Vicdanı olanlar, vicdanlı olanlar, kara vicdanlı olmayanlar, yirmi şu kadar yıldır alkışlarıyla ve destekleriyle büyütüp besledikleri iktidarın, yaptıklarından ve yapmadıklarından ötürü elbette derin bir mahcubiyet duyuyorlar.
Ülke kaynaklarının belli kesimlere, asılsız ve usulsüz ihaleler yoluyla peşkeş çekilmesinden ötürü baş gösteren açlık ve sefalet sahneleri, artık herkesin diline düşen; 'bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul' tarzı taksimatlar yüzünde toplumun kılcal damarlarına doğru ilerleyen yoksulluklar, ister istemez hacımın da yüzüne çarpıyor ve ayaklarına dolaşıyor.
Memleketin dört bir köşesinden yükselen çığlıkları, sergilenen sefalet görüntülerini, her tarafı kasıp-kavuran çeteleşmeleri elbette onlar da duyuyorlar ve görüyorlar ve bütün bu olumsuzlukların yegâne müsebbibi olan iktidar partisine desteklerinden ötürü yüzleri kızarıyor.
İstiyorlar ki, hiç bir günün gündemi aynı kalmasın, saat saat değişsin de destekledikleri iktidar partisinin kötülükleri konuşulmasın.
Eski gündemin üstüne gelen her yeni gündemin diğerinden daha fazla yüz kızartıcı olması ise kambur üstüne kambur ekliyor.
Gündem değiştikçe hacım seviniyor çünkü artık dayanılmaz boyutlara ulaşmış olan yoksulluğun ve hazmedilemez rezilliklere baliğ olmuş yolsuzlukların hiç olmazsa belli bir zaman diliminde konuşulmayacağını, unutulacağını zannediyor.
Biraz da iktidar sözcülerinin ve yandaş medyanın marifetiyle saat saat değişmekte olan gündem hacımı ziyadesiyle memnun ediyor çünkü alkışladığı iktidar ve ortaklarının iki yüzlü tavırları biraz olsun gözden ırak olacağını düşünüyor.
Mesela, her fırsatta ve her vesile ile dillerine doladıkları, güya sahip çıktıkları mazlum Filistin meselesinde sergiledikleri iki yüzlü halleri hacımı da aşırı rahatsız ettiği için, her yeni günde; 'bugün bir şey olsa da Gazze konuşulmasa' diye içten içe dua ediyor, çünkü her açıklama, her görüntü iktidarın bu konudaki iki yüzlülüğünü açıkça ortaya koyuyor.
Bir yılı aşkın bir süreden beri Gazze'de devam eden, ardından Lübnan'a da sıçrayan soykırımcı İsrail'in işlediği cinayetler, katlettiği yüz binler ortada iken, daha yeni, daha dün, İzmit ve İstanbul/ Anbarlı limanından basına yansıyan İsrail gemilerini protesto görüntüleri, havaya ateş açarak itirazları susturma teşebbüsleri bir kez daha ispat etti ki, iktidarın bütün söz vermelerine rağmen katil İsrail ile ticaret sonlandırılmamış ve tüm hızıyla devam ediyor.
Şairin; 'Dostun iki yüzlü düşmanın namert' dediği gibi, söylemde, katil İsrail, mel'un İsrail, Uluslararası mahkemelerde hesap vereceksin İsrail, eylemde ise, katil İsrail'in katliamlarını sürdürebilmek için muhtaç olduğu her ne varsa hepsini temin eden ve taşıyan yük gemileri ile destek…
Böyle bir gündem değiştikçe, birazcık vidanı kalmış olan hacım da birazcık rahat nefes alıyor ve tabii bir de yerin altı var, hesap var, mahşer var, mizan var, Mahkeme-i Kübra var…
- Ne mızrak çuvala ne de minare kılıfa sığıyor / 02.11.2024
- Halkın hüznünden beslenen bir zihniyet / 01.11.2024
- Yaz saati inadı ve … / 31.10.2024
- Cumhuriyetin 101. yıl dönümünde ahvalimiz… / 30.10.2024
- İktidarın aşırı rahatlığı rahatsız edici / 29.10.2024
- Yalan yuva yapmış yaldızlısından / 27.10.2024
- Ağlamadınız / 25.10.2024
- ‘Ne kendi etti rahat ne halka verdi huzur Göçtü gitti dünyadan dayansın ehli kubur’ / 23.10.2024
- Gidin işinize bu iş size göre değil / 22.10.2024