Etrafınıza bakın, yakın ve uzak çevrenizi ibretle lütfen izleyin, nispeten bağımsız medya kuruluşlarına bir göz atın, vicdanı henüz kararmamış olan sosyal medya mecralarını günlük takip edin, göreceksiniz ki, son on yıllar kimsesizlerin ve çaresizlerin çığ gibi büyüdüğü yıllar olmuştur.
Geçen yıllar, insanımızın hem maddi hem de manevi kayıplar yaşadığı yıllar olmuştur.
Kimsesizlerin kimsesi olacağız vadiyle oy toplayıp koltuğa oturan mevcut iktidar maalesef bu sözünü tutmadığı için, asla tutamadığı için, daha önceki yılların birikimlerini de hoyratça har vurup harman savurduğu için geride kalan yıllar, sürekli kimsesizlerin ve çaresizlerin bölük bölük ve tümen tümen çoğalmasına sahne olmuş ve şahitlik etmiştir.
Zaman geçtikçe, yıllar devri daim ettikçe, iktidarla iş tutanlar akçeli işlere iyice gömüldükçe, iktidara gelene kadar az da olsa var olan birçok hassasiyetler adeta buharlaşmış ve yerlerini hırs ve ihtiraslara bırakmışlardır.
Dikkat edilirse son yıllarda, Akif merhumun dilinde sembolleşen 'Ömer hassasiyeti' artık unutulmuş ve iktidar çevrelerinde söylenmez olmuştur.
'Ömer hassasiyetini' merhum şairimiz şöyle ifade etmişti;
'Kenar-ı Dicle'de eğer kurt kapsa bir koyunu
Adl-i İlahi gelir de Ömer'den sorar onu'
Bu mısraları okuya okuya, koltuğa oturduktan sonra kesinlikle bu hassasiyetle davranacaklarının sözünü vere vere oy toplayıp iktidar olan mevcut siyasi kadro, koltuğa oturmalarını takip eden yıllarda tam tersi davranışlar ve uygulamalar sergileyerek hem kimsesizleri çoğaltmışlar hem de yeni kuşakların umutlarını tüketmişlerdir.
En iddialı oldukları sağlık sektöründe, yaptıkları düzenlemeler ve bilerek ya da bilmeyerek bu sektörün haramilerine ve vicdansızlarına açık kapılar bırakarak nasıl da çok kötü bir çığır açtıklarını, göz göre göre nasıl da devleti soydurduklarını görüyoruz ve mahkemeleri başlayan 'yeni doğan çetesinin' cinayetlerini tüylerimiz diken diken halinde izliyoruz.
Bu milletin çocukları, bu milletin umutları ve gelecekleri demek olan yeni doğan bebekleri en kimsesiz oldukları anda, dünyaya gözlerini açtıkları saatlerde ve günlerde vicdansızların ve haramilerin elinde adeta soykırıma uğramışlar.
İsrail'in, bir yılı aşkın bir süreden beri Gazze'de uyguladığı soykırımdan ne farkı var diyecektim ki, farkı hatırladım; yeni doğan bebekleri hem katletmişler hem de karşılığında hem devleti hem de aileleri soyup soğana çevirmişler.
Kimsesizler, geçen yıllar içinde çığ gibi büyümüş ve ne yazık ki büyümeye de devam ediyor.
- Söyleyecek sözü mü kaldı? / 19.11.2024
- 21. asrın ilk çeyreğini böyle bitiriyoruz / 16.11.2024
- Riyad’da sergilenen riyakârlık / 15.11.2024
- Utanmayı unutmuş bir İslam dünyası / 13.11.2024
- Özlüyoruz / 12.11.2024
- Aç bırakılan halka türlü tiyatrolar dayatılıyor / 08.11.2024
- Bugün soykırımcıya mal satanlar… / 07.11.2024
- Siz varsınız diye… / 05.11.2024
- Gündem değiştikçe hacım seviniyor, niye ki? / 03.11.2024