ABD’nin ‘balistik füze’ kararı ne anlama geliyor?
ABD'de 5 Kasım'da gerçekleşen başkanlık seçimlerinde Trump'ın zaferini ilan etmesi sonrası, Rusya-Ukrayna savaşının ateşini artıracak çok önemli bir gelişme yaşandı. Seçimlerde mağlup olan Biden yönetimi, uzun menzilli Amerikan füzeleri kullanmak için Ukrayna'ya gerekli izni verdi.
Bu gelişmenin "Savaşları bitireceğim, yeni savaş başlatmayacağım" diyerek seçimleri kazanan Trump'ın başkanlık koltuğuna oturmadan hemen önce yaşanması dikkat çekti.
Acaba ABD'de birileri, Rusya ve Ukrayna arasında bir barışın sağlanmasını istemeyip, savaşın artarak devam etmesini mi istiyor sorusunu akıllara getirdi.
Öyle ki, böyle bir izin sonrası Ukrayna ABD füzelerini Rusya topraklarını hedef alarak kullanırsa, bu durumda savaş sadece Rusya ile Ukrayna arasında kalmaz.
Bölgesel savaşın bir dünya savaşına evrilmesi gayet mümkün.
Haberi tekrar hatırlatalım. New York Times gazetesinin konuya yakın üç kaynağa dayandırdığı habere göre ABD, Ukrayna'nın uzun menzilli füze kullanma talebini kabul etti. Ukrayna'nın önümüzdeki günlerde Rusya'nın derinliklerine yönelik uzun menzilli füze saldırısı gerçekleştirmeye hazırlandığı öne sürüldü.
Ukrayna'nın ilk derin saldırılarını 300 kilometre menzilli ATACMS roketlerini kullanarak gerçekleştireceği tahmin ediliyor. Ülkeye Amerikan yapımı uzun menzilli ATACMS taktik füze sistemleri konuşlandırılacak. ATACMS (Army Tactical Missile System), bir taktik balistik füze sistemi. Bu sistem, kara kuvvetleri tarafından düşman hedeflerini yüksek hassasiyetle vurma amacıyla kullanılıyor.
Anlaşılıyor ki, Biden yönetimi, Ukrayna'ya verdiği uzun menzilli balistik füzelerin Rusya topraklarında kullanımına onay vermek için 5 Kasım seçimlerini bekliyormuş.
Eğer Demokratların adayı Kamala Harris kazanmış olsaydı, muhtemelen bu onayı vermeyecekti ama Trump "Savaşları bitireceğim" vaatleriyle seçimleri kazanınca Trump'ın kucağına, tabiri caizse, pimi çekilmiş bir bomba bırakılıyor.
Ukrayna lideri Zelenski, epey zamandır ABD yönetiminden ve diğer Avrupa ülkelerinden bunun onayını almaya çalışıyordu. Şimdi bu onayı aldı ve Trump'ın 20 Ocak'ta başkanlık koltuğuna oturmasına daha 2 ay zaman var. Bu, füzelerin kullanılması ve savaşın genişleyerek büyümesi için oldukça uzun bir zaman.
Bu zaman zarfında, geri dönülmesi çok zor olan birçok şey yaşanabilir.
Bazı ABD'li yetkililer, bu hamlenin Rus güçlerinin ilerleme kaydettiği bir dönemde Ukrayna'ya yardımcı olabileceğini ve ateşkes görüşmeleri gerçekleşirse Kiev'i daha iyi bir müzakere pozisyonuna getirebileceğini belirtiyor. Ama gözden kaçırdıkları bir husus var, Rusya Ukrayna'yı zaten vuruyor ama böyle bir onayın verilmesi durumunda, onayı veren ülkelerin de hedef olacağını vurguluyor.
ABD'nin bu tehlikeli hamlesine karşı Rusya'nın hamlesi, olayın çok daha büyük felaketlere yol açabileceğini gösteriyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkesinin balistik füze saldırılarına uğraması halinde, buna nükleer silahla yanıt verilmesine olanak veren doktrini onayladı. Putin'in imzaladığı kararnameye göre, Rusya'nın nükleer silahların kullanım koşullarının belirlenmesine ilişkin şartlarda bazı güncellemeler yapıldı.
Yeni doktrinde, bir ülkenin, nükleer silah sahibi başka bir ülke desteğiyle Rusya topraklarına balistik füze saldırısı yapması durumunda Rusya'nın nükleer yanıt vermesine olanak verilirken insansız hava araçları veya savaş uçaklarıyla yapılan saldırılar da bu kapsama alındı.
Rusya'ya "bir ittifak üyesi tarafından saldırganlık yapılması" da yine nükleer yanıt verilebilecek bir gelişme şeklinde tanımlanırken söz konusu ülkenin bağlı olduğu tüm ittifak üyeleri da olası saldırganlığın tarafı sayılacak.
Bu husus da çok önemli. Şu anda Ukrayna bir NATO ittifakı üyesi değil ama örneğin Polonya NATO üyesi. Eğer Polonya topraklarından Rusya topraklarına bir saldırı olursa, bu durumda Rusya NATO ittifakı olan tüm ülkeleri sorumlu tutacak.
Türkiye'nin de bir NATO üyesi olduğunu unutmayalım. Yaşanan bu tehlikeli gelişmeler bizleri de oldukça yakından ilgilendiriyor.
Bu arada, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, ABD'nin bu kararına destek verirken, Almanya temkinli olmayı tercih etti. Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius Alman Hükümetinin, Ukrayna'ya uzun menzilli kruz füze tedarik etme niyetinde olmadığını bildirdi. Pistorius Alman ordusunun bunun yerine, yapay zeka destekli pilotaj kullanan 4 bin drone sağlamayı planladığını belirtti.
Rusya'nın yeni nükleer doktrininde İHA'ların da doktrin kapsamına alınması, sağlanan bu dronların Rusya topraklarında kullanılması durumunda Almanya'yı da hedef haline getiriyor.
Süreç çok tehlikeli işliyor, Türkiye olarak mümkün olduğu kadar gerilimlerden uzak durmalı, asla bu savaşın bir parçası olmamalı ve her türlü olasılıklara karşı da hazırlıklı olmalıyız.
- Sıkıştıkça laikliğe saldırıyorlar! / 19.11.2024
- Daron Acemoğlu’nun zamanlaması manidar! / 16.11.2024
- Kötü ekonomi, ölümcül sonuçlar doğuruyor / 15.11.2024
- İşsiz, çalışan ve emekli, hepsi mağdur / 13.11.2024
- Beklenen enflasyona göre belirlemek büyük adaletsizlik! / 12.11.2024
- Atatürk, son anlarında çokça 'Allah' demiştir / 09.11.2024
- Trump’ın dönüşü, dünyayı ve Türkiye’yi nasıl etkiler? / 08.11.2024
- Barış süreci dediler yine kavga getirdiler / 06.11.2024
- ‘Alırken kepçeyle verirken kaşıkla’ / 05.11.2024