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin, tarım sektöründe 2007'de yaşanan yüzde 7.3 oranındaki küçülme sonucunda sektörün 2001 kriz yılında yaşanandan daha büyük bir gerileme içine girdiğini anlatıyor.Tahıl deposu ovalarımız yıllardan bomboş bekliyor, ekilmiyor, biçilmiyor; kazara eken varsa, zarar ediyor, o sene borca batıyor, traktörü satıyor, ineğini satıyor. Çiftçi köylü bitiyor; Türkiye, ABD'den buğday, pirinç şeker ithal ediyor, AB'den havuç, pırasa, sarımsak soğan getirtiyor. Sanki milletin ve devletin bol parası varmış gibi, Amerika ve Avrupa çitçisinin müşterisi olduk, ithal ediyoruz. Buna da "politik enayi"lik bile denmez.Dense dense, Türk milletini bile bile açlığa ve yoksulluğa mahkum etmek denebilir.Memur-Sen'in son araştırmasına göre, Türkiye'de 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı, aylık 788 YTL'ye yükseldi. Gıda, giyim, sağlık, barınma ve eğitim başta olmak üzere "vazgeçilmesi mümkün olmayan" 14 zorunlu harcama kalıbı esas alınarak belirlenen yoksulluk sınırı ise, aylık 2 bin 24 YTL?Türkiye'de kaç aile, aylık 2 bin 24 YTL görebiliyor?! Rüyasında gören bile kalmamıştır.70 milyonun yoksulluğu, milyonların açlığı bu değil midir? Daha ne olacaktı, daha neyin olmasını bekliyorlar Ankara'dakiler?! Bu açlık ve yoksulluk, Milli Güvenlik meselesi değil mi?!Küresel sömürü ve kıtlık, kapımıza dayandı.Açlıktan insanlar ölmeye ve yoksulluktan sokaklar patlamalar başlayınca mı, aklımızı başımıza devşireceğiz?!Dünya bu açlığı konuşuyor, Dünya Bankası Başkanı, IMF Başkanı, FAO bu yoksulluk ve açlığı konuşuyor, haber veriyor. Ankara'dakiler hala pembe tablolarla iktidarcılık oynuyor, hükümetçilik oynuyor? Bu, küresel sömürü ve kıtlığa bile bile lades demektir. Bu böyle gitmez.İster başımıza taş yağmaya başladığında anlayalım, ister şimdiden görelim; bu vahim kavşakta Türkiye ve dünyanın önünde tek seçenek kalmıştır, o da Prof. Dr. Baş'tır, onun Milli Ekonomi Modeli'dir, Sosyal Devlet-Milli Devlet tezi ve projeleridir. Dünya bilim adamları bunu görüyor ve bunu haykırıyor. Nitekim bu hafta sonu, 19-20 Nisan günü Bursa'da Prof. Dr. Baş'ın tezi ekseninde gerçekleşecek olan Uluslararası Sosyal Devlet-Milli Devlet Kongresi'ne yüzlerce bilim adamı iştirak edecek? Dünya bu gerçeği görüyor, konuşuyor, istifade etmeye çalışıyor. Şayet Türkiye ve Ankara'dakiler, bu gerçekleri görmezlikten gelmeye devam ederse; korkarım ne açlık, ne de yoksulluk paklayacak böyle bir gafleti!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019