Kişi başına milli gelir, gelir dağılımının dengesiz olduğu ülkelerde yaşam seviyesinin kalitesini göstermez.Bu tespitimizi biraz açarak ispatlayalım.Ülkemizde 2007 yılı haziran ayı itibariyle milli gelirimiz (GSMH) 428 milyar dolar, 2007 yılı yıl ortası itibariyle nüfusumuz 73 milyon 875 bin, bu verilere bağlı olarak da kişi başı milli gelirimiz 5.800 dolar hesaplanıyor.Eğer bu rakam her vatandaşımızın cebine girseydi 4 kişilik bir ailenin yıllık geliri 23 bin 200 dolar olurdu ki, milletimizin çoğunluğunun böyle bir gelire sahip olmadığını hepimiz biliyoruz.Peki, milli gelir nereye gidiyor?Milli gelirden para ile para kazanan rantiyenin aldığı sürekli büyürken, ücretlilerin ve çiftçinin aldığı pay sürekli düşüş göstermiştir.Özellikle AKP iktidarı döneminde Üretim ve ithalat vergileri ile sabit sermaye tüketimi çıkarıldıktan sonra geriye "paylaşılan gelir"den faiz, rant ve kar elde edenlerin 2002 yılında yüzde 53,5 olan payı 2006'da yüzde 56.1'e çıkarken, ücretlilerin payı yüzde 34.5'ten yüzde 34.4'e, çiftçinin payı ise yüzde 12.1'den yüzde 9.5'e gerilemiştir.Umudunu yitirerek iş aramaktan vazgeçenler ve eksik istihdamdakiler de dahil edildiğinde 5 milyonu bulan işsizler ordusu, milli gelirdeki paydan istifade edememiştir.Ülkemizde 26 dolar milyarderimiz var ve bunların serveti milli gelirin yüzde 10'una eşit. Buna karşın açlık sınırının altında yaşayan 26 milyon insanımız var.Kişi başı milli gelir hesaplamasında, bu 26 milyon aç insanla 26 dolar milyarderi eşit kabul ediliyor. Dolar milyarderlerinin arttığı, aynı zamanda aç insanların da arttığı bir ülkede kişi başına milli gelir hesaplaması neyi ifade eder, ya da bu rakamın sürekli büyümesi bize ne kazandırır?Hükümet kişi başına milli geliri 10 bin dolara taşıyacağını söylüyor, ama bu koşullarda milli gelirin arttırılması toplumun genelinin faydasına olmayacaktır.Kişi başına milli gelir ne zaman bir anlam ifade eder?Ülkede gelir dağılımındaki denge kurulur, adil bir gelir dağılımı olur ve herkes ekonomik büyümeden istifade edecek noktaya gelirse işte o zaman.Ekonomistler ve üreticiler sürekli olarak iç pazardaki daralmadan bahsediyorlar ve ihracatı teşvik ediyorlar.Halbuki gelir dağılımındaki dengeyi sağlamış bir ülkenin iç talebi o ülke için asıl çözümdür. Bir ülkenin üretiminden asıl istifade etmesi gerekenler o ülkenin kendi vatandaşlarıdır.Gelir dağılımındaki dengeyi kurmadan, ithalatın kapılarını sonuna kadar açarak, maliyetlerdeki yüksekliğe rağmen gelir için ihracatı teşvik etmek sizce doğru bir ekonomi politikası mıdır?Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli bu yanlışlığa dur demektedir.Modelde, gelir dağılımındaki dengenin, devlet eliyle, milli para ve kaynaklar kullanılarak, sosyal devlet projeleri hayata geçirilerek sağlanması öncelikli olarak tavsiye edilmektedir.İç pazar bir ülke için olmazsa olmazdır. Ekonomisini iç pazara dayandıran bir ülke, yalnız ihtiyaç duyduğu takdirde dış ticarete kapılarını açar.Yeri gelmişken, modelde dış ticaretin milli para ile yapılması tavsiye edilmektedir. Sayın Baş'a göre ihracatın yabancı para ile yapılması, o paranın sahibi olan ülkeye yaramaktadır. Sayın Baş, bugün yüksek cari açık ve borçlara sahip olan ABD'nin ayakta durmasının sebebinin ithalatını bile kendi parasıyla yani dolarla yapmasına bağlamaktadır.Tekrar milli gelire dönecek olursak, kişi başına milli gelir hesaplaması para ile para kazanmanın cazip olduğu, ihracatın ithalata bağlı olduğu, ihracat büyüdükçe dış açığın arttığı, sanayinin montaj sanayine döndüğü ülkemizde üretim gücünü de göstermez.Kişi başına milli gelirin arttığı bir ülkede hiç tüketim daralır mı, ya da satın alma endeksi her yıl aşağıya düşer mi?Dolayısıyla kişi başına gelir hesapları bugün hiçbir şey ifade etmemektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025