Kilis; Kahramanmaraş'taki etkinliklerimizden sonra, Türkiye Brezilya maçını Gaziantep'te izleyebilmek ve Kilis'e gitmek için uygun bir saatte yola çıktık.
Gaziantep'e vardığımızda maç başlayalı 20 dakika olmuştu. Hiç de görmeye alışkın olmadığımız bir manzara ile karşılaşmıştık. Caddeler, sokaklar boşalmıştı; görebildiğimiz tek tük insanlar ve arabalardı. Gaziantepli büyük bir hevesle ekranının başına kilitlenmişti. Maçın başlamasına yakın, telefon açtığım arkadaşlar da tamamen maça konsantre olmuşlardı; maç saatinde Türkiye'nin nabzı bir atıyordu. Türk milli takımına antrenörü ile, futbolcusu ile; inançla ve gayretle verdikleri bu mücadele için ne kadar teşekkür etsek azdır.
Dünya kupasındaki ortaya çıkan bu tablo millet olma vasfımızı ve milli başarılara ne kadar önem verdiğimizi göstermiştir. Milletimiz, ortaya koyduğu ortak tavırla kendine ait değerlere ve milli duruşa verdiği önemi de kendi diliyle ifade etmiştir.
Maçın bitiminden sonra Kilis'e doğru yol almaya başladık. Kilis serhat vilayetimiz. Kilis, Mercidabık gibi tarihimizde önemli zaferlerin kazanıldığı ecdad yadigarımız. Aynı zamanda Atatürk' ün "Ayak bastığım ilk Türk toprağında gördüğüm bu uyanıklığa hayran kaldım. Var olun Aziz Kilisliler'' övgüsünün de muhatabı. Kilis tarihi boyunca özellikle mantık sahasında ilim ve irfan yuvası olmuş, büyük ilim adamları yetiştirmiştir. Binaenaleyh Kilislinin hadiseler karşısında ortaya koyduğu tavır ülkenin nabzını göstermesi açısından da önemlidir.
Kilis öteden beri ticarette de başarılı olmuş. Özellikle geçmiş yıllarda bir açık pazar gibi ticaret yapılırdı. Ancak resmi anlamda serbest pazar olamayınca Kilisli tüccarın çoğu göç etmişti.
Son yıllarda ise organize sanayi bölgesinin kurulmaya başlamasıyla hem tarım teşvik edilmiş, hem istihdam sağlanmış, hem de Kilis'te sanayi, organize olmaya başlamıştı. Heyhat ki, hükümetlerin kötü idaresi, IMF'nin ülkemiz üzerindeki yaptırımları, yaşanan krizler Kilislinin de belini bükmüş. Görüştüğümüz işadamları Kilis'te çiftçiliğin kar getirmediğini, tarım ürünleri para etmediği için artık ekimden nerdeyse vazgeçildiğini, çiftçinin sattığı ürün ile maliyetini bile karşılayamadığını ifade ediyorlar. İfade ettiklerine göre 5 kg buğday ile 1 lt. mazot alamıyorlar. Çiftçi perişan, bitmiş ve mahvolmuş diyorlar. Tüketicide para kalmadığı için talep olmadığını; arz-talep dengesinin de bozulduğunu ifade ediyorlar. Kilis'te yaşanan tablo tipik bir 'stagflasyon'. Yani çöküşün bir adım öncesi. Yıllardan beri Prof. Dr. Haydar Baş beyin ısrarla altını çizdiği tehlikeli tablo Kiliste net olarak gözleniyor.
Kilisli 1 aydan geleceğe ümitle bakmaya başlamış. Bağımsız Türkiye Partisinin Kapalı Spor Salonunda yaptığı tanıtım ve katılım gecesinde Prof. Dr. Haydar Baş beyle bizzat tanışmış ve Milli Ekonomik Modelden haberdar olmuşlar.
Üstelik Prof. Dr. Haydar Baş bey Kilislilere de mektup göndererek tarım politikası hakkında bilgi vermiş. Kilisli adeta bu mektubu ezberlemiş. Bakın bir iki tanesini ifade edeyim.
·Tarım kesimine proje mukabili %0 faizli kredi verilecek, vergi alınmayacaktır.
·Çiftçi ürün alma garantisiyle en az %50 avansla doğrudan desteklenecektir.
·Kuraklık, don, sel gibi doğal afetlere karşı "ürün sigorta" sistemi getirilerek, çiftçilerin riskleri azaltılacaktır.
Görüştüğümüz insanlar bize Prof. Dr. Haydar Baş beye olan inanç, sevgi ve bağlılıklarını dile getirdiler. Dinlediklerimden bir tanesini burada ifade edeyim. Dilencinin bir tanesi esnaftan birinin dükkanına geliyor ve para istiyor. Dükkan sahibi kusura bakma diyor bugün siftah etmedik, işlerimiz bozuk diyor. Dilenci veriyor 'merak etme diyor, Haydar hoca başbakan oluyor. O geldiği zaman herkes çok para kazanacak, sizde o zaman bana para verirsiniz' diyor.
Kilislide büyük bir umut içerisinde milli duruşun iktidar olacağı günler için gün sayıyor.
Gaziantep'e vardığımızda maç başlayalı 20 dakika olmuştu. Hiç de görmeye alışkın olmadığımız bir manzara ile karşılaşmıştık. Caddeler, sokaklar boşalmıştı; görebildiğimiz tek tük insanlar ve arabalardı. Gaziantepli büyük bir hevesle ekranının başına kilitlenmişti. Maçın başlamasına yakın, telefon açtığım arkadaşlar da tamamen maça konsantre olmuşlardı; maç saatinde Türkiye'nin nabzı bir atıyordu. Türk milli takımına antrenörü ile, futbolcusu ile; inançla ve gayretle verdikleri bu mücadele için ne kadar teşekkür etsek azdır.
Dünya kupasındaki ortaya çıkan bu tablo millet olma vasfımızı ve milli başarılara ne kadar önem verdiğimizi göstermiştir. Milletimiz, ortaya koyduğu ortak tavırla kendine ait değerlere ve milli duruşa verdiği önemi de kendi diliyle ifade etmiştir.
Maçın bitiminden sonra Kilis'e doğru yol almaya başladık. Kilis serhat vilayetimiz. Kilis, Mercidabık gibi tarihimizde önemli zaferlerin kazanıldığı ecdad yadigarımız. Aynı zamanda Atatürk' ün "Ayak bastığım ilk Türk toprağında gördüğüm bu uyanıklığa hayran kaldım. Var olun Aziz Kilisliler'' övgüsünün de muhatabı. Kilis tarihi boyunca özellikle mantık sahasında ilim ve irfan yuvası olmuş, büyük ilim adamları yetiştirmiştir. Binaenaleyh Kilislinin hadiseler karşısında ortaya koyduğu tavır ülkenin nabzını göstermesi açısından da önemlidir.
Kilis öteden beri ticarette de başarılı olmuş. Özellikle geçmiş yıllarda bir açık pazar gibi ticaret yapılırdı. Ancak resmi anlamda serbest pazar olamayınca Kilisli tüccarın çoğu göç etmişti.
Son yıllarda ise organize sanayi bölgesinin kurulmaya başlamasıyla hem tarım teşvik edilmiş, hem istihdam sağlanmış, hem de Kilis'te sanayi, organize olmaya başlamıştı. Heyhat ki, hükümetlerin kötü idaresi, IMF'nin ülkemiz üzerindeki yaptırımları, yaşanan krizler Kilislinin de belini bükmüş. Görüştüğümüz işadamları Kilis'te çiftçiliğin kar getirmediğini, tarım ürünleri para etmediği için artık ekimden nerdeyse vazgeçildiğini, çiftçinin sattığı ürün ile maliyetini bile karşılayamadığını ifade ediyorlar. İfade ettiklerine göre 5 kg buğday ile 1 lt. mazot alamıyorlar. Çiftçi perişan, bitmiş ve mahvolmuş diyorlar. Tüketicide para kalmadığı için talep olmadığını; arz-talep dengesinin de bozulduğunu ifade ediyorlar. Kilis'te yaşanan tablo tipik bir 'stagflasyon'. Yani çöküşün bir adım öncesi. Yıllardan beri Prof. Dr. Haydar Baş beyin ısrarla altını çizdiği tehlikeli tablo Kiliste net olarak gözleniyor.
Kilisli 1 aydan geleceğe ümitle bakmaya başlamış. Bağımsız Türkiye Partisinin Kapalı Spor Salonunda yaptığı tanıtım ve katılım gecesinde Prof. Dr. Haydar Baş beyle bizzat tanışmış ve Milli Ekonomik Modelden haberdar olmuşlar.
Üstelik Prof. Dr. Haydar Baş bey Kilislilere de mektup göndererek tarım politikası hakkında bilgi vermiş. Kilisli adeta bu mektubu ezberlemiş. Bakın bir iki tanesini ifade edeyim.
·Tarım kesimine proje mukabili %0 faizli kredi verilecek, vergi alınmayacaktır.
·Çiftçi ürün alma garantisiyle en az %50 avansla doğrudan desteklenecektir.
·Kuraklık, don, sel gibi doğal afetlere karşı "ürün sigorta" sistemi getirilerek, çiftçilerin riskleri azaltılacaktır.
Görüştüğümüz insanlar bize Prof. Dr. Haydar Baş beye olan inanç, sevgi ve bağlılıklarını dile getirdiler. Dinlediklerimden bir tanesini burada ifade edeyim. Dilencinin bir tanesi esnaftan birinin dükkanına geliyor ve para istiyor. Dükkan sahibi kusura bakma diyor bugün siftah etmedik, işlerimiz bozuk diyor. Dilenci veriyor 'merak etme diyor, Haydar hoca başbakan oluyor. O geldiği zaman herkes çok para kazanacak, sizde o zaman bana para verirsiniz' diyor.
Kilislide büyük bir umut içerisinde milli duruşun iktidar olacağı günler için gün sayıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Ekonomik buhrana karşı çözümümüz var / 09.04.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025
- Bozduğun kantar seni de tartacak / 23.03.2025
- Adaletin zarfı ve mazrufu: İmamoğlu olayı üzerine bir toplumsal okuma / 22.03.2025
- ABD açıktan İran’ı hedef olarak gösterdi / 20.03.2025
- Dünya ateş çemberinde: Türkiye’nin stratejisi ne olmalı? / 10.03.2025
- Wilson’dan İmralı’ya: Türkiye’yi bölme planı mı devrede? / 04.03.2025
- Oruç, ilahi bir emir ve bilimsel bir şifadır / 03.03.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025
- Bozduğun kantar seni de tartacak / 23.03.2025
- Adaletin zarfı ve mazrufu: İmamoğlu olayı üzerine bir toplumsal okuma / 22.03.2025
- ABD açıktan İran’ı hedef olarak gösterdi / 20.03.2025
- Dünya ateş çemberinde: Türkiye’nin stratejisi ne olmalı? / 10.03.2025
- Wilson’dan İmralı’ya: Türkiye’yi bölme planı mı devrede? / 04.03.2025
- Oruç, ilahi bir emir ve bilimsel bir şifadır / 03.03.2025