logo
03 MART 2025

Oruç, ilahi bir emir ve bilimsel bir şifadır

03.03.2025 00:00:00

11 ayın sultanı Ramazan ayına erişmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Ramazan denince ilk akla gelen oruç ibadetidir. Oruç sadece aç kalmak değildir aynı zamanda bedensel, ruhsal ve toplumsal bir arınma sürecidir. Oruç ibadeti, sahuruyla, iftarıyla, sadakasıyla, zekâtıyla son derece kapsayıcı bir ibadettir. Ramazan, insanların birbirleriyle iletişiminin ve hoşgörüsünün zirveye ulaştığı bir aydır. Oruç tutan insan daha sabırlı, daha sakin, daha hoşgörülü hale gelir. Bu da aile ilişkilerine, iş hayatına ve genel olarak toplumsal huzura doğrudan yansır. Oruç, sadece bireyin değil, toplumun da huzur ve güvenliğini artıran bir etkendir. Veriler gösteriyor ki, Ramazan ayında suç oranları düşmekte, bazı hastalıkların görülme sıklığında azalma olmaktadır. Oruç, sadece bireysel sağlık açısından değil, toplumsal sağlığın korunması açısından da önemli bir ibadet iklimidir. Günümüzde oruç ve sağlık ilişkisi üzerine yapılan akademik çalışmalar giderek artıyor. Hem yerli hem yabancı literatürde, orucun hücresel düzeydeki etkileri üzerine pek çok araştırma bulunuyor. Artık, sadece genel sağlık etkileri değil, moleküler düzeyde de çalışmalar yapılıyor. 


Bakın oruç ile neler elde ediliyor bunlara örnek verelim. 


 


Oruç ve detoks


 


Günlük yaşantımızda, metabolik süreçler sonucunda vücudumuzda toksik maddeler birikir. Bu maddeler zamanla organlara zarar verir, bağışıklık sistemini zayıflatır ve kronik hastalık riskini artırır. İşte bu noktada oruç, vücudu toksinlerden arındıran doğal bir detoks sürecini başlatır. Son yıllarda, "detoks" kelimesi medyada sıkça duyduğumuz bir kavram haline geldi. Oruç sırasında sindirim sistemi dinlenmeye geçer, vücut enerji tüketimini düzenler ve biriken toksinleri temizlemeye başlar. Bu süreç, karaciğer, böbrekler ve lenf sistemi üzerinden toksik maddelerin atılmasını hızlandırır. Düzenli oruç tutan bireylerde, bu toksinlerin vücuttan daha etkin atıldığı gözlemlenmiştir. Oruç, vücudun kendini arındırmasına, bağışıklık sisteminin güçlenmesine ve uzun vadede hastalıklardan korunmasına katkı sağlar. 


 


Oruç ve hücresel yenilenme


 


Oruç, sadece toksinleri atmakla kalmaz, aynı zamanda hücresel düzeyde kendini yenileme sürecini de başlatır. Bakın bu nasıl gerçekleşir? İnsan vücudu, açlık süresi belirli bir noktaya ulaştığında, yaşlanmış ve hasar görmüş hücreleri temizleme sürecine girer. Bu sürece "otofaji" denir ve 2016 yılında Japon bilim insanı Yoshinori Ohsumi bu mekanizmayı keşfederek Nobel Ödülü kazanmıştır. Otofaji, vücudun yaşlanmış ve işlevini kaybetmiş hücreleri yok ederek, onların yapı taşlarını geri dönüştürmesini sağlayan bir süreçtir. Otofaji, kanser gibi kontrolsüz hücre bölünmesine yol açan anormal hücrelerin ortadan kaldırılmasında da önemli bir rol oynar. Yani oruç, bağışıklık sisteminin kanserli hücreleri tanıma ve yok etme yeteneğini artırır. Bu açıdan bakıldığında, oruç sadece ibadet yönüyle değil, biyolojik olarak da vücudun en güçlü yenilenme süreçlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. 


 


Oruç ve kalp sağlığı


 


Oruç, kalp ve damar sağlığı üzerinde de olumlu etkiler gösterir. Oruç sırasında kötü kolesterol (LDL) seviyeleri düşerken, iyi kolesterol (HDL) seviyeleri artar. Damar sertliğini önleyerek, kalp hastalıkları riskini azaltır. Oruç sırasında insülin seviyeleri düştüğü için, diyabet ve insülin direnci riskleri azalır. Kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olur. Yani, oruç sadece kilo kontrolü sağlamakla kalmaz, kalp sağlığını koruyan doğal bir mekanizma da oluşturur. 


 


Oruç ve Alzheimer: Beyin sağlığı üzerindeki etkisi 


 


Oruç, sadece bedeni değil, bağışıklık sistemini ve beyin sağlığını da olumlu yönde etkileyen güçlü bir süreçtir. Günümüzde yapılan araştırmalar, oruç sırasında bağışıklık sisteminin kendini yenilediğini, iltihaplanmayı (enflamasyonu) azalttığını ve nörolojik hastalıklara karşı koruyucu etki sağladığını göstermektedir. Alzheimer hastalığı, beynin hafıza ve öğrenme yeteneğini kaybetmesiyle karakterize edilen, günümüzde giderek yaygınlaşan bir hastalıktır. Bu hastalıkta, beyin yeni bilgileri kaydedemez, kişi geçmişte yaşadığı anılara bağlı kalır, ancak yeni olayları hatırlayamaz. Bunu şöyle düşünelim: Normal bir insanın zihni günlük aktivitelerini, konuşmaları hafızasına kaydeder. Beynimiz aynı zamanda bir navigatör uygulaması gibi de çalışır. Ancak Alzheimer hastalarında bu kayıt mekanizması bozulur, yeni bilgiler de işlenemez. Oruç sırasında Beyin Kaynaklı Nörotrofik Faktör (BDNF) üretimi artar. BDNF, beyin hücrelerinin büyümesini ve onarımını destekleyen önemli bir proteindir. Bu mekanizma, hafızayı güçlendirir ve Alzheimer gibi hastalıklara karşı koruma sağlar. Oruç sırasında yeni beyin hücrelerinin üretimi teşvik edilir. Bu, bilişsel fonksiyonları geliştirir ve yaşlanmaya bağlı hafıza kaybını önleyebilir. 


 


Toksik proteinler temizlenir


 


Alzheimer hastalığında, beyinde beta-amiloid plakları birikir ve sinir hücrelerine zarar verir. Oruç sırasında otofaji süreci aktive olur, bu zararlı proteinler temizlenir ve beyin sağlığı korunur. Bu nedenle, düzenli oruç tutmanın, beyin yaşlanmasını geciktirdiği ve Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıklara karşı koruyucu bir etkiye sahip olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. 


Prof. Dr. Haydar Baş hocamız umre ziyaretlerinde şahit olduğumuz kardeşlik ruhundan da bahsetmek isterim.

Ramazan umrelerinde Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevî çevresine naylon örtüler serilir. Hurma, zemzem ve çeşitli yemekler hazırlanır, tüm Müslümanlar davet edilir. Davet etmek için ne bir dile ne bir davetiyeye gerek vardır. "Gönül dili" burada devreye girer. İftar vakti yaklaştıkça, dünyanın dört bir yanından gelen insanlar, aynı sofrada yan yana oturur, kardeşlik ve birlik ruhu içinde oruçlarını açar. Sofrada oturanlar, hangi ülkeden, hangi milletten olduklarına bakmaksızın, sanki kırk yıllık dost gibi birbirlerine gülümser. İşte Ramazan'ın ve orucun asıl ruhu burada ortaya çıkar: Kardeşlik, paylaşma ve birliktelik. 


Oruç, sadece aç kalmak değil, bedenin ve ruhun kendini yeniden inşa ettiği bir süreçtir. Oruç, insanın biyolojik ritmiyle tamamen uyumlu bir süreçtir. Güneş takvimine göre sahur ve iftar saatlerinin değişmesi, insan organizmasını mevsimsel değişimlere uyarlayan doğal bir sistem oluşturur.

İnsanın günlük biyolojik ritmi, gece ve gündüze göre şekillenir. Oruç, bu doğal ritme uyum sağlayarak bedeni dengeler. Biz orucu, Allah'ın emri olduğu için tutuyoruz. Bu ibadetin mükâfatını ahirette alacağımıza inanıyor ve bu bilinçle hareket ediyoruz. O yüzden, oruç sadece bireysel bir ibadet değil, bizi birleştiren, bizi güçlendiren ve bizi kardeş kılan bir rahmet kapısıdır. Ne mutlu bu sofrada yeri olanlara, ne mutlu bu birlikteliği yaşatanlara!


 

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
İstanbul'da aile katliamı
3'ü çocuk 5 ölü
Çin'in en büyük siyasi etkinliği başlıyor
İç tüketimi teşvik gündemde
İş insanı İnan Kıraç hakkında
Geçici vasi atandı
AB'ye iltica başvuruları geriledi
En çok başvuru Almanya'ya
Beykoz Belediye Başkanı hakkında
Savcılık tutuklanmasını istedi
Çığ felaketinde arama-kurtarma operasyonu sonlandırıldı
46 işçi kurtarıldı, 8 kişinin ise cansız bedenine ulaşıldı
Hani ateşkes ramazan boyunca sürecekti!
İsrail, Han Yunus'a saldırdı
Beşiktaş 122 yaşında
İlk Türk spor kulübü
Barajlarda bereketlendi
İstanbul'da barajların doluluk oranları sevindirdi
Fiyatı en çok artan ve azalan ürünler açıklandı
Kış ortasında en çok artan ürün dikkat çekti
ENAG'a göre yıllık enflasyon yüzde 79.51
TÜİK ile ENAG farkı 40 puanı aştı
Yıllık yüzde 39,05!
TÜİK enflasyonu açıkladı
Çiftçi destekleri zamlar karşısında eridi
Gübre zamları verilecek desteği geçti
Dolar/TL'de yeni hedef 37 lira mı?
Kritik seviye aşıldı
İstanbul'da aile katliamı
3'ü çocuk 5 ölü
Çin'in en büyük siyasi etkinliği başlıyor
İç tüketimi teşvik gündemde
İş insanı İnan Kıraç hakkında
Geçici vasi atandı
AB'ye iltica başvuruları geriledi
En çok başvuru Almanya'ya
Beykoz Belediye Başkanı hakkında
Savcılık tutuklanmasını istedi
Çığ felaketinde arama-kurtarma operasyonu sonlandırıldı
46 işçi kurtarıldı, 8 kişinin ise cansız bedenine ulaşıldı
Hani ateşkes ramazan boyunca sürecekti!
İsrail, Han Yunus'a saldırdı
Beşiktaş 122 yaşında
İlk Türk spor kulübü
Barajlarda bereketlendi
İstanbul'da barajların doluluk oranları sevindirdi
Fiyatı en çok artan ve azalan ürünler açıklandı
Kış ortasında en çok artan ürün dikkat çekti
ENAG'a göre yıllık enflasyon yüzde 79.51
TÜİK ile ENAG farkı 40 puanı aştı
Yıllık yüzde 39,05!
TÜİK enflasyonu açıkladı
Çiftçi destekleri zamlar karşısında eridi
Gübre zamları verilecek desteği geçti
Dolar/TL'de yeni hedef 37 lira mı?
Kritik seviye aşıldı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.