Geçtiğimiz hafta sonu Yeni Mesaj gazetesinin organize ettiği Milli Kahramanları Anma Programlarının üçüncüsü şehitler diyarı Bolu’da gerçekleşti.
Bolu beyinin zulmüne karşı mücadele veren Köroğlu’nun diyarı Bolu, gerek Çanakkale savaşında gerekse İstiklal Harbi’nde en çok şehit veren illerimizin başında geliyor. Çünkü Bolu, Köroğlu’ndan aldığı mirasla zulme karşı asla aman vermeyen bir yapıya sahip…
Salonun hem içi hem de dışı tıklım tıklım doluydu; binlerce Bolulu vatansever bu programa iştirak etti ve gece yarısı saat 02.00’a kadar devam eden bu muhteşem programı büyük bir coşkuyla takip etti.
Programın bir diğer önemli noktası ise konuşma yapan akademisyenlerin çokluğu ve kalitesiydi. Böyle muhteşem ve kendi sahasında uzman olan bir kadronun bir arada olması ancak her noktada başarılı ve her yönüyle güçlü bir liderin başarabileceği bir şeydir.
Bayanıyla erkeğiyle dört dörtlük tebliğler sunan akademisyenler hem akılları hem de gönülleri doyurdu.
Konuşmacıların ağırlıklı olarak hukukçu olması, Prof. Dr. Haydar Baş’ın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hukukuna, Anayasasına ve kanunlarına verdiği değeri göstermektedir.
Kadınların ön plana alınarak, onların fikirlerine geniş yer verilmesi, dünyada kadını sadece bir meta olarak gören kapitalist mantık sahiplerine ve onların yerli uzantılarına, Türk İslam medeniyetinde kadına verilen değeri göstermesi açısından önemlidir.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın, Ehl-i Beyt sıralamasında Hz. Peygamber’den (SAV) sonra Hz. Fatıma annemizin geldiğini ifade etmesi de, Cenab-ı Hakk’ın kadına verdiği misyonu ifade etmesi açısından oldukça önemlidir.
Konuşmacılar arasında Laz’ı vardır, Kürt’ü vardır, Türk’ü vardır, Çerkez’i vardır, Gürcüsü vardır, Rum’u vardır, Alevi’si, Şii’si Sünni’si vardır hemen hemen her etnik kökenden ve mezhepten kişi vardır ama onların hepsi ben Türk milletinin bir parçasıyım, Türkoğlu Türk’üm demektedir.
İşte Hacı Bektaş-ı Veli’nin ve Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere miras bıraktığı millet tablosu budur ve bugün buna sahip çıkan tek lider Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’tır.
Sayın Baş’ın konuşması tarihi bir konuşmaydı ama programda sergilediği kadrosu, örnek insan modeli bence yaşadıklarının çok cüzi bir parçasını bize aktardığını, bize söylediği gerçeklerin çok fazlasını kendisinin hayata geçirdiğinin bir göstergesidir.
Bu büyük insanların özelliğidir, bin yaşar, bir söyler, içinde muhabbetullah fırtınası, vatan ve millet aşkı fırtınası eser ama bize tatlı bir meltem olarak ulaşır.
Sayın Baş konuşmasında, gerçek Atatürk’ün kim olduğunu öğrendik.
Onun Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolunun yolcusu olduğunu, hafız olduğunu, Peygamber ve Ehl-i Beyt aşığı olduğunu öğrendik.
Atatürk’ün hayatında ve de vefatından sonra bize farklı bir şekilde aktarılmasının bir batı projesi olduğunu ve bu milleti bölmek ve parçalamak için hayata geçirildiğini öğrendik.
Vatanını satan, satanlarla işbirliği yapan, ülkemizi işgal edip de kadınımıza kızımıza tecavüz edenlere, Yunan’a, İtalyan’a, İngilize karşı savaşanları küfürle itham edenler dindar, milleti tek bilek tek yürek yapan, düşmanı denize döken, millet kavramını “Müslüman olanlar” olarak belirleyen, Mason localasını kapatan, sırf iki kızımız Hıristiyan oldu diye Amerikan kız kolejini kapatan Atatürk dinsiz… Yahu bu ne büyük yalanmış böyle…
Bu yalanlarla dolu karanlık tarihi aydınlattığı için Sayın Baş’a ayrıca teşekkürler…
Prof. Dr. Baş, çözüm projelerini de ortaya koydu, ülkemizin en büyük problemi olan terörü nasıl bitireceğini de açıkladı.
Kısaca Bolu’da tarih yazıldı, darısı bu hafta sonu Eskişehir’in başına…
Bolu beyinin zulmüne karşı mücadele veren Köroğlu’nun diyarı Bolu, gerek Çanakkale savaşında gerekse İstiklal Harbi’nde en çok şehit veren illerimizin başında geliyor. Çünkü Bolu, Köroğlu’ndan aldığı mirasla zulme karşı asla aman vermeyen bir yapıya sahip…
Salonun hem içi hem de dışı tıklım tıklım doluydu; binlerce Bolulu vatansever bu programa iştirak etti ve gece yarısı saat 02.00’a kadar devam eden bu muhteşem programı büyük bir coşkuyla takip etti.
Programın bir diğer önemli noktası ise konuşma yapan akademisyenlerin çokluğu ve kalitesiydi. Böyle muhteşem ve kendi sahasında uzman olan bir kadronun bir arada olması ancak her noktada başarılı ve her yönüyle güçlü bir liderin başarabileceği bir şeydir.
Bayanıyla erkeğiyle dört dörtlük tebliğler sunan akademisyenler hem akılları hem de gönülleri doyurdu.
Konuşmacıların ağırlıklı olarak hukukçu olması, Prof. Dr. Haydar Baş’ın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hukukuna, Anayasasına ve kanunlarına verdiği değeri göstermektedir.
Kadınların ön plana alınarak, onların fikirlerine geniş yer verilmesi, dünyada kadını sadece bir meta olarak gören kapitalist mantık sahiplerine ve onların yerli uzantılarına, Türk İslam medeniyetinde kadına verilen değeri göstermesi açısından önemlidir.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın, Ehl-i Beyt sıralamasında Hz. Peygamber’den (SAV) sonra Hz. Fatıma annemizin geldiğini ifade etmesi de, Cenab-ı Hakk’ın kadına verdiği misyonu ifade etmesi açısından oldukça önemlidir.
Konuşmacılar arasında Laz’ı vardır, Kürt’ü vardır, Türk’ü vardır, Çerkez’i vardır, Gürcüsü vardır, Rum’u vardır, Alevi’si, Şii’si Sünni’si vardır hemen hemen her etnik kökenden ve mezhepten kişi vardır ama onların hepsi ben Türk milletinin bir parçasıyım, Türkoğlu Türk’üm demektedir.
İşte Hacı Bektaş-ı Veli’nin ve Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere miras bıraktığı millet tablosu budur ve bugün buna sahip çıkan tek lider Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’tır.
Sayın Baş’ın konuşması tarihi bir konuşmaydı ama programda sergilediği kadrosu, örnek insan modeli bence yaşadıklarının çok cüzi bir parçasını bize aktardığını, bize söylediği gerçeklerin çok fazlasını kendisinin hayata geçirdiğinin bir göstergesidir.
Bu büyük insanların özelliğidir, bin yaşar, bir söyler, içinde muhabbetullah fırtınası, vatan ve millet aşkı fırtınası eser ama bize tatlı bir meltem olarak ulaşır.
Sayın Baş konuşmasında, gerçek Atatürk’ün kim olduğunu öğrendik.
Onun Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolunun yolcusu olduğunu, hafız olduğunu, Peygamber ve Ehl-i Beyt aşığı olduğunu öğrendik.
Atatürk’ün hayatında ve de vefatından sonra bize farklı bir şekilde aktarılmasının bir batı projesi olduğunu ve bu milleti bölmek ve parçalamak için hayata geçirildiğini öğrendik.
Vatanını satan, satanlarla işbirliği yapan, ülkemizi işgal edip de kadınımıza kızımıza tecavüz edenlere, Yunan’a, İtalyan’a, İngilize karşı savaşanları küfürle itham edenler dindar, milleti tek bilek tek yürek yapan, düşmanı denize döken, millet kavramını “Müslüman olanlar” olarak belirleyen, Mason localasını kapatan, sırf iki kızımız Hıristiyan oldu diye Amerikan kız kolejini kapatan Atatürk dinsiz… Yahu bu ne büyük yalanmış böyle…
Bu yalanlarla dolu karanlık tarihi aydınlattığı için Sayın Baş’a ayrıca teşekkürler…
Prof. Dr. Baş, çözüm projelerini de ortaya koydu, ülkemizin en büyük problemi olan terörü nasıl bitireceğini de açıkladı.
Kısaca Bolu’da tarih yazıldı, darısı bu hafta sonu Eskişehir’in başına…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025
- İsrail Gazze’de ateşkese kapıları kapattı / 20.03.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025
- İsrail Gazze’de ateşkese kapıları kapattı / 20.03.2025