Düşmanlığın, düşmana merhamet diye sunulduğu günlerden geçiyoruz.
Bir soruyla başlayalım:
Batı, bizim için herhangi bir hayır dileğinde bulunur mu?
Cevabı açık:
Batı, bize hayra olan bir şeyi rüyasında görse, adını "kabus" koyar.
Daha yaklaşık bir insan ömrü kadar evvelinde asker çizmesiyle, asker üniformasıyla, asker silahıyla ama terörist bir ruhla ülkemizi işgal hatta ilhak etmeye gelmiş olan ülkelerin şu an bize iyilik diliyor olduğunu düşünmek, kurbandan evvel koyunun kesileceği bıçağı yalamasından başka bir şey değildir.
Peki, başka bir soru:
15 milyon verip kilise restore etmek, bunun açılışında inanç hürriyetinden bahsetmek ne anlama gelir?
Meselenin, inanç özgürlüğü meselesi olmadığı çok açık. İnanç özgürlüğü inançlara özgürlük tanımak, engel olmamak demek. Ama bu yapılan, bir Hıristiyan sembolüne milletin kendine hizmet için verdiği milyonları harcama meselesi diyerek kızıp bırakabileceğimiz bir mesele bile değil. Ötesinde, milletin düşmanı olan bir kültürü içimizde geliştirme meselesi.
Halihazırda Batı'da camiler, vatandaşın topladığı paralarla kendi cebinden yaptırılıyorken, bazı Batılı ülkelerde minare yasağı tartışması zaman zaman ortaya atılıyorken, biz 15 milyonu aşkın bir para vererek neden kilise açmaktayız?
FETÖ elebaşı bu tabloyu seyrettikçe kıs kıs gülüyordur emin olun.
Bizim bir teklifimiz var:
Kilise açmayın, cemevi açın!
Hıristiyan emperyalizmin koynuna girmek, bizi kurtarmayacak!
Bizi, Türkiye'de Alevi-Sünni ve İslam coğrafyasında Şii-Sünni kardeşliği kurtaracak. Bunun başka bir yolu yok.
Hem Müslüman bir ülkede Müslümanların ibadethanesini ibadethane statüsüne koymayacaksın, hem de kalkıp inanç özgürlüğünden bahsedeceksin!
FETÖ de, Hıristiyan ve Yahudi dostu ama Müslüman olan Alevi düşmanlığındaydı.
Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Bu çok açık. Ya ajan? Ajan, ajanı olduğu toplumların kardeşi ve sesi... Bu yüzden FETÖ en başından beri bir Hıristiyanlaşmaktan ibaretti, bir Yahudileşmekten ibaretti.
Bunun sebebiyse, dünyayı rahat sömürmek, topraklarımıza rahatça konmak isteyen emperyalizmin yüz yıl önce Atatürk önderliğinde yediği inanç tokatını bir daha yememe isteğidir.
Hedef şu: Biz Hıristiyanlığa aşık olurken, bize Hıristiyanlıkla namlu doğrulacak. Bizden istenense, o namluyu tutanın inancına aşık olduğumuz için o namluyu öpmemiz, öptüğümüz namluyla vurulmamızdır.
İşte bunun adı kültür emperyalizmidir ve FETÖ en başından beri bu yüzden tehlikeliydi...
Prof. Dr. Haydar Baş'ın FETÖ'de 1998'de fark ettiği de bir kültür emperyalizminin uzantısı olma vasfıydı. Bu yüzden Haydar Baş Bey, gecesini gündüzüne katarak FETÖ'nün "dinlerarası diyalog" dediği İncil'e sarılı namluyu millete yıllarca anlattı.
Şimdi eğer bugün, FETÖ düşmanı görünüyorsanız; bu diyalog kisveli kültür emperyalizminden cayın!
Yoksa FETÖ'yle düşman olduğunuza kimseyi inandıramazsınız?
"Prof. Dr. Haydar Baş!" deyin ki kurtulun.
Yoksa, FETÖ'vari zihniyetteyken Batı'nın hedefi olmaktan kurtulamazsınız, bilesiniz.
Bir soruyla başlayalım:
Batı, bizim için herhangi bir hayır dileğinde bulunur mu?
Cevabı açık:
Batı, bize hayra olan bir şeyi rüyasında görse, adını "kabus" koyar.
Daha yaklaşık bir insan ömrü kadar evvelinde asker çizmesiyle, asker üniformasıyla, asker silahıyla ama terörist bir ruhla ülkemizi işgal hatta ilhak etmeye gelmiş olan ülkelerin şu an bize iyilik diliyor olduğunu düşünmek, kurbandan evvel koyunun kesileceği bıçağı yalamasından başka bir şey değildir.
Peki, başka bir soru:
15 milyon verip kilise restore etmek, bunun açılışında inanç hürriyetinden bahsetmek ne anlama gelir?
Meselenin, inanç özgürlüğü meselesi olmadığı çok açık. İnanç özgürlüğü inançlara özgürlük tanımak, engel olmamak demek. Ama bu yapılan, bir Hıristiyan sembolüne milletin kendine hizmet için verdiği milyonları harcama meselesi diyerek kızıp bırakabileceğimiz bir mesele bile değil. Ötesinde, milletin düşmanı olan bir kültürü içimizde geliştirme meselesi.
Halihazırda Batı'da camiler, vatandaşın topladığı paralarla kendi cebinden yaptırılıyorken, bazı Batılı ülkelerde minare yasağı tartışması zaman zaman ortaya atılıyorken, biz 15 milyonu aşkın bir para vererek neden kilise açmaktayız?
FETÖ elebaşı bu tabloyu seyrettikçe kıs kıs gülüyordur emin olun.
Bizim bir teklifimiz var:
Kilise açmayın, cemevi açın!
Hıristiyan emperyalizmin koynuna girmek, bizi kurtarmayacak!
Bizi, Türkiye'de Alevi-Sünni ve İslam coğrafyasında Şii-Sünni kardeşliği kurtaracak. Bunun başka bir yolu yok.
Hem Müslüman bir ülkede Müslümanların ibadethanesini ibadethane statüsüne koymayacaksın, hem de kalkıp inanç özgürlüğünden bahsedeceksin!
FETÖ de, Hıristiyan ve Yahudi dostu ama Müslüman olan Alevi düşmanlığındaydı.
Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Bu çok açık. Ya ajan? Ajan, ajanı olduğu toplumların kardeşi ve sesi... Bu yüzden FETÖ en başından beri bir Hıristiyanlaşmaktan ibaretti, bir Yahudileşmekten ibaretti.
Bunun sebebiyse, dünyayı rahat sömürmek, topraklarımıza rahatça konmak isteyen emperyalizmin yüz yıl önce Atatürk önderliğinde yediği inanç tokatını bir daha yememe isteğidir.
Hedef şu: Biz Hıristiyanlığa aşık olurken, bize Hıristiyanlıkla namlu doğrulacak. Bizden istenense, o namluyu tutanın inancına aşık olduğumuz için o namluyu öpmemiz, öptüğümüz namluyla vurulmamızdır.
İşte bunun adı kültür emperyalizmidir ve FETÖ en başından beri bu yüzden tehlikeliydi...
Prof. Dr. Haydar Baş'ın FETÖ'de 1998'de fark ettiği de bir kültür emperyalizminin uzantısı olma vasfıydı. Bu yüzden Haydar Baş Bey, gecesini gündüzüne katarak FETÖ'nün "dinlerarası diyalog" dediği İncil'e sarılı namluyu millete yıllarca anlattı.
Şimdi eğer bugün, FETÖ düşmanı görünüyorsanız; bu diyalog kisveli kültür emperyalizminden cayın!
Yoksa FETÖ'yle düşman olduğunuza kimseyi inandıramazsınız?
"Prof. Dr. Haydar Baş!" deyin ki kurtulun.
Yoksa, FETÖ'vari zihniyetteyken Batı'nın hedefi olmaktan kurtulamazsınız, bilesiniz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüseyin Taşkın / diğer yazıları
- Ölenden borç var doğana borç kalıyor / 08.06.2019
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018