logo
19 KASIM 2024

'Yoğun bakım ne kadar doluysa...!


 
Tutuklu sanık hemşire Hakan Doğukan Taşçı, "Yenidoğan çetesi" davasının ilk duruşmasında verdiği ifade de, "Entübasyon işlemini doktorun yapması gerek, ama doktor birimde olmadığı zaman, benim yaptığım oluyordu. Yoğun bakım ne kadar doluysa o kadar çok para kazanıyor hastaneler" dedi.

18.11.2024 23:08:00 / Güncelleme: 18.11.2024 23:18:30
HABER MERKEZİ/AA
'Yoğun bakım ne kadar doluysa...!
'Yoğun bakım ne kadar doluysa...!

İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması, sanıkların savunmasının alınmasına devam edilmek üzere 19 Kasım'a ertelendi.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmada, tutuklu sanık Fırat Sarı'nın da aralarında bulunduğu, 8'i kadın 22 tutuklu sanık, 19 tutuksuz sanık ve tarafların avukatları hazır bulundu. Bazı tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı.

SEGBİS'te yaşanan arızanın giderilmesinin ardından yeniden başlayan duruşmada, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, davada müşteki olmayan bir kısım mağdur ailelerinin avukatları ile bazı sivil toplum kuruluşları ile siyasi partilerin avukatları davaya katılma talebinde bulundu. Duruşma savcısı, katılma taleplerinin suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle reddine kara verilmesini talep etti. Bazı sanıklar katılma talepleriyle ilgili diyecekleri bir şey olmadığını söylerken, bir kısım sanıklar ve avukatları da taleplerin reddedilmesini istedi. Mahkeme heyeti, talepleri değerlendirmek üzere duruşmaya bir süre ara verdi.

Davaya katılma taleplerine toplu ret

Aranın ardından kararını açıklayan heyet, müdahillik talebinde bulunan TBB Başkanı Sağkan, İstanbul Barosu Başkanı Kaboğlu, müşteki olmayan bir kısım mağdur ailelerinin avukatları ile bazı sivil toplum kuruluşları ile siyasi partilerin avukatlarının katılma taleplerini reddetti.
Duruşmada daha sonra sanık savunmaları alınmaya başlandı.

Elebaşı sona bırakıldı

Mahkeme başkanı, örgüt elebaşı olduğu değerlendirilen tutuklu sanık Fırat Sarı'nın savunmasının en son alınacağını bildirdi.
Tutuklu sanıklardan hemşire Hakan Doğukan Taşçı, savunmasında, yaptığı bir-iki işlemi kabul ettiğini ve dürüstçe ifadesini verdiğini belirterek, bazı konularda üzerine atılı suçlamaları reddettiğini söyledi. Taşçı, bilirkişi raporunu kabul etmediğini ifade ederek, davanın bir çok eylemden oluştuğunu, birçok suçlamanın yer aldığını, bazı yanlışlıklar ve usulsüzlükler olduğunu savundu.

Denetimler hemşireleri vuruyor

Hastanelerin hepsinin denetlendiğini fakat denetlemelerin sıkıntısını hemşirelerin çektiğini öne süren Taşçı, şunları kaydetti: "Benim bir kuruş para kazandığım yok. Hastanelerin yüzde 70'inde gece yoğun bakımda doktor durmuyor. Müdahale etsek 'Sen neden müdahale ettin', etmesek 'Nasıl müdahale etmezsin' diyorlar. Hasta sayısının fazla tutulması, daha fazla para kazanılması için Fırat Sarı'ya baskı kuruyorlar. Her hastane sahibi para kazanmak ister. Hastanın kaç gün yatacağına biz karar vermeyiz. Doktor karar verir. Bebeklerin ciğer gelişimi için kullanması gereken bir ilaca SGK 9 bin 500 bin lira ödeme yapıyor. Hastane toplu alırsa 7000 liraya geliyor. Bu ilacı ne kadar fazla kullanırsan SGK'den daha fazla para alıyorsun. İlaçlar fazlaydı. Fırat Sarı ile bunu konuştuk. Bu ilaçların çöpe gideceğine satılması için. O da onay verdi. Hasan Basri topluyordu, bana getiriyordu ben de satışını yapıyordum. Biz bu satma işini 3 kere yaptık. Benim aldığım maksimum komisyon 4-5 bin lira ama Fırat Sarı'nın aldığı 40 bin lira diye biliyorum."
Hakan Doğukan Taşçı, acil durumlarda zaman zaman bebeklere müdahale yaptığını dile getirerek, "Örneğin entübasyon işlemini doktorun yapması gerek, ama doktor birimde olmadığı zaman, benim yaptığım oluyordu. Yoğun bakım ne kadar doluysa o kadar çok para kazanıyor hastaneler" dedi.
Savunmasının alınmasının ardından Taşçı'ya iddianamede yer alan, diğer sanıklarla olan tape kayıtları soruldu.

Maktul siyahi bebek konusu

İddianamede maktul olarak yer alan siyahi bebek Micehelle Nwando Opara'nın hastaneye sevk sürecini anlatan Taşçı, sevk edilmesinin ardından bebeği sanıklardan gece nöbetçisi hemşire Tuğçe Toptemel'e teslim ettiklerini belirtti. Taşçı, sabah saat 07.40 civarında Toptemel'in kendisini aradığını ve çocuğun iyi görünmediğini söylediğini, ancak ifadelerin çelişkili olduğunu, kendisinin çocuğun durumunun kötü olduğunu anlayamadığını ileri sürdü. Daha sonra gündüz bakımı teslim alan hemşirenin kendisini aradığını ve hastanın iyi olmadığını, dudaklarının mosmor olduğunu söylemesi üzerine hastaneye gittiğini kaydeden Taşçı, gittiğinde hastayı kontrol ettiğini ve 10 saniye içinde ölmüş olduğunu anladığını aktardı.
Taşçı, hastaya dokunduğu zaman aşırı hipotermide olduğunu kaydederek, "Şaşkınlığım o. Artık çocuk ölmüş, buz gibi olmuş. Bunu hemşirenin anlaması gerekiyor" savunmasını yaptı. Yaklaşık 10 saat süren duruşma, diğer sanıkların savunmalarının alınması için 19 Kasım'a ertelendi.


Sağkan'dan açıklama

Davada verilen arada adliye önünde basın açıklaması yapan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Sağkan, birçok şehirden baronun başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin duruşmaya geldiğini, davaya gelemeyen çok sayıda baronun ise katılma dilekçelerini UYAP üzerinden mahkemeye gönderdiklerini belirtti.
Sağkan, bugün çocukların yaşam hakkının söz konusu olduğu bir dava dosyasında, TBB'nin ve baroların katılma taleplerinin kabul edilerek daha etkin, daha şeffaf bir yargılama sürecinin hayata geçirilmesi suretiyle istisnasız tüm sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması için burada olduklarını dile getirdi.
Baroların katılma talebinin kabulünün ne kadar önemli olduğunu ısrarla ve hukuki gerekçelerle vurgulasalar da mahkemenin verdiği kararla bu talebin reddedildiğini aktaran Sağkan, "Bu bizim açımızdan mücadeleyi burada bırakmak anlamına gelmiyor. Bizler aynı zamanda gözlemci olarak bu yargılamayı takip etmeye devam edeceğimiz gibi aynı zamanda mağdur ve müşteki ailelerin avukatlarına da hukuki ve teknik destek vererek, süreçte maddi gerçeğe ulaşılması noktasında hepimizi tatmin edecek bir kararın çıkması için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz" ifadesini kullandı. İstanbul Barosu Başkanı Kaboğlu ise davaya katılma taleplerinin reddedildiğini anımsatarak, İstanbul Barosu olarak, İstanbul'da görev yapan bir baro olarak Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi'nin bakmakta olduğu bir davaya katılım taleplerinin kabul edilmesinin çok daha önemli olacağını vurguladı.

İddianamede neler var?

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı'nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtiliyor.
İddianamede, suç örgütünün esas amacının, işletmesini devir aldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor.
Sanıklar tarafından hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK'den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor. Bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı aktarılan iddianamede, karın çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor.
Esas amacın, bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil, maddi açıdan en fazla kazanç elde edilmesi olduğu iddianamede vurgulanıyor.

Ceza istemleri

İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Sanık Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis isteniyor.
Diğer sanıklar hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.
İddianamede, "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor. Soruşturma kapsamında İstanbul'da 9, Tekirdağ Çorlu'da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti. Öte yandan yenidoğan çetesine ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E'yi makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanmıştı.

Yaralılar var
Hizbullah, İsrail'in kalbini vurdu
Milyarlarca insanın hayatı tehlikede
İklim raydan çıkmak üzere
48 saatte 300 saldırı
İsrail, Lübnan'ı da yok ediyor
Prof. Dr. Kara'dan net tespit
İşte Türkiye ekonomisinde en büyük sorun
File Market startı verdi
Marketlerden poşet kurnazlığı
Gazze'de can kaybı 44 bine yaklaştı
İsrail soykırıma devam ediyor
Eski tip sürücü belgelerinin yenilenme süresi uzatıldı
Son tarih 31 Temmuz 2025
Eskişehir'de yolcu otobüsü, yoldan çıkarak devrildi
1 kişi öldü, 41 kişi yaralandı
AB'nin anlaşması Fransız çiftçileri sokağa döktü
Çiftçiler Paris yakınlarına ulaştı
Yenidoğan çetesi hakim karşısında
47 sanığın yargılanmasına başlandı
176,4 milyar dolar
İşte Türkiye'nin kısa vadeli dış borcu
Cumhurbaşkanı Erdoğan Brezilya'da
Erdoğan ile Silva bir araya geldi
Çorum'da dehşet gecesi
Eşinden boşanan kadın evi ateşe verdi: 1'i çocuk 2 ölü
Laiklikle ilgili sözleri nedeniyle
CHP'den Tekin hakkında suç duyurusu
İstanbul Valisi Gül uyardı
Havai fişek atanlara 232 bin 264 TL ceza
Yaralılar var
Hizbullah, İsrail'in kalbini vurdu
Milyarlarca insanın hayatı tehlikede
İklim raydan çıkmak üzere
Yılın davasında şok eden ifade
'Yoğun bakım ne kadar doluysa...!
48 saatte 300 saldırı
İsrail, Lübnan'ı da yok ediyor
Prof. Dr. Kara'dan net tespit
İşte Türkiye ekonomisinde en büyük sorun
File Market startı verdi
Marketlerden poşet kurnazlığı
Gazze'de can kaybı 44 bine yaklaştı
İsrail soykırıma devam ediyor
Eski tip sürücü belgelerinin yenilenme süresi uzatıldı
Son tarih 31 Temmuz 2025
Eskişehir'de yolcu otobüsü, yoldan çıkarak devrildi
1 kişi öldü, 41 kişi yaralandı
AB'nin anlaşması Fransız çiftçileri sokağa döktü
Çiftçiler Paris yakınlarına ulaştı
Yenidoğan çetesi hakim karşısında
47 sanığın yargılanmasına başlandı
176,4 milyar dolar
İşte Türkiye'nin kısa vadeli dış borcu
Cumhurbaşkanı Erdoğan Brezilya'da
Erdoğan ile Silva bir araya geldi
Çorum'da dehşet gecesi
Eşinden boşanan kadın evi ateşe verdi: 1'i çocuk 2 ölü
Laiklikle ilgili sözleri nedeniyle
CHP'den Tekin hakkında suç duyurusu
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.